“Beşer şaşar” derdi eskiler, bizim meslekte de, dinlenileni bellekte muhafaza etmek yerine not almayı teşvik etmek için, “Hatırda kalmaz satırda kalır” deyimi kullanılır.
[Hatır-satır deyiminin Latincesi de genellikle hemen Türkçesinin yanında yer alır: ‘verba volant scripta manent’]
Deyimlerin etkisiyle ve biraz da elde ‘Google’ gibi bir arama motoru bulunmasının kolaylığıyla, yanlışa düşmekten kaçınmak için, bazen iyi bilsem de “Acaba?” sorusu eşliğinde konuyu araştırmaya girişirim.
Son “Acaba?” maceram, dün katıldığım bir TV programında, lâfın yeri geldiğinde sarf ettiğim bazı bilgiler ardından başladı.
AK Parti’nin, iktidarının en başlarında, değeri sıfırlanmış Türk Lirası’na (TL) yeniden haysiyet kazandırdığını, TL’den altı sıfırı attırdığını, şimdilerde ‘1 Dolar = 33 TL’ absürt dengesine doğru hızla yol alan paramızın da, yine AK Parti iktidarı tarafından, neredeyse 1 Dolara eşit hale getirildiğini söylemiştim programda.
Kendi sözlerimden kendim de kuşkulandım.
Araştırdım, doğru söylemişim.
Okuyalım:
Reklam
“1 Ocak 2005 tarihinden itibaren, 1 milyon Türk Lirası (1.000.000 TL) 1 Yeni Türk Lirası (1 YTL) na eşittir. Diğer bir ifadeyle, paramızdan 6 sıfır atılmıştır. Yani, 20.000.000 Türk Lirası ile ’20 Yeni Türk Lirası’ aynı satın alma gücüne sahiptir.”
Bu bilgiyi Merkez Bankası’nın ‘SORU-CEVAPLARLA YENİ TÜRK LİRASI’ başlıklı yayınındanaktardım.
Aynı yayında bu işlemin neden yapıldığıyla ilgili bilgiye de yer veriliyor:
“Bilindiği gibi, ülkemizde 1970’lerde başlayan yüksek enflasyon, bazı ekonomik değerlerin milyarlarla, trilyonlarla ve hatta katrilyonlarla ifade edilmesine neden olmuştur.
Bu süreçte ekonominin nakit ihtiyacı ise 1981 yılından bu yana ortalama her 2 yılda bir defa tedavüle çıkarılan üst değerde yeni banknotlarla karşılanmıştır.
Bunun sonucunda gelinen noktada, dünyanın en büyük kupürlü banknotunun (20.000.000 TL) sadece ülkemizde kullanılmakta olması paramızın itibarını olumsuz yönde etkilemiştir.
Diğer taraftan, bol sıfırlı rakamlar başta kasa işlemlerinde olmak üzere, muhasebe ve istatistik kayıtlarında, bilgi işlem programlarında ve ödeme sistemlerinde, fiyat etiketlemelerinden, benzin pompaları ve taksimetrelere kadar günlük hayatın birçok alanında da sorunlar yaratmıştır.
Bu nedenle, paramızdan 6 sıfır atılması hem psikolojik hem teknik bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmıştır.”
Neymiş?
Reklam
Bir zamanlar dünyanın en büyük kupürlü banknotuna sahip olma ‘onuru’ bize aitmiş…
AK Parti, hani şimdilerde enflasyonu yine zirveye çıkartan, TL’mizi yeniden bol sıfırlı banknotlara gark etme noktasına çok yaklaştıran parti, 2004 yılında -yani iktidara gelişinden henüz iki yıl bile geçmemişken- paramızdan altı sıfırı birden atma kararı alabilmiş ve 1 Ocak 2005 tarihinden itibaren de adı ‘Yeni Türk Li̇rası’ (YTL) konulan az sıfırlı banknotları çıkartabilmişti.
Peki ya TL-Dolar eşitliği?
Onun haberini de 11 Ocak 2008 tarihli Hürriyet’in ekonomi sayfasından aktarayım.
Haberin başlığı ‘Dolar 1.15’in de altına indi.’
Ve haber:
“Dolar şu sıralar Kapalıçarşı’da 1.1480-1.1490 YTL’den el değiştiriyor. Böylece dolar kurunun YTL ile bire bir seviyesine gelmesine 15 kuruştan da az kaldı.”
Neymiş? 2008 yılı başlarında, TL ile Dolar arasındaki fark, neredeyse sıfır noktasına yaklaşmış.
[Kapalı Çarşı’daki döviz bürolarında, dün, 1 Dolarınız 32.71 TL’den işlem görüyordu.]
Bir anlık bir durum muydu bu?
Soruma Google’da bulduğum cevaplar şöyle:
1 Ocak 2010’da 1 Dolar 1.50 TL.
1 Ocak 2015’de 1 Dolar 2.33 TL.
1 Ocak 2016’da 1 Dolar 2.94 TL.
1 Ocak 2017’de 1 Dolar 3.54 TL.
1 Ocak 2018’de 1 Dolar 3.78 TL.
1 Ocak 2019’da 1 Dolar 5.28 TL.
1 Ocak 2020’de 1 Dolar 7.36 TL.
23 Mart 2024’de 1 Dolar 32.5 TL.
Rakamlar, ne yalan söyleyeyim, beni de şaşırttı. Aynı partinin 20 yıldan fazla sürmüş ve sürmekte olan iktidarında, bir ülkenin parasının başına gelenin bir benzeri, aynı zaman diliminde, başka bir ülkede yaşanmış mıdır acaba?
2000 yılı sonrasında, tek bir parti iktidarda olacak, ülkenin parası, 20 yılda, Dolar karşısında böyle bir seyir izleyecek…
Bundan sonraki işim, “Bir başka ülke var mı?” sorusuna cevap aramak olacak.