Memlekette son günlerde gerçekten enteresan enteresan işler oluyor.
Ne yazık ki bu enteresanlıklar yargı alanından geliyor.
Şimdi gelin geçen hafta yaşanan olaya bir göz atalım:
Başlama vuruşunu iktidar yanlısı bir gazete yaptı.
Yayınladığı bir haberde, İBB soruşturması tutuklularından Fatih Keleş’in bir gruba “Aziz İhsan Aktaş’ı susturun” talimatı verdiği, bu çerçevede Selahattin Yılmaz isimli şahsın kiralık katil olarak görevlendirildiği iddia edildi.
***
Fatih Keleş, haber üzerine çok sert bir açıklama yaparak iddiayı reddetti ve kamuoyuyla ilginç bir detay paylaştı.
Buna göre Cem Duman isimli bir avukat, yanında başka bir avukatla Keleş’i ziyaret etmiş ve “para ve istenen ifadeyi ver etkin pişmanlıktan yararlan, cezaevinden kurtul” demiş.
Fatih Keleş ilgilenmeyince avukatlar ikinci defa ziyaretine gelerek ellerinde bir istihbarat bilgisi olduğunu anlatmış. O istihbarata göre de Keleş hakkında “suikast hazırlığı” konulu yeni bir soruşturma açılacakmış.
Avukat, Keleş’e bu defa kendisini bu soruşturmadan kurtarmayı vaat etmiş.
Keleş yine ilgilenmemiş ve avukatı bir defa daha göndermiş.
***
Keleş’in açıklamalarından sonra bir operasyon gerçekleştirildi ve Selahattin Yılmaz ile avukatların da aralarında bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı.
Yılmaz ile diğer şahıslara “Silahlı suç örgütüne üye olmak” suçlaması yöneltildi.
Hâkim karşısına çıkarılan 13 kişiden 10’u tutuklandı. Tutuklananlar arasında Yılmaz ile Avukat Cem Duman da yer alıyordu.
Bu olay, CHP lideri Özgür Özel’in açıkladığı avukat aracılığıyla itirafçı yapma çabasıyla ilgili olaylara yeni bir halka olarak eklendi.
Özel de daha önce iki avukatın aynı yöntemi uyguladığını teşhir etmiş, avukatlardan biri ev hapsine çarptırılmış, diğeri de AK Parti’den istifa etmek zorunda kalmıştı.
***
Özgür Özel, Aydın mitinginde AK Partililerin birbirine girdiğini söylerken “Güya Fatih Keleş suikastçı tutmuş. Kiralık katili tutacağını söyledikleri kişi Selahattin Yılmaz. Ne tanırız ne biliriz. Ancak MHP’nin gözbebeğidir. Devlet Bey’in yakınıdır. AK Toroslar çetesi MHP’ye de ayar vermektedir” dedi.
Özel’in bu sözlerine yanıt Devlet Bahçeli’den geldi.
Bahçeli açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Selahattin Yılmaz ismini temel alarak MHP’ye ayar verildiğini iddia etmek çok ağır bir büthan, dayanıksız ve mesnetsiz bir uydurmadır. Kaldı ki MHP’ye ayar ve istikamet vermek hiç kimsenin yapabileceği bir şey değildir. Ezcümle ve tekraren, Selahattin Yılmaz ülküdaşım ve dava arkadaşımdır. İnanıyorum ki masum ve suçsuz olduğu da süreç içinde anlaşılacak ve açığa çıkacaktır. “
***
Bahçeli’nin bu açıklamasını bir meslektaşımla konuşurken “sen ne anladın” diye sordum.
O da “ben burada asıl mesajın iktidara ve yargıya verildiğini düşünüyorum” dedi.
Biraz açmasını söyleyince de sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gayet açık. İktidara ‘kimse bize ayar çekemez’ diyor. Ayrıca ‘Selahattin Yılmaz’ın masum ve suçsuz olduğu da süreç içinde anlaşılacak ve açığa çıkacaktır’ sözlerinden sonra Yılmaz’ın uzun süre cezaevinde tutulamayacağını göreceğiz.”
Ne yalan söyleyeyim, açıklamayı okuduğumda ben de aynı şeyleri düşünmüştüm. Mesajın Özel’e değil iktidara ve yargıya olduğuna kanaat getirmiştim.
***
Bir süre sonra Özgür Özel topa girdi ve Bahçeli’nin açıklamasıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bizimle ilgili de sert eleştirileri var. ‘Selahattin bizim ülküdaşımızdır diyor. Ona nasıl katil derler’ diyor. Ben ‘Yapılan operasyon Bahçeli’ye had bildirmedir’ dedim. ‘Katil’ demedim. Sayın Bahçeli’nin beni yanlış anladığını düşünmüyorum. ‘Özgür’üm sana söylüyorum, ittifak ortağım sen anla’ diyor.”
Demek ki Özel de bizim gibi algılamış.
Bu arada şuna da dikkatinizi çekmek isterim:
Özel’in “avukat üzerinden itirafçı üretme” konusunda yaptığı bütün açıklamalar doğru çıktı. Hali hazırda üç somut örnek ortaya saçıldı.
Sizce de bu somut olaylar İBB soruşturmasına “itirafçı üretme” gölgesi düşürmüyor mu?
Çerçioğlu’na tekbirli destek
Hiç şüphem yok.
CHP’nin Aydın mitingi, Genel Başkan Özgür Özel’in son zamanlarda Anadolu’da ve İstanbul’da yaptığı en büyük mitinglerden biriydi.
Belli ki Aydın halkı, 26 yıldır CHP çatısı altında siyaset yaptığı halde “Ben Cumhurbaşkanımıza yakın bir siyasi anlayışa sahibim” diyerek AK Parti’ye geçen Özlem Çerçioğlu’na çok tepkiliydi.
Çoğu oyunu helal etmediğini beyan etmek için meydandaydı.
Çoğu, Özgür Özel konuyu değiştirdikçe “Özlem İstifa” diye haykırarak mitingin hep Çerçioğlu, ekseninde devam etmesini istiyordu.
Çoğu, Çerçioğlu o gece rahat uyumasın diye meydandaydı.
Mitingden bir gün sonra ne oldu dersiniz?
Ankara’dan telefonlar yağdı. “Yalnız değilsin” mealinde cümleler kuruldu.
AK Parti Aydın teşkilatı harekete geçirildi. “Başkan’a destek olun” talimatı verildi.
Yüzlerce AK Partili Belediye’ye giderek Çerçioğlu için “dik dur eğilme” sloganıyla destek verdi. Gelin görün ki destek ziyareti Çerçioğlu’na destekten çok “kaleyi zaptetme” havasındaydı. Çok merak ediyorum, yıllardır CHP mahallesinde yaşayan Çerçioğlu ve CHP’li bürokratları tekbir sesleri ve “Recep Tayyip Erdoğan” sloganları arasında neler hissetti?
Kale ele geçirildiğine göre bir sonraki aşamaya geçilebilir.
O da TÜGVA başta olmak üzere tarikat ve cemaat vakıflarına destek olmak.
Haydi Çerçioğlu, madem 26 yıl sonra İslamcı muhafazakâr oldunuz, şu cemaat tarikat yurtlarının maddi sorunlarına da bir el atın!