İktidarından muhalefetine herkes şu tespitte birleşti: Mesele sadece belediye seçimi değil arkadaş, sen hâlâ anlamadın mı? Madem öyle, seçimin yansımalarının nasıl olacağını da herkes merak ediyor. Misal, iktidar için kimi zaman merdiven kimi zamansa sopa olarak kullanılan yargı, bundan sonra ne yapacak? Hem AKP’nin teraziye dokunuşları ne olacak hem de yargıda kim nasıl tavır alacak?
İşte bu soruların yanıtı için Yargıtay, Danıştay ve bölge adliye mahkemesinde halihazırda aktif görevler yapan hâkimler ve savcılar ile görüştüm. Ve onlara yargıda oluşması beklenen yeni rotayı sordum. Kimi benzer kimisi ise birbirinin tersi görünen yanıtlar verdi. Lakin hepsinin ortak görüşü, çok şeyin eskisi gibi olmayacağıydı. İşte konuştuğum yargı mensuplarının anlattıklarından madde madde notlarım...
1- Yargının bağımsızlığına inanan meslek mensupları, şahsi olarak gelecek kaygısı asla taşımaz. Bu endişeyi yaşayanlar ise verdikleri kararların hukuka uygun olmadığını bilen ve bundan dolayı kaygı duyanlardır. Doğal olarak ikinci gruptakiler, siyasi konjonktürü de sıkı bir şekilde takip etmek zorunda kalır. Bu nedenlerle 31 Mart seçimlerinde oluşan iklim onları da etkileyecek. Haliyle, yargıdaki o isimler kendilerine çekidüzen verme refleksi içerisinde olacak.
2- Özellikle yüksek yargı organlarında dönüşüm belirgin şekilde ortaya çıkacak. Uzak gelecekte Yargıtay ve Danıştay’ın birleştirilmesi planı var. Bu hedef gerçekleşirse yeni bir havuz yaratılıp mevcut üyeler değiştirilebilir.
3- İktidar oy kaybettiğini düşündüğü grupların temsilcilerine koltuk verebilir. Örneğin, Yeniden Refah Partisi ilişkili ya da Süleymancılardan birisini Anayasa Mahkemesi’nde görebiliriz.
4- YÖK’te boş bulunan üyelik koltuğu için tıp kökenli ve türbanlı bir kadının atanması hedefleniyordu. Bu atamada da tıpkı AYM’deki gibi “gönül alma” motivasyonu uygulanabilir.
5- Anayasa değişikliği çalışmaları için uygun zemin aranır. Seçim analizi yapılarak, yürütme ve yargı sisteminde değişiklikler yapılabilir. Bu çalışmaları mevcut adalet bakanına yaptırıp daha çok yıpranmasını sağlandıktan sonra bakan değişikliğine gidilir. Keza, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın da soruşturmaların yönetimi konusunda Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile fikir ayrılıklarının olduğu ileri sürülüyor.
DEMİRTAŞ TAHLİYE OLUR MU
6- Muhaliflerin dosyalarında siyasi karar alma sürecinin hızlanması beklenir. Örneğin, İmamoğlu’nun mahkûmiyet dosyası koz olarak kullanılır. Her ne kadar İmamoğlu için denenen bu yöntem başarılı olmasa da İçişleri Bakanlığı diğer belediyeler üzerinde teftişlerini yoğunlaştırır. Görevlerine başladıktan bir süre sonra, yeni belediye başkanlarına hukuki alt yapısı olmayan dosyalar ile soruşturmalar açılır. Lakin muhalefet partili belediyelerin yanında, AKP’li belediyelere ya da bürokratlara da yolsuzluk operasyonları gerçekleşebilir.
7- Yargıdaki İstanbul ekibi, 2026’daki yeni HSK seçimlerinde tasfiye olabilir. Bir HSK üyesinin akçeli işlerinin Saray’da da duyulmasının, bardağı taşıran damlalardan olduğu yargı kulislerinde konuşuluyor.
8- MHP ile yaşanacak mesafe yargıdaki koltuklara da sıçrar. MHP referanslı Menzilcilerin yargıdaki etkisi kırılır ve hatta tasfiyeler yaşanır.
9- AKP-MHP ittifakının seyri siyasi davaların kaderini etkiler. Sürpriz olmayacak bir ayrışma, Gezi davasında olması gereken ama beklenmedik kararları görmemizi sağlar. Bu süreçte DEM Parti ile de temas kurulup Selahattin Demirtaş’ın tahliyesi sağlanabilir. Ancak tahliye kararı verildikten sonra, siyasi konjonktüre göre bu olay sahiplenilir ya da yargının üstüne atılır. Unutmamalı ki bu olasılıklar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirleyeceği olası yeni rotaya göre karşımıza çıkar.
10- Sinan Ateş dosyası MHP’nin en yumuşak karnı durumunda. Dosyanın akıbeti, Cumhur İttifakı’nın devamına ya da dağılmasına bağlı. Lakin şurası kesin ki Sinan Ateş dosyası MHP’yi sıkıştırmak için elde bir koz olarak tutulmaya devam eder.
11- Ayhan Bora Kaplan dosyasında yeni itiraflar alınır. Gerekli operasyonlar yapılmış gibi gösterilip bazı Emniyet ve yargı mensupları için davalar açılır. Bu dosya üzerinden Süleyman Soylu’nun tasfiyesi de tamamlanır. Zira Soylu, seçim sürecinde de yeterince çalışmadı. Aile ocağı Gaziosmanpaşa’nın CHP’nin yönetimine geçmesinde Soylu’ya da fatura kesilmesi bekleniyor.