Beklenti çıtasını arşa çıkarmanın raconu

“Yarın şu saatte öyle bir açıklama yapacağım ki... Yer yerinden oynayacak” tarzı açıklamalar yapmak...

- Çok şahane bir iletişim taktiğidir.

- Çok tatlı bir ilgi çekme aracıdır.

- Çok muazzam bir meraklandırma yöntemidir.

*

Fakat tek bir koşulu vardır bu işin:

Vaadi gerçekleştireceksin.

*

Vaadi öyle bir gerçekleştireceksin ki...

- Dostun da düşmanın da “gık” diyemeyecek.

- Gerçekten de yer yerinden oynayacak.

- Çarşı, bir daha toparlanamayacak denli karışacak.

- Hiç kimse ama hiç kimse “öyleydi böyleydi” diyemeyecek.

 *

Aksi takdirde...

Bir daha “Yarın şu saatte öyle bir açıklama yapacağım ki...” dediğin anda...

Sadece bütün dudaklarda biraz acı, biraz da tatlı tebessümlere yol açarsın.

ÇOK PARDON ÇOK ÖZÜR

CHP Lideri Özgür Özel’in geçmişteki bir CHP toplantısında Özlem Çerçioğlu’nun elini sıkmadığını yazmıştım dünkü yazımda.

Videodaki ters ışığın kurbanı oldum.

Fotoğrafı gördüm. Özlem Hanım’ın elini havada bırakmamış Özgür Özel.

*

Özgür Özel’den bu konuda bana gelen mesaj şöyle:

*

“Ahmet Bey. Ömrümde kimsenin elini havada bırakmadım. Hele hele benden daha kıdemsiz birinin elini sıkmadan geçmek asla. Birileri görüntüdeki o kısmı kesip bir tuhaf iş yapmış.”

*

Düzeltiyorum, ilgililerden özür diliyorum.

ÜÇ AÇIDAN AK PARTİ’NİN 24 YILI

1) KURUMSALLIK: 24 yılda kurumsal yapısını pekiştirmiş bir parti var karşımızda. Bu kurumsal yapının korunması ve pekişmesi, Erdoğan’ın en önem verdiği konu oldu hep.

*

2) İNSAN KAYNAĞI: AK Parti’nin ilk yıllarında insan kaynağı sorunu vardı. Bu sorun, 24 yılın ardından tamamen aşılmış gibi görünüyor. Şu anda muazzam bir insan kaynağına sahip AK Parti.

*

3) GENÇLEŞME: Sürekli bir yenileme ve gençleşme yaşıyor parti. Partinin gençlik kollarında yetişmiş, orada pişmiş 

birçok isim, şu anda partiyi yönetiyor.

  

ÖZLEM ÇERÇİOĞLU’NU NEDEN TRANSFER ETTİLER

- Siyasette çekim merkezinde hangi partinin olduğu her zaman önemlidir. CHP’nin en nadide belediye başkanını transfer ederek “çekim merkezi AK Parti’dir” algısını yaymak istediler.

*

- Siyasette moral de moralsizlik de süper önemlidir. Kendilerini moralli, muhalefeti moralsiz kılmayı amaçladılar. Bunu da inceden başardılar gibi.

*

- Siyaset bir güç mücadelesidir. Güçlenerek yürümek, her zaman ahaliyi büyüler. Bu transferin böyle bir sonuç doğuracağına inandılar.

  

CUMA HUTBESİ

YİNE cuma hutbesi...

Yine homurdanmalar...

*

Ben artık şundan eminim:

*

Diyanet’in, cuma hutbesini hazırlayan ekip...

Hutbeyi kaleme alırken...

“Dur, şuraya Nevşin’i delirtecek bir cümle koyalım” ya da “Dur, şuraya öyle bir cümle koyalım ki Cumhuriyet’e manşet olsun” falan diye bayağı eğlenmekte.

LAVROV’A DAİR TEZLER

- Soğukkanlı ve renkli.

- Kendine özgü bir mizah anlayışı var.

- Tişört yazısıyla mesaj vermeye bayılıyor.

- Putin’den rol çalarken korkusu yok.

- Öngörülür ama küçük sürprizlere de açık.

- Amerikan kültürüne çok da uzak değil.

- Geceleri Hollywood filmleri izliyormuş gibi bir havası var.

BELEDİYE OPERASYONLARINDAN ÇIKARILMASI GEREKEN DERSLER

MÜDÜR yapacağın adamları, “dava adamı” olanlardan seçeceksin.

Yoksa anında satışa gelirsin.

*

Etkin pişmanlara kıyısından köşesinden bile bulaşmaman gerekiyor.

Yoksa başın beladadır.

*

Kimseye en baştan sonsuz kefil olmaman lazım.

Yoksa mahcup olman kaçınılmaz.

*

Yakın çalışma ekibini, ihale peşinde koşan adamlardan kurmaman şart.

Yoksa pişman olursun.

*

“Bana dokunamazlar, ayaklanma çıkar” falan diye hayal kurmayacaksın.

Yoksa öyle kalırsın ortada.

İBRAHİM TATLISES’İN YENİ ‘MEGRİ MEGRİ’SİNİ DİNLEDİM

SÖZLERİ şöyle:

*

Barış geldi şehrimize

Megri megri, daye megri

Bayram geldi evimize

Megri megri, babo megri

Ben babayım sen de ana

Megri megri, daye megri

Yeter artık doyduk kana

Megri megri, daye megri

Diyarbekir Allah vekil

Megri megri, daye megri

Urfa Mardin buna kefil

Megri megri, daye megri.

İbrahim Tatlıses’i iki nedenle kutluyorum:

*

- BİR: Daha önceki çözüm sürecinde Şivan Perver’le söylediği ‘Megri Megri’ üzerinden linç edilmiş olmasına rağmen bir kez daha ‘Megri Megri’ deme cesareti gösterdiği için.

*

- İKİ: Kırk yıllık terör belasından kurtuluş karşısında bütün sanat ve müzik dünyası sus pus olmuşken bu kurtuluşa sanatıyla çok güçlü bir destek verdiği için.

BİYOPLASTİK, PLASTİĞE ALTERNATİF OLABİLİR Mİ

DÜN Çevre Bakanı Murat Kurum açıkladı: Tek kullanımlık plastiklerde kısıtlamaya gidilecekmiş. Çok doğru bir karar. Plastikten kurtulmalıyız.

*

Tarıma dayalı sanayi faaliyetleri yürüten “Sunar” isimli bir şirket var.

Bu şirket, plastiğe alternatif olabilecek nitelikte bir ürün üretiyor.

*

Şirketin iddiasına göre... “Biyoplastik” adı verilen bu ürün, yapısal olarak petrol türevlerinden tamamen farklıymış, çevre dostuymuş, nişasta bazlıymış, doğada çözülebiliyormuş, toprağa karışarak gübreye dönüşebiliyormuş.

*

Fakat gelin görün ki...

Mevcut uygulamalar ve yasalar, çevre dostu olduğu söylenen bu ürüne, “petrol türevi plastik” muamelesi yapıyormuş.

Eğer biyoplastikle ilgili “Sunar” isimli şirketin iddiaları doğruysa... Bu ürünün farklı bir uygulamaya tabi tutulması, hatta teşvik edilmesi “Sıfır Atık Vizyonu”na süper uygun düşmez mi?