Saray, CHP’li belediyeleri soruşturma bahanesiyle kıskaca alırken buna paralel yerel seçimleri kazanan belediye başkanlarını ve belediye meclislerinde çoğunluğu devşirme politikasını devreye soktu ya, bu politika bazı Saray biatçılarınca büyük deha olarak isimlendirilmeye başlandı.
İnsan düşünme ve analiz etme yeteneklerinden mahrum olunca oy verenlerin oylarının çalınmasına olan kızgınlıklarını ve iktidara daha kararlı tavır almalarını görmez, “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” kadim atasözünü bile anlamaz, sonuçta kendisinin bizzat kurban olacağını görmez. Bunun kısa sürede bir rövanşı olacaktır, o zaman millet hesabını kesecektir, misliyle!
Başka bir kadim atasözümüz de var üstelik şiir gibi de yazılmıştır:
Mağluptur bu yolda galip,
sanma ki deniz mavi,
bulutlar beyaz sanma,
her şey göz yanılması, hepsi koca bir yalan.
Bu iktidara söylenmiştir.
Bunun tersi ise kaybetmiş gibi görünenler için söylenir: Galiptir bu yolda mağlup!
***
Üstelik bunun tarihte adı da var: Pirus zaferi.
Makedonya Kralı Pyrrhus MÖ 280’de Romalılara karşı birbiri ardına iki savaşı kazanır. Fakat o kadar ağır kayıplar verir ki bu zafer yenilgiye eşdeğer sayılır. Roma’nın çok büyük taze asker deposu vardır. Ordusunu yenileme gücü yüksektir ama Makedonya’nın değil. Bu nedenle tarih, kralın zaferini Pirus zaferi olarak kaydeder.
***
Aslında Pirus zaferine benzer galibiyetler de vardır. Osmanlıların Zigetvar Kalesi’ni fethetmesi bu tür zafere örnek olarak gösterilir. 33 gün süren Zigetvar kuşatmasında kale alınır ama iki taraf da çok ağır kayıplar verir. Sultan Süleyman da bu kuşatma sürecinde çadırında ölür. İkinci Viyana kuşatmasının başarısızlığı verilen kayıplara bağlanır. Osmanlı duraklama dönemine ve giderek Avrupa’dan çekilme dönemine girecektir. Bu nedenle Zigetvar’a Pirus zaferi olarak bakılır.
***
İktidar 55 kadar belediyeyi transfer etmiş. Halkın oyunu alamazsanız, iktidar olmanın avantajı ile her türlü aracı deneyerek oy verdiği belediyeleri transfer edersiniz ve bu parlak bir politik zekâ olarak da alkışlanır.
***
Ama akıl, bunların bir Pirus zaferi olduğunu görmez. İçten içe ama bilir ki bunları ilk seçimde geri verecektir.
Ama şu sırada iktidara Pirus zaferleri gereklidir. Geçici, anlamsız, halkın gözünde sıfır olsa bile, sanki gerçek zafer kazanmış gibi sanal oyunlar. Güç gösterisine ihtiyacı vardır: Azınlığa düşmüştür. Halkın ve muhalefetin seçim çağrılarına yanıt verecek koşullara sahip değildir. Yoksullaşmayı alabildiğine sürdürmektedir. Ekonomik kriz görünse bile temelinde zengin sınıflara, beşli, onlu, ellili gruplar halinde işadamlarına büyük servet aktarımlarının krizde etkisi görülmektedir. Ülkede her türlü çete cirit atıyor.
Şimdi lazım bana zaferler. Bu amaçla da transferleri veya satın almaları gerçekleştirmek için kurulan üst düzey bir politik grup her türlü araçla donatılmış görünüyor.
***
Beyoğlu Belediyesi’ne kurdukları kumpas da başkanı değil ama belediyeyi devralmaya yönelikti. İki oy farkını yok etmek ve AKP’li bir başkan seçtirmek için, CHP’li üyeleri her türlü baskı ile devşirme politikasını seyrettik. Herkesi Aydın’dan ve başka yerlerden devşirdikleriniz mi sandınız?...
***
Bu transfer politikasının ülkeye ağır faturası, kötü kümülatif etkisi de var. Zaten ahlaksızlığın dibe vurduğu zamanlarda, ahlakı siyasi olarak ortadan kaldırma girişimi olarak da görülmektedir.
Ahlaksızlık devşirilmektedir. Bünye sağlıklı olsaydı böyle bir transferi reddederdi.
***
Gazze’de görülmemiş, giderek doruklara tırmanan, Hitler’i taklit eden Siyonist soykırımcılar karşısında, Ankara “Van minut eyyy Netanyahu” falan bile diyemiyor. Ama en azından Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri, Mısır ile bir çözüm arayışına girişebilir. Bu ülkeler İsrail soykırımı, savaşı durduruncaya kadar tüm ilişkilerini askıya alabilir, İbrahim Anlaşmalarını çöpe attık diyebilir, vb. vb...
Bu derin sessizliğe insan isyan ediyor. Bir rüzgâr estirin de yaprak kımıldasın, bu korkunuz neden?