Faiz indirimi kararı hayal kırıklığı yaratacak

Piyasalarda yaratılan yüksek oranlı-seri faiz indirimi beklentisinin gerçekleşemeyeceği anlaşılıyor. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, indirimde “temkinli” olacaklarını söyledi. Bu nedenle önümüzdeki hafta verilecek faiz indirim kararı hayal kırıklığı yaratabilir. 

Enflasyon kaç olursa olsun, hep faiz indirimi isteyen Yeni Şafak gazetesi, benzerleri gibi dün, çözüm süreciyle ilgili “tarihi konuşma” manşetlerine yer verdi. Ancak manşetin hemen altında “sıra faiz teröründe” başlığını kullanıp, yüksek oranlı faiz indirim beklentisini, tekrar dile getirdi. 

Yeni Şafak gibi, yüksek oranlı faiz indirimi bekleyen herkes, çıkacak faiz kararından memnun olmayacak gibi gözüküyor. Özellikle KOBİ’lerin, yeni kredi imkanlarına rağmen, yüksek faiz indirimi beklentisi içinde olduklarını biliyoruz.    

Merkez Bankası’nın temmuz faiz indirimi konusunda yerli ve yabancı bankacılar kanalıyla yüzde 3.5’lik indirim beklentisi yaratılmıştı. Geçen hafta TL mevduat ve yatırım fonları faiz gelirlerindeki verginin artırılması, bu beklentiyi törpüledi. Buna rağmen Yeni Şafak’ın temsil ettiği AKP içindeki bazı kesimler dahil, hâlâ yüksek oranlı faiz indirimi beklentisi korunuyordu.  

TEMMUZ ENFLASYONU YÜKSEK ÇIKACAK  

Bloomberg’in haberine göre, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan Londra’da yatırımcılarla yaptığı kapalı toplantılarda “faiz indirimi kararlarında yurt içi tasarruf sahiplerinin mevduat tercihlerinin belirleyici olacağını” söylemiş. Karahan indirimlerde temkinli tutum takınacaklarını da kaydetmiş. 

Karahan’ın bu sözleri, artık yaratılan 3.5 puanlık faiz indiriminin olamayacağını gösteriyor. 3.5’lik indirim zora girdiği gibi, mevcut şartlarda 3 puanlık indirimin bile riskli olabileceğini söyleyebiliriz. Merkez Bankası’nın faiz indirimi artık kesin gözüküyor. Ancak indirimin 2 veya 2.5 puanda kalması beklenebilir. 

Başkan Karahan’ın temkinli tavır takınmasını haklı kılan koşullar içindeyiz. Bakan Şimşek’in, bütçe gelirlerini artırmak için yaptığı mevduat vergisindeki artırım, Karahan’ın kastettiği TL mevduatın cazibesini azaltabilecek bir karar oldu. TL net getirisi aylık bazda kur artışına yaklaştıkça, tasarrufçunun TL yerine döviz talebini canlandırma ihtimali çok yüksek.  

Bu da enflasyonu yeniden artıracaktır. O nedenle faizde yüksek indirim yapılamamasının sorumluluğu, harcamalarında tasarruf yapmak yerine ek vergi ve zamları tercih eden siyasi iktidardadır. 

Yanısıra, ağustos başında açıklanacak temmuz enflasyonunun da yüksek çıkması bekleniyor. Merkez Bankası Araştırma Birimi, 24 Temmuz’daki karar toplantısına kadar, bu ayın enflasyonu hakkında yeterli bilgiye sahip olacak. Enflasyon modeliyle çalışan iktisatçılar temmuzda oranın yüzde 2.3 civarında çıkmasını bekliyorlar. Bu da enflasyon rakamının, yeniden yüzde 2’nin üzerine çıkması demek. 

Bunun da ötesinde Merkez Bankası daha önce söylediği gibi; faiz kararlarında manşet enflasyondan çok mevsimsellikten arındırılmış rakamlara bakıyor. Mayıs ve haziranda 2’nin epey altında çıkan oranlara rağmen, aynı aylardaki  mevsimsellikten arındırılmış oranlar, yüzde 2.04 ve 2.05 çıktı. Yüzde 2.3’lük manşet temmuz enflasyonu, mevsimsellikten arındırıldığında yüzde 2.5’in üzerine çıkar. Merkez Bankası’nın, baz aldığı bu oran yüzde 2’nin altına inmedikçe, faiz kararında temkinli davranması kaçınılmaz. 

Özetle; aynen çözüm süreciyle ilgili Cumhurbaşkanı’nın “tarihi konuşma” beklentisi gibi, 3.5 puanlık faiz indirimi beklentisi de boşa çıkmış olabilir.