Sandıklara 8 gün kala liderler ve başkan adayları kampanyalarını hızlandırıyor. Projeleri vaatler, polemikleri iddialar gafları reklamlar kovalıyor. Son hafta bütün kozlar paylaşılacak ve herkes eteğindeki tüm taşları dökecek. Gaye kendi seçmen tabanını konsolide etmek ve diğer küçük partilerden oy çekmek. Katılım oranı başa yarışan adaylar için en önemli mesele. 2019 seçimlerinin aksine bu seçimlerde partiler için "seçmeni sandığa götürme"meselesi daha zorlu görünüyor. Bunun için de son hafta birçok büyükşehirde "seçimlerin aslında iki aday arasında geçtiği" tezi sıklıkla işlenecek. Ancak bunu kolaylaştıracak, ortak bir argümana ihtiyaç var. O da tahmin edileceği üzere bir tür "beka söylemi" gerektiriyor. Başa baş yarışmanın olduğu şehirlerde son birkaç günde kampanyasının unsurlarını "kararsızları etkileyecek, kazanıyorum havası oluşturacak" şekilde toparlayabilen partiler, adaylar ipi göğüsleyecek.

***

Kampanyaların gündemleri belirli konular etrafında dönüyor. Cumhur İttifakı muhalefet partilerinin "eser ve hizmet" performansı gösteremediği ve CHP'li başkanların 2019'daki vaatlerini gerçekleştiremediği fikrini işliyor. "Kimin ne kadar metro yaptığı"tartışması buna bir örnek. Muhalefetin beceriksizliği ve iç çekişmeleri konularına ek olarak Cumhur İttifakı, CHP-DEM Partiişbirliğini ve ucu İBB Başkanı İmamoğlu'na dayanan "deste deste para sayma skandalını" öne çıkarıyor.

CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın satın alınmasında kullanılan paraların kaynağını (kimlerden bağış alındığını) sorguluyor. Bu arada İmamoğlu'nun 2019 vaatlerini hatırlamaması da bu seçim döneminin öne çıkan hatası olarak belirtilebilir. Mayıs 2023 seçimlerindeki başarısını "6'lı masa nerede" sorusuyla hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sıklıkla "enflasyonla mücadeleyimutlaka başarıya ulaştıracağını" vurgulamayı ihmal etmiyor.

***

Tek başına seçimlere girmeyen muhalefet partileri ise ortak ve başat bir söylem kurmaktan uzak. Bu durum seçmen hareketliliği ve CHP'nin arzuladığı "tabanda ittifak" hedefine ulaşmayı zorlaştırıyor. CHP kampanyasını beklendiği gibi enflasyon ve emekliler üzerine kurdu. Genel başkanlık değişimi, iç tartışmalar ve aday belirleme sancıları sebebiyle CHP kampanyasına geç başladı. Parti örgütlerinin seferberliği ve kızgın-umutsuz seçmenin sandığa götürülmesi hâlâ bir risk olarak duruyor. 2019 seçimlerinde ittifak yapmış muhalefetin ortak söylemi "Erdoğan karşıtlığı" ve "tek adamdemokrasi" söylemleriydi.

Bazı CHP yorumcuları bu seçimi "muhalefetin varlıkyoklukseçimi" olarak resmetse de diğer muhalefet partileri bu argümanı satın almıyor. Zira 2028'e hazırlık olarak birçok parti tek başına seçime girerek kendi seçmen karşılığını göstermek istiyor. Parti başarısı ya da bekası muhalefetin genel gelecek hissiyatının ötesine geçiyor. Bu sebeple "tek adam" ya da "muhalefetin bekası" üzerinden üretilen argümanlar kampanya havası oluşturmuyor. Bir de tabii bu argüman eski ve Mayıs 2023 seçimlerinde kaybetti.

***

İYİ Parti, CHP ile ittifak yapmama sebeplerini anlatmaya devam ediyor. Akşener, İmamoğlu ve Yavaş'ı eleştirerek kendi seçmenini tutmaya çalıştığı gibi bazı şehirlerde çıkardığı iddialı adaylarla CHP seçmeninden oy almayı hedefliyor. DEM Parti daha karmaşık bir görünüm arz ediyor.

Bir yanda İstanbul, Ankara ve Mersin gibi şehirlerde CHP ile kısmi işbirliği yaptı. Diğer yanda yüzde 13'lerden Mayıs 2023'te yüzde 8'lere inen oyunu daha fazla düşürmek istemiyor. Stratejik oy verme eğilimi yüksek seçmenini il ve ilçe bazında yönlendirme niyetinde. CHP-DEM Parti işbirliğinin eleştirilmesini dengelemek istercesine çok sayıda DEM Partili "muhatap Erdoğan" söylemi ile "yeniden çözüm süreci" ihtimalinden bahsediyor.

Cumhur İttifakı'ndan ayrılan ve AK Parti küskünlerini hedefleyen YRP ise "CHP'ye kazandıracak siyaset takip etme" eleştirisini savuşturmakla meşgul. Göçmen karşıtlığı temasıyla siyaset eden Zafer Partisi gündem oluşturamıyor ancak alacağı oy merak ediliyor. Memleket Partisi, DEVA, GP, SP ve diğerleri 2028 seçim dönemine kadar ayakta kalabilmenin gayreti içinde.

With 8 days left until the polls, leaders and presidential candidates are accelerating their campaigns. Projects are chased by promises, polemics are chased by claims, blunders are chased by advertisements. In the last week, all the trump cards will be shared and everyone will throw all their stones behind them. The aim is to consolidate its own voter base and attract votes from other smaller parties. Participation rate is the most important issue for candidates competing head-to-head. Unlike the 2019 elections, the issue of " taking voters to the polls " seems to be more challenging for the parties in these elections. For this reason, the thesis that "the elections were actually between two candidates " will be frequently discussed in many metropolitan cities in the last week. However, there is a need for a common argument that will make this easier. As can be expected, this requires a kind of " survival discourse ". In cities where there is a head-to-head competition, parties and candidates who have been able to gather the elements of their campaign in the last few days in a way that " will influence the undecided and create an atmosphere of winning " will prevail.

***

The agendas of the campaigns revolve around specific issues. The People's Alliance deals with the idea that opposition parties cannot show " work and service " performance and CHP leaders cannot fulfill their promises in 2019. The debate about "who built how many subways" is an example of this. In addition to the issues of the opposition's incompetence and internal conflicts, the People's Alliance highlights the CHP- DEM Party cooperation and the " scandal of counting piles of money", which is based on Istanbul Metropolitan Municipality Mayor İmamoğlu . He questions the source of the money used to purchase the CHP Istanbul Provincial Directorate (from whom donations were received) . Meanwhile, İmamoğlu's failure to remember his 2019 promises can be stated as the prominent mistake of this election period. Recalling his success in the May 2023 elections with the question " Where is the table of six?" , President Erdoğan often does not neglect to emphasize that " he will definitely succeed in the fight against inflation ."

***

Opposition parties that do not enter the elections alone are far from establishing a common and dominant discourse. This situation makes it difficult to achieve the goal of voter mobility and the "alliance at the grassroots" desired by the CHP . As expected, CHP based its campaign on inflation and retirees. CHP started its campaign late due to the leadership change, internal debates and candidate selection pains. The mobilization of party organizations and the mobilization of angry and desperate voters to the polls still remain a risk. The common discourse of the opposition, which made an alliance in the 2019 elections, was " anti- Erdogan " and "one-man democracy" discourses. Although some CHP commentators portray this election as " the opposition's existence or non-existence election" , other opposition parties do not buy this argument. Because, in preparation for 2028, many parties want to show their support to their voters by running alone. Party success or survival goes beyond the opposition's general sense of the future. For this reason, arguments based on "one man" or "the survival of the opposition" do not create a campaign atmosphere. And of course, this argument is old and he lost in the May 2023 elections . 

***

İYİ Party continues to explain its reasons for not making an alliance with CHP. Just as Akşener is trying to keep her own voters by criticizing İmamoğlu and Yavaş, she aims to get votes from CHP voters with the ambitious candidates she puts forward in some cities. DEM Party presents a more complex appearance. 

On the one hand, it partially cooperated with the CHP in cities such as Istanbul, Ankara and Mersin. On the other hand, it does not want to further reduce its vote, which dropped from 13 percent to 8 percent in May 2023. It intends to direct its voters with a high tendency to vote strategically on a provincial and district basis. As if to balance the criticism of the CHP-DEM Party cooperation, many DEM Party members talk about the possibility of a " re- solution process " with the rhetoric of " Erdogan is the interlocutor " . YRP, which left the People's Alliance and targets AK Party disgruntled people, is busy fending off the criticism of " pursuing policies that will benefit CHP " . The Victory Party, which practices politics with the theme of anti-immigration, cannot set the agenda, but the votes it will receive are wondered. Homeland Party, DEVA, GP, SP and others are trying to survive until the 2028 election period.