Erdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın cumartesi yaptığı konuşma, Cuma günü gelinen silah bırakma aşamasının önüne geçti; çünkü üstü kapalı şekilde de olsa Cumhurbaşkanı Ak Parti-MHP-DEM ittifakını ilan etti. “Etmedi” diyen varsa da öyle anlaşıldı… DEM ile birlikte yol yürüyeceklerini söylerken amacı öncelikle çözüm sürecinin sevk ve idaresiydi ama hemen seçim matematiği çalıştı ve muhalif-muvafık herkes bunu Erdoğan’ın Kürt oylarına göz koyması olarak yorumladı.

Düşünülebilecek en son ittifak modeli birden normalleşiverdi. Çünkü, Cumhurbaşkanı’nın daha da önce şiddetli düşmanlık yaptığı partilerle birdenbire ittifak yapması görülmemiş şey değildi. MHP ile de böyle bir yoldan geliyordu. DEM ile niye olmasındı!

Hem Ak Parti hem de DEM cephesinden, kastedilen şeyin çözüm süreciyle sınırlı bir işbirliği olduğu söylendi ama çözüm gibi çok önemli bir konuda işbirliği yapabilecek iki parti zaten yolun yarısını geçmiş demektir. Netameli ve hassas bir süreçte yol yürüdükten sonra seçimde ittifak kimseyi şaşırtmaz…

Kamuoyunun bu hissiyata varması Cumhurbaşkanı’nın DEM ve DEM’li yöneticilerden bahsederken içten ve hatta şefkatli cümleler kurmasıyla da ilgilidir. O ses tonu ve o cümle yapısı MHP ile ittifak arayışları zamanını hatırlatıyor. Dolayısıyla, Erdoğan’ın DEM’e seslenişi çözüm süreci sekreteryasının ötesinde, sandıkta da birlikte yol yürüme niyetini fazlasıyla hissettiriyor.

Bu iki açıdan sürprizdir.

Bir… Demeçlerden ve vücut dilinden anlaşılan o ki DEM yönetiminin de bu kadarından haberi yok… Yine de merak etmemek mümkün değil…. Bakalım Erdoğan, muhalefetin DEM ile işbirliği yapmakla suçlayıp son seçimi kazandıktan sonra, bu kez de önümüzdeki seçimi DEM ile işbirliği yaparak kazanabilecek mi?

İki… Önemli olan burasıdır. Cumhurbaşkanı’nın sözleri kamuoyunun kafasını karıştıran soruları çok erkenden alarma geçirdi. Bugüne kadar siyasi hedeflerini paylaşmakta sakin ve sabırlı olan Erdoğan’ın coşkusunu bu kadar erken yansıtması da bir sürpriz oldu. Beklenmedik bir acele… Beklemesi sürecin hayrına olurdu. Zaten çözüme karşı olanlar, çözüm sürecinin Erdoğan’ı yeniden aday yaptırmak için anayasa değişikliğini amaçlayan ve ardından ona seçim kazandırmayı planlayan bir paket olduğunu söylüyordu. Son konuşmanın coşkusu bu iddialara cesaret verecek nitelikte oldu.

Çözüm sürecinin hala çok başındayız ve ardından bir dizi kanuni düzenleme, belki af vs gelecek. Çoğu da tartışmalı olacak. Erkenden siyasi hesaplar yapılıyor havası sürece zarar verebilir. Verebilir değil verir… CHP başta olmak üzere muhalefetin tamamına yakını sürece destek verirken onların motivasyonunu düşürebilir ve Meclis’te kurulması planlanan komisyonun çalışmalarını verimsizleştirebilir.

DEM’e teşekkür etmek ve onları motive etmek tamam ama siyasi ittifak iması içeren sözler sürecin bundan sonrasında herkesin elini taşın altına koymasını zorlaştırabilir. Elbette sırası geldiğinde Erdoğan’ın gücü ve ikna gücü yeterse, DEM ile seçim ittifakı imkanlarını gözlemesi ve ittifak yapması doğaldır ancak tam şu anda yapılması gereken şey siyasi fayda değil siyaset üstü hedefi gözetmektir. Yani çözüm sürecinin başarıyla neticelenmesini…

Böylesi çatışma sonlandırıcı süreçler zordur ve başarıya ulaşması için siyasi faydadan önce sürecin selametine odaklanmak esastır. Problem çözülürse ve süreç başarıyla tamamlanırsa toplum zaten yapanları ödüllendirir, yapanlar da toplumdan ödül talep edebilir. En sonda olması gerekenin başta tartışılması doğru değildir, zarar vericidir.