Bu hükümete...
Ekonomiden vurabilirsin, pahalılıktan vurabilirsin. Liyakat üzerinden vurabilirsin. Demokrasi üzerinden, özgürlük üzerinden vurabilirsin.
Hatta “ne gerek var” diyerek büyük projeler üzerinden vurabilirsin. Hatta ve hatta “Savunma sanayisi abartılıyor” falan diyerek bile vurabilirsin.
*
Bu çabalarının belli ölçülerde karşılığını alabilmen mümkün olabilir.
Hükümetin en başarılı olduğu savunma sanayisinde bile kafaları karıştırman imkânsız değil.
*
Ama vurarak hiçbir biçimde başarı elde etme şansın olmayan tek bir konu var:
GAZZE.
*
Hiç şansın yok bu alanda.
Çünkü dünya alem şunları bilir ki:
- Netanyahu’nun yeryüzünde en nefret ettiği ve en çok çekindiği ülke: Türkiye’dir.
- İsrail’in en gerici bakanlarının sabah akşam hedef aldığı tek lider: Erdoğan’dır.
- HAMAS’ın sürekli “biz kendisinden ve halkından razıyız” dediği ülke: Türkiye’dir.
*
Böyle bir kompozisyon içinde...
Hükümeti Gazze üzerinden yıpratma çabası...
Çok boş beleş, acayip nafile ve başarısızlığa sonsuz mahkûm bir girişimdir.
Başarısızlığa mahkûm bir çaba
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ CİNAYETİ
Yaşar Kemal’in “Demirciler Çarşısı Cinayeti” romanın adı gibi.
Ya da Agatha Christie romanlarının adı gibi.
*
Ancak...
- Yaşar Kemal’in ünlü romanında cinayet bir türlü işlenmez.
- Agatha Christie romanlarında da hep karmaşık cinayet öyküleri anlatılır.
*
Boğaziçi Üniversitesi cinayetine gelince...
24 suç kaydı bulunan Ayberk, Boğaziçi Üniversitesi’nin bir kafesinde garsonluk yapan 15 yaşındaki Hilal’i tabancayla öldürüyor ve sonra da intihar ediyor.
Budur. Bundan ibarettir.
Hiçbir gizem yok. Hiçbir karmaşıklık yok. Hiçbir düğüm yok.
*
Pardon.
Tek bir gizem var: Ayberk, tabancayla o kampusa nasıl girdi?
Başarısızlığa mahkûm bir çaba
OFİS ÖFKESİNİN KONTROLÜ İÇİN ÖNERİLER
- El altında saksı falan olmamalı.
- Hiyerarşiye fazla yaslanılmamalı.
- Mümkünse evden çalışmaya geçilmeli.
- “Sen kimsin lan” cümlesi lügattan çıkarılmalı.
- “Ya kontrol ya da kamerasızlık” prensibi uygulanmalı.
- Bin yılda toplanan itibarın iki dakikada gidebileceği unutulmamalı.
Başarısızlığa mahkûm bir çaba
AMAN DİKKAT
- İşi gücü bırakıp sadece Atatürk temalı tartışma açanlara AMAN DİKKAT!
*
- Anıtkabir odaklı çekişmelere ve provokasyonlara öncülük edenlere AMAN DİKKAT!
*
- “Türk” ve “Türkiyeli” tartışmasını köpürtmeye doyamayanlara AMAN DİKKAT!
*
- Kadınların kılık kıyafetlerini siyasi çekişme alanına dönüştürenlere AMAN DİKKAT!
CHP’NİN EN BÜYÜK SORUNU
Son günlerde CHP’li belediyelerde ortaya çıkan durum şu:
*
Su sıkıntıları... Altyapı sorunları... Çöp sorunları... Bitmeyen aşırı heykel merakı... Temel sorunlar yerine konserlere abanma...
*
CHP’nin “biz iktidara geldiğimizde Türkiye’yi bunlardan daha iyi yönetiriz” duygusunu ahaliye geçirmesi gerekiyor.
Dikkat! Ahali diyorum. Taraftar demiyorum.
*
Ahali kimdir?
Bazen AK Parti’ye, bazen MHP’ye, bazen DEM’e oy veren... Politize olmamış... İcraat bekleyen... Mevcut halinin gerisine düşmek istemeyen...
Büyük insan topluluğudur.
*
CHP, bu kitleyi “daha iyi yönetebileceğine” ikna ederse iktidar yüzü görebilir.
Aksi taktirde imkânsız.
Başarısızlığa mahkûm bir çaba
ERDOĞAN’IN PROGRAMI
30 AĞUSTOS ANKARA 31 AĞUSTOS ÇİN
30 AĞUSTOS
- Sabah saatleri: Anıtkabir ziyareti.
- Öğle saatleri: Zafer Bayramı tebriklerini kabul.
- Akşam üzeri: Harp Okulları diploma töreni ve uzun bir konuşma.
- Akşam saatleri: Zafer Bayramı özel konseri.
Başarısızlığa mahkûm bir çaba
31 AĞUSTOS
Bir de baktık ki...
Taaaa Çin’e gitmiş.
Harıl harıl temaslarda bulunuyor.
*
İnsan, “bir gün dinlenelim, sonra bakarız” falan der değil mi?
Hayır, demiyor.
*
Erdoğan’ı Erdoğan yapan...
Galiba biraz da bu bıkmaya kapı aralamayan, bitmek tükenmek bilmeyen gayret.