Ekrem İmamoğlu İstanbul’da müthiş bir algı operasyonu yapıyor. Elbette bu operasyonda yalnız değil. Medya üzerinden bu operasyona destek veren çok kalem var.
CHP oldum olası büyük yatırımlara önce karşı çıkar, sonra kendisi yapmış gibi sahiplenir. 30 Ekim 1973’te hizmete açılan ilk Boğaziçi Köprüsü’nden, barajlara… Bir türlü büyük düşünmeyi öğrenememiş ya da öğrendiklerini unutmuş gibiler diyebiliriz. Bunun tarihte çok örneği var. Metro inşaatı da bunlardan birisi. Daha önceki iktidarlarda İstanbul’a metro yapılamaz denmiş, kenarda kalmıştı.
Metro İstanbul’un temelleri Bedrettin Dalan’ın belediye başkanlığı döneminde 1988’de atıldı. Dalan’ın 5 yıllık görev süresinde 8,1 kilometre, Nurettin Sözen (1989- 1994) döneminde 12 kilometre metro hattı inşa edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 1994-1998 tarihleri arasında İBB Başkanı olarak görev yaptığı 4,5 yılda 12 kilometre metro hattı hizmete alındı. Ali Müfit Gürtuna döneminde (1998-2004) 12,4 kilometre, metro hattı inşası gerçekleştirildi.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın döneminde (2004-2017) İstanbul’da adeta raylı sistemler seferberliği yaşandı. 13,5 yılda 142,88 kilometre metro hattı inşa edildi.
Ekrem İmamoğlu ise 3,5 yılda toplam 7,24 kilometre metro hattı inşa etti.
Bu hikâyede en büyük emek, yatırım, altyapı Kadir Topbaş döneminde olmasına rağmen İmamoğlu’nun yapımına daha önce başlanmış olan, inşası büyük ölçüde tamamlanmış olan metro projelerini kendisi yapmış gibi algı yaratması da nerden baksan gerçeği çarpıtmak, tersyüz etmektir. Daha da ötesi yalandır.
İSTANBUL’UN EN BÜYÜK MESELELERİ
1999 depremini İstanbul’da Bakırköy’de yaşadım. O esnada sağ kurtulamayacağımı düşünüyordum. 45 saniye süren deprem belki 5 saniye daha uzasaydı tablo çok daha da farklı olabilirdi. Televizyon çekimleri için deprem bölgelerine gittiğim ilk sabahtan itibaren tahribatı yakından gördüm. Depreme hazırlanmak, yapı stokunu yenilemek İstanbul’un en büyük meselesi. Öyle algı yaratmakla üstesinden gelinecek bir konu değil.
İstanbul’da seçim çalışmalarında da daha yakından gördük ki birçok bina iyi halde değil. Kentsel dönüşüm vatandaşın hem istediği hem de direndiği bir konu. Ama İstanbul’da deprem beklentisi de her geçen gün artıyor. İvedilikle çözülmesi gereken ve ertelendiğinde, ehil ellerde yapılmadığında karşı karşıya kalacağımız sorunlar sadece İstanbul’u değil tüm Türkiye’yi etkileyecek.
İstanbul’u depremlere hazırlıklı hale getirmenin mimarı ancak konuyu en iyi bilen kişi olabilir. Murat Kurum, seçmene kampanyasında esas olarak ‘afetlere dirençli İstanbul’ vadediyor ve “İstanbul’da tek riskli yapı kalmayıncaya kadar çalışacağız” diyor.
İstanbul’daki seçmenlerin öncelikleri, birçok büyük şehirde olduğu gibi, güncel olaylara, sosyal ve ekonomik koşullara ve bireysel deneyimlere bağlı olarak büyük ölçüde farklılık gösterebilir. Ancak İstanbul’daki seçmenlerin temel gündem maddelerini şöyle değerlendirebiliriz:
* Deprem sismik raporları göz önünde bulundurulduğunda İstanbul için deprem hazırlığı kritik bir mesele. Seçmenler, potansiyel büyük bir deprem konusunda endişeliler.
* Kentsel gelişim ve konut projelerinde seçmenler güvenlik kadar, tarihi eserlerin ve şehrin kültürel mirasının korunmasını da önemsiyor.
* Ulaşım İstanbul’da kilit bir mesele. Toplu taşıma sistemleri, yol ağları ve genel ulaşım stratejileri İstanbul’un bundan sonraki kaderini belirleyecek.
* Seçmenin yoğun endişelerinden birisi de İstanbul’daki hava ve su kalitesi. Yeşil alanlar ve sürdürülebilirlik uygulamaları ile ilgili konular, özellikle iklim değişikliği ve çevresel bozulma konusunda artan farkındalıkla seçmenler için giderek daha önemli hale geliyor.
* Birçok seçmen için kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim öncelikli bir konu olmaya devam ediyor.
* Mültecilere, azınlık haklarına ve sosyal refah programlarına ilişkin sosyal politikalar, İstanbul’da seçmenlerin çeşitli kesimleri için önemli başlıklar arasında.
İstanbul’un geleceği Türkiye’nin geleceği demek. Özellikle de tarihî mekânlar barındıran bir kent olan İstanbul’u savrulmalardan, bu hercümerçten, vurdumduymazlıktan, sahte işlerden, algı operasyonlarından kurtarmak bizim elimizde. İstanbul seçimi hayati bir konudur. Vurdumduymazlığa gelmez!