Terör örgütü PKK üyesi olma iddiasıyla gözaltına alınan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, teröristlerle sürekli irtibat kurmuş, teröristleri belediyede kadrolara aldırmış. Bu adamı koruyan, kollayan CHP, PKK’nın arka bahçesi, çiftliği olmuştur. CHP ve İmamoğlu bir kez daha terörden yana safını belirlemiştir.
İmamoğlu’nun Cumhuriyet Savcısına hakaretinden belli ki DEM gibi CHP de Türkiye partisi olamayacak.”
Bu çarpıcı sözlerin sahibi, Fatma Betül Sayan Kaya’ydı. Geçmişte Aile Bakanlığı, iki dönem milletvekilliği yapmış olan Kaya, halihazırda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı.
***
Hepiniz şaşırdınız değil mi?
Hatta “AK Parti, MHP ve DEM Parti’nin el ele yürüdüğü bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklandığı bir dönemde Erdoğan’ın bir yardımcısı böyle cümleler kuramaz” dediniz.
Haklısınız, bugünün konjonktürü bir AK Partili ya da MHP’linin böyle cümleler kurmasına uygun değil.
Zira PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ruh haline göre pamuk ipliğine bağlı bir Terörsüz Türkiye projesi yürütülüyor ve PKK tarafı yan çizmesin diye iktidar sürekli DEM Parti’nin ve Öcalan’ın gönlünü alma çabası içinde.
Zaten Fatma Betül Sayan Kaya Hanımefendi de bu cümleleri 31 Ekim 2024 günü kurmuş. Yani Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in şafak baskınıyla gözaltına alınıp akşam da tutuklandığı günün ertesi günü...
***
Aradan tam dokuz buçuk ay geçti ve köprülerin altından çok sular aktı.
- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 10 Nisan 2025’te Beştepe’de merhum Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’dan oluşan DEM heyetini kabul etti. Erdoğan’ın Beştepe’deki ikinci kabulü ise 7 Temmuz 2025’teydi. O görüşmede DEM Parti’yi Pervin Buldan ve Mithat Sancar temsil ediyordu.
- MHP lideri Devlet Bahçeli ise 27 Mayıs ve 16 Temmuz 2025 günleri DEM Parti heyetlerini kabul ediyordu. İlk görüşmede heyeti kapıda karşılayan Bahçeli’nin 16 Temmuz’da görüştüğü kişiler arasında Umut Hakkı bekleyen Öcalan’ın avukatı Faik Özgür de yer alıyordu.
- DEM Parti heyetleri ayrıca 6 Ocak, 17 Mart ve 27 Mayıs 2025 tarihlerinde AK Parti heyetleriyle, 17 Mart’ta MHP heyetiyle buluştu.
Bu süreçte Bahçeli, Öcalan’ın PKK’nın kurucu önderi olduğunu söyledi ve DEM Parti’ye Türkiye Partisi muamelesi yaptı. Erdoğan ise Kızılcahamam’da AK Parti, MHP ve DEM Parti’nin Terörsüz Türkiye projesini el ele yürüttüğünü ilan etti.
***
Fatma Betül Sayan Kaya Hanımefendi o cümleleri kurarken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve tutuklama kararı veren hakimler de Ahmet Özer, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Mehmet Ali Çalışkan’ı tutuklarken işlerin bu noktaya geleceğini öngöremezdi elbet.
AK Parti, MHP ve devletle Öcalan, DEM Parti ve PKK arasında bu yoğun trafik yaşanırken, PKK tiyatro sahnesi kurup silah yakarken, bir grup siyasetçinin, bürokratın ve akademisyenin “Siz kent uzlaşısı adı altında İstanbul’da yaşayan Kürtlerin İBB Meclisi’nde temsil edilmesinin yolunu açtınız” gerekçesiyle içerde tutulması çok saçma olurdu.
Haliyle ilk tahliye kararı geldi.
Ahmet Özer terör davasından tahliye edildi.
Sırada Emrah Şahan, ev hapsindeki Mahir Polat ve Mehmet Çalışkan gibi isimler olmalı.
***
Soruşturma ve tutuklama kararları siyasi olunca siyasi konjonktürden etkilenmesi de çok kolay oluyor.
Ne yazık ki Ahmet Özer, Emrah Şahan ve Mahir Polat’a yönelik soruşturmanın tuğlaları da siyasi konjonktürdeki hızlı değişimin etkisiyle tek tek dökülmeye başladı.
Fatma Betül Sayan Kaya Hanımefendi şimdilerde o eski keskin sözlerinden nasıl viraj alıyor bilemem ama mahkemeler tahliye kararlarıyla yanlışı kolayca düzeltebilir.
Üstelik mahkemelerin düzeltme kararları da iktidar için “Terörsüz Türkiye” konusundaki samimiyet göstergesi olarak algılanır.