AKP’nin listesinin şifreleri

Başkentin yaz aylarındaki en önemli gündemini oluşturacak açılım komisyonunun yapısı çok tartışılırken, isimlerin nasıl belirlendiği, hangi dengelerin gözetildiği es geçildi. Özellikle iktidar partisinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın isimler ve temsil edecekleri iller konusunda inisiyatif kullandığı anlatılıyor.

Komisyonun ismi konusunda kafa karışıklığı süre dursun, iktidarın ‘Terörsüz Türkiye’ başlığı ile sunduğu bu çalışma hakkında, “terör sorunu biterse asıl konuşulması gereken Kürt sorunu” diyenler var.

***

AKP’nin komisyonda yer alacak isimler belirlenirken, tüm bölgelerden temsilcilerin olmasına özen gösterildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu isimlerin büyük şehirlerden seçilmesini istedi. Çünkü alınacak kararların özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgesi dışındaki illerde anlatılması gerekeceği, seçmende oluşacak tepkinin yönetilmesi gerektiği söylendi.

AKP yönetimi isimleri seçerken, Tekirdağ’dan İzmir’e kadar geniş bir yelpaze belirlendi. Özellikle büyükşehir milletvekillerinin etki-tepki konusunda bölgelerindeki durumu izlemeleri ve yönetmeleri gerekecek. Çünkü AKP yönetimi, oluşacak seçmen tepkisinin kendilerine zarar vermesinden korkuyor.

Komisyona kadınlardan temsilci alınması özellikle tercih edildi. Bazı isimler özel olarak listeye alındı. Örneğin Hüseyin Yayman, daha önce kadük kalan açılım sürecinde çalıştığı için tercih edildi. AKP’nin son transferlerinden olan Kürşat Zorlu’nun milliyetçi tabanda oluşacak tepkileri yönetmesi bekleniyor. Grubun temsilcisi konumundaki Abdulhamit Gül ise hem eski bakan hem hukukçu hem de Gaziantepli olması nedeniyle görevlendirildi.

AKP’nin komisyon üyeleri sadece yapılacak çalışmalar ve önerilecek yasalarla ilgili çalışmayacak. Aynı zamanda seçim bölgelerindeki seçmen kitlesinin alınan kararlara ve gelişmelere karşı tavırlarını izlemek ve yönetmek açısından da görev üstlenecekler.

***

Son günlerde yapılan kamuoyu araştırmaları, başlatılan bu sürecin vatandaştaki karşılığını ölçmeye çalışıyor. Siyasilerin bu konudaki gözlemleri ve izlenimleri de en az anketler kadar değerli. Öncelikle şunu söyleyelim; AKP’nin Kürt kökenli milletvekilleri sürece en az MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kadar inanmış durumda! Hatta, kendi partilerini ağırdan alma konusunda eleştiriyorlar.

AKP’lilerin, Doğu ve Güneydoğu illerindeki izlenimlerine göre vatandaşlar iyimser ama temkinli. Yani vatandaşlar, AKP’li siyasetçiler kadar coşkulu değil. Bunun nedeni geçmişte yaşanan hayal kırıklıkları olarak anlatılıyor. Vatandaş, çalışmaların sonuçlandırmadan sevinmeyi erken buluyor. Bölge seçmeni terör korkusunun ortadan kalkmasıyla ekonomik açıdan gelişme umudu taşıyor. Özellikle son yıllardaki turizme hareketliliği çok önemseniyor.

AKP milletvekillerinin bölge izlenimleri böyle. Ortadoğu’daki olumsuz gelişmelerin süreci etkilemesinden endişe edenler, Türkiye’deki Kürtlerin yüzde 95’nin bu tür oyunların parçası olmayacağını, ayrılıkçılara karşı çıktığını savunuyorlar.

***

Gelişmeler ve alınan kararlar sürecin kaderini belirleyecek. Bıçak sırtı dengeler üzerinde yürünecek. Ne kadarı demokratik bir ülke yaratma amacı taşıyor ne kadarı seçim manevrası zamanla ortaya çıkacak. AKP’li bir siyasetçinin süreç konusundaki risklerle ilgili analiziyle bitirelim;

“…Terör sorunu bittikten sonra asıl mesele Kürt sorunu olacak. Eğer süreçte, cumhurbaşkanının yeniden aday gösterilmesi dışında bir kazanım olmayacaksa hem DEM hem de tabanı uzaklaşır. Anayasa değişikliğiyle birtakım güvenceler verilmesi zor görünüyor. O zaman da seçmen, zaten bitmiş bir PKK’nın militanları affedip, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın daha özgür olması dışında ne işe yaradı diye sorar. Her bölgeden seçmen kaybedebiliriz…”