Milletin kafası fena bozulmuş

Bu yazıyı yazdığım saatte henüz hiçbir sonuç kesin değil; oy sayımları devam ediyor.

İstanbul ve Ankara’da seçmen İmamoğlu’nun ve Yavaş’ın başkanlığa devam etmesine karar vermiş görünüyor.

İlk izlenim. Milletin kafası fena bozulmuş.

Neye bozulmuş olabilir?

Genel olarak ekonomideki bozuk gidişata bozulmuş olabilir.

‘Para’ toplumdaki en yüksek değerlerden biri. Hadi her şey demeyelim, bir sürü şey parayla ölçülüyor.

Paranın ayarı bozulunca vatandaşın ayarı da bozulur.

Paranın ayarındaki bozulmayı geçen mayıs ayında tam olarak idrak edemeyen vatandaş 9 ayda konuya vakıf olmuş olabilir.

Ya da mayısta muhalefetin işlemeye çalıştığı tezler bu martın sonuna doğru etkisini icra etmeye başladı.

Emekliler de çok öfkelenmiş, öyle anlaşılıyor.

Seçim sath-ı mailinin en aktif kitlesi emeklilerdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç kez elini cebine attı attı fakat çıkarıp bir şey veremedi.

Konuyu bankaların maaş promosyonlarına havale etti.

Buna şaştım. Çünkü Erdoğan normal şartlarda verirdi.

Mehmet Şimşek’in gücü yetti demek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı durdurmaya.

Vatandaş, Gazze’deki zulme de mutlaka öfkelenmiştir.

Hem zulme hem de zulüm karşısında Türkiye’nin sözün ve hamasetin ötesine geçen bir mukabelede bulunamamasına…

İsrail’le ticaretini yavaşlatmak veya durdurmak şöyle dursun arttırmasına…

İsrail’le ticareti açtıkları pankartlarla kınayan gençleri göz altına almasına…

Ak Parti tabanının mütedeyyin olan kısmındaki sandığa gitme isteksizliği Gazze’deki zulüm karşısında iktidarın ticari de olsa bir eyleme geçememiş olmasıyla çok ilintilidir.

Ak Parti’nin dışındaki faktörleri de ihmal etmemek lazım.

Yeniden Refah, boydan boya bütün Türkiye’de seçim sonuçlarını etkilemiş görünüyor.

Ak Parti’nin yaptığı yanlışlardan ve yapmadığı doğrulardan rahatsız olan muhafazakâr seçmen için bir iltica yeri oldu Yeniden Refah.

Birçok büyük ve küçük şehirde isabetli, muhafazakâr seçmenin oyunu celbedecek adaylar bulması da Yeniden Refah’ın başarı hanesine yazılmalı.

Dem seçmeninin etkisi yok mu?

Var.

Dem seçmeninin izlediği seçim politikası kritik bölgelerde CHP’nin oyunu arttıran bir faktördü.

Yeniden Refah ise Ak Parti’den soğuyan seçmenlerin adresiydi.

İyi Parti seçmeni de son derece stratejik davrandı.

Sanki oylarının üreteceği sonucu ince ince hesap etti, oyunu o hesaba göre kullandı.

Kendi adaylarının güçlü olduğu yerlerde kendi partisini destekledi.

Başka seçim bölgelerinde mesela İstanbul’da kazanacağını düşündüğü muhalif adayı destekledi.

Bu seçim evvela İstanbul seçimiydi.

İBB Başkanı İmamoğlu CHP’de bir değişim harekâtı başlatmıştı.

Eksiği, fazlası çok olan bir harekattı bu. 

CHP içinde de olumlu ve olumsuz yansımaları oldu.

‘Değişim’ kavramının içi yeterince doldurulmamıştı mesela.

Özellikle İstanbul’daki aday tercihleri çokça tartışılmıştı.

Seçim sürecinin başlangıcında muhalif seçmen 28 Mayıs hezimetinin etkisiyle çok moralsizdi.

Ak Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın 28 Mayıs’ın rüzgarıyla birçok büyükşehir belediyesini CHP’den geri alacağı düşünülüyordu.

İki-üç ay önce hava aşağı yukarı böyleydi.

İmamoğlu, muhalif tabanda sağladığı iş birliğiyle bu eğilimi tersine çevirdi.

Bu seçimde İmamoğlu’nun siyasi kapasitesi teyit edilmiş oldu.

İmamoğlu’nun İstanbul’da başardığına benzer bir işi Ankara’da Mansur Yavaş, bu kez sağ seçmen arasında bir iş birliği sağlayarak başardı.

Yavaş’ın başarısına Cumhur İttifakı adayı Turgut Altınok’un herkesin ağzını açık bırakan muhteşem malvarlığı açıklamasının da katkısı oldu.

Türkiye’nin, Türkiye’deki seçmenin seçme yetkisine sahip çıkması da bu seçimin en önemli sonuçlarından biriydi.

Gerisini, kimin nereyi nasıl kazandığına ve kaybettiğine dair ince analizleri önümüzdeki günlerde yaparız inşallah.