CHP için zor eylül

Eylül ayının CHP için zor geçeceği söyleniyordu.

Nitekim öyle başladı.

Eylül ayının ikinci günü mahkeme CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’i görevden aldı ve başkan seçildiği İl Kongresi’ni iptal etti.

Çelik’in yerine aralarında Gürsel Tekin’in de bulunduğu kayyım heyeti atadı.

Oysa il başkanlığı iptal davasının duruşmasının 23 Eylül’de yapılacağı açıklanmıştı.

CHP’li hukukçular kararın geçersiz olduğunu, mahkemenin böyle bir yetkisi olmadığını, ara karar veremeyeceğini açıkladılar.

İktidar sandıkta yenemediği CHP’yi köşeye sıkıştırmak ve muhalefet yapamaz

hale getirmek için yoğun bir çaba içinde.

CHP’liler hakkında açılan davaların 11’i Eylül ayında görülecek.

Eylül ayı CHP için mahkemelerde savunma ayı olacak.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem

İmamoğlu hakkında açılmış 8 dava var. Bu davalarda İmamoğlu için toplam 22

yıl hapis cezası talep ediliyor. Ayrıca yürütülen dört soruşturma iddianame

aşamasında. “Kent uzlaşısıyla” ilgili iddianamenin Eylül ayında tamamlanması

bekleniyor.

Bu ay duruşması yapılacak davalar arasında Özgür Özel’in genel başkan

seçildiği kurultayın iptal davası da var.

Bu duruşma 15 Eylül’de yapılacak.

İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Antalya

Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek dahil 16 CHP’li belediye başkanı

tutuklu.

CHP Lideri Özgür Özel hakkında ise dokunulmazlığının kaldırılması için

Meclis’e fezleke üstüne fezleke gönderiliyor.

CHP’nin belediye başkanları terörist değil, katil değil ama tutuklu

yargılanıyorlar.

Oysa tutuksuz yargılanmaları gerekir.

Bu uygulamalar demokratik hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmıyor.

Ancak iktidarın öyle bir kaygısı yok.

Sandıkta yenemediği CHP’yi davalarla çalışamaz hale getirmeye ve

cumhurbaşkanlığı seçiminde yenemeyeceğini düşündüğü İmamoğlu’nun

adaylığını da hapis cezaları ve diploma iptaliyle önlemeye çalışıyor.

İktidarın CHP ve CHP’li belediye başkanları üzerinde kurduğu ağır baskı ve

yarattığı mağduriyet iktidarı değil CHP’yi güçlendiriyor.

İmamoğlu’nun gözaltına alındığı 19 Mart bu yana CHP’ye olan destek her gün

artıyor.

Özel’in haftada en az iki kez düzenlediği mitinglere katılım da giderek büyüyor.

Bu uygulamalara tepki sadece CHP’lilerden gelmiyor.

Diğer parti seçmenleri de iktidarın bu uygulamalarına tepkili.

CHP’de bir yılgınlık, geri adım atma eğilimi hiç yok.

Aksine bu haksız uygulamalar CHP’yi kamçılıyor.

CHP’lileri daha fazla çalışmaya itiyor.

CHP’nin iktidar üzerindeki erken seçim baskısı artıyor.

Erken seçim talebi sadece CHP seçmeninde yok. Bu uygulamalara karşı olan ve

ekonomik kriz nedeniyle geçinemeyen çok geniş kesimlerde de erken seçim

talebi dillendiriliyor.

İktidar her ne kadar bu taleplere kulağını tıkasa da demokrasi ve hukuk devleti

ilkesinden uzaklaşan baskı politikasını ilelebet sürdürmesi mümkün değil.

Demokrasilerde halka rağmen politika yapmanın imkânı yok.

Bu baskı politikasının seçimde iktidarın değişmesi olasılığını güçlendirdiği de

açık.

Bu gerçeği gören CHP de iktidar hazırlıklarını hızlandırdı.

CHP Genel Merkezi uzman isimlerle yürüttüğü yeni program çalışmasını

sonlandırmak üzere.

CHP, 8 Eylül’de, iktidara geldiğinde izleyeceği politikayı ve hayata geçireceği

projeleri kamuoyuna açıklayacak.

CHP’li milletvekilleri illerde sürdükleri ziyaretlerde bu programı anlatacak ve

iktidara hazır olduklarını vurgulayacaklar.

İktidar erken seçim tarihini ne kadar ötelerse ötelesin, normal koşullarda,

yapılacak ilk seçimde iktidar değişikliğini önlemesi mümkün gözükmüyor.