Kemal Bey’in 4 B’si!

Baştan vurgulayalım, bu yazıyı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın-uzak çevresinden aldığımız herhangi bir bilgiye, duyuma dayalı yazmıyoruz!

Son gelişmeler ışığında, tarihin anımsattığı yaşanmışlıkları dikkate alarak bugünü ve yakın geleceği bir nebze yorumlamak için kaleme alıyoruz!

Bütün insanların yaşamına uyarlanabilecek şu söz liderler için daha çok geçerlidir:

İnsan yaptıkları kadar yapmadıklarından da sorumludur!

İktidarın yargıyı siyaset aracı olarak kullanmanın zirvesine ulaştığı şu günlerde Kemal Bey’in konuşması da haber konuşmaması da. Her şey bir yana CHP’ye yönelik davalardan kurultayla ilgili olanında “mağdur” bölümünde tek isim var:

Kemal Kılıçdaroğlu! Kemal Bey yarın, “Ben partimle hesabımı kurultayda görürüm, mahkemede değil” dese, bunun gereğini yapsa siyasetin akışı değişir.

***

21 Şubat 2024’te bu köşenin başlığı şuydu:

Kemal Bey’in 3 B’si!

18 Şubat Pazar günü CHP’nin yerel seçim adayları kamuoyuna tanıtılmış, Kemal Bey de çağrılmıştı. Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın oradaydı, Kemal Bey gelmedi. Meclis’te Kemal Bey’le siyaset yapan milletvekillerinin genel eğilimi şuydu:

Yerel seçimde beklenen başarı görünmüyor. Sonrasında kurultay olur, buna hazırlanmak gerek!

O gün için 3 B’yi şöyle özetlemiştik: Kemal Bey, bir bilen mi, bir belirleyen mi, bir bilenen mi olur?

Yazıdan sonra Kılıçdaroğlu’yla Mustafa Kemal Mahallesi’ndeki ofisinde filtre kahve içimi sohbet ettik. O dönem yazıları bu 3 B ışığında sürdürmek istiyorduk ama sohbette buna sıcak bakmadığını hissettirdi, biz de sürdürmedik.

Son zamanlarda Kemal Bey bu tür diyalogları kesti. En son geçen temmuz ortasında kardeşinin ölümünden sonra başsağlığı dilemiştik. Sonuncusu dün öğle saatlerinde olmak üzere son bir ayda 3 kez aradık, ulaşamadık.

Bütün olanlara karşın geç değil, Kemal Bey’in önünde 4 B eşit duruyor:

Bir bilen... Yakışır, dün T24’teki yazısı ülkemiz ve dünya gelişmelerine hâkimiyetini gösteriyordu.

Bir belirleyen... Bunu arzu ediyordu. 4-5 Kasım 2023 kurultayını kazansaydı, yerel seçim sonrası değişimi kendisi isteyecekti. Yine olabilir ama kurultay zemininde, mahkeme koridorunda değil.

Bir bilenen... 23 Haziran’da Mansur Yavaş, Vahap Seçer, Engin Özkoç’la görüşmesinde bunun izleri vardı. Bilenmek de insanidir ama kurultayda!

Bir bekleyen... Son durum buna uyuyor. 24 Ekim beklenecek. Kemal Bey bugünlerde umudunu azatmış gibi görünse de 24 Ekim’e doğru çoğaltmak isteyebilir!

Bu 4 B’nin yanına koymadığımız, koyamayacağımız bir şık da konuşuluyor; başka parti kurar, yani bir bölen olabilir diye. Buna kesinlikle ihtimal vermediğimiz için şıklar arasına da koymuyoruz.

***

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin erteleme kararı genel kabul gören sözcükle CHP’ye “nefes” aldırsa da mahkeme 24 Ekim’de her şey olabilir diyor. Oysa 1950’den beri inişli çıkışlı olsa da bozulmayan siyasi partiler içi seçim hukukumuz şuydu:

Partilerde seçimlerin iki sahibi vardır; oy kullanan üye ya da delegeler ve Yüksek Seçim Kurulu!

Bu yıkılmak isteniyor!

Yıkılırsa, siyasi partiler gider, iktidar kontrollü dernekler gelir!

Kılıçdaroğlu dünkü yazısında Gramsci’nin sözünü anımsatmış; “Eskinin öldüğü, yeninin henüz doğmadığı dönem”!

İktidar yeniyi “boğmak” istiyor!

Bu da iktidarın “B”si!

Tercih Kemal Bey’in... Biz ona “bir bileni” yakıştırıyoruz!