Muhalefetin savaş gündemine süper kayıtsız kalması

Yanı başımızda büyük bir savaş var.

Başta CHP olmak üzere muhalefet, bu savaşla ilgili şu ana kadar...

Etkili demeçler veremiyor, tartışmalara Fransız kalıyor, doğru dürüst bir tepki koyamıyor.

Hepsini geçtim, adına “çalıştay” dedikleri ve pek sevdikleri etkinliği yapmak bile akıllarına gelmiyor.

*

Varsa yoksa Ekrem İmamoğlu.

Varsa yoksa Kemal Kılıçdaroğlu.

Düşünün:

CHP’li yetkililer, Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatına laf yetiştirmek için harcadıkları enerjinin yarısını bile savaş gündemine harcamıyorlar.

*

Sadece CHP’li yetkililer mi?

Medyaları da savaşa karşı aşırı kayıtsız.

Yanı başımızda füzeler uçuşuyor, gazetelerinin birinci sayfasında tek satır haber yok.

İktidarı sıkıştıracak bir alan bulamadıklarında...

Savaş konusuna hiç girmemeyi tercih ediyorlar.

*

Muhalefetin bu kayıtsızlığı ve ilgisizliği nedeniyle...

Türkiye’nin de bekasını ilgilendiren çok önemli bir konuda siyasal kamplaşmanın bir parçası olmamış vatandaşlar, bütün eksiklerine rağmen gözünü iktidara dikiyor.

*

“Bunlar gelirse halimiz nice olur” cümlesi, muhalefetin duruşunu en çok bozan cümledir.

KİRLİ İŞLERİ İSRAİL YAPAR ABD TAMAMLAR

Almanya Başbakanı Merz ne demişti?

*

“Bizim yapamadığımız kirli işleri, hepimiz adına İsrail yapıyor.”

*

ABD’nin İran’a saldırısının ardından...

Almanya Başbakanı Merz şöyle bir açıklama yapmalıdır:

*

“Bizim yapamadığımız kirli işleri İsrail yapıyor. İsrail’in eksik bıraktığı kirli işlerimizi de ABD tamamlıyor.”

İRAN / İSRAİL SAVAŞI BİZE NELERİ ÖĞRETTİ

- Türk savunma sanayisinin önemini... Kafalara vura vura öğretti.

- Türkiye’nin yaptığı füzelerin anlamını... Yüzlere çarpa çarpa öğretti.

- KAAN adı verilen savaş uçağının kıymetini... Akıllara kazıya kazıya öğretti.

- İHA’ların, SİHA’ların yaşamsal değerini... Göstere göstere öğretti.

- Füze savunma sistemlerinin gereğini... Beyinlere çaka çaka öğretti.

TALAT PAŞA’DAN KAVGA ÇIKARMAK

Tarihi kişilikler, bizim için hâlâ siyasal çarpışma ve bölünme alanı.

Fatih’ten Abdülhamit’e... Menderes’ten İnönü’ye... Necip Fazıl’dan Nazım Hikmet’e...

Sanki dün ölmüşler gibi bu tarihi kişilikler etrafında kavga edip duruyoruz.

*

En son Talat Paşa üzerinden de kıyamet koparmasını başardık.

O kadar ki...

“Talat Paşa kahramandır” diyen Sabahat Akkiraz linç üstüne linç yiyor, konserleri iptal ediliyor.

*

Tarihi kişilikler için hep iki seçeneğimiz oluyor:

- Ya “kahraman” diyoruz ya da “hain”.

- Ya “büyük adam” diyoruz ya da “büyük katil”.

- Ya “devleştiriyoruz” ya da “cüceleştiriyoruz”.

- Ya “çok seviyoruz” ya da “çok nefret ediyoruz”.

*

Grinin elli tonundan birinin bile kıyısına yaklaşamadık yani.

EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ

İran’ın açıklamalarına bakalım:

*

- SAVAŞIN ÜÇÜNCÜ GÜNÜ: Bu gece acayip olacak. Bombaların anasını atacağız.

- SAVAŞIN DÖRDÜNCÜ GÜNÜ: Bu zamana kadarki geceleri unutun. Bu gece benzersiz olacak.

- SAVAŞIN BEŞİNCİ GÜNÜ: Eşi benzeri daha önce hiç yaşanmamış bir gece geliyor.

- SAVAŞIN ALTINCI GÜNÜ: Bu gece öyle bir gece olacak ki kıyamet gibi bir şey olacak.

- SAVAŞIN YEDİNCİ GÜNÜ: Acayip olacak. Süper olacak. Fena olacak.

- SAVAŞIN SEKİZİNCİ GÜNÜ: Bu zamana kadar yaşanan gecelerden çok farklı bir gece olacak.

*

Psikolojik harp adına sürekli el yükseltmeyi anlıyorum.

Ama el yükseltmeyi biraz kademeli yapsalar daha iyi olmaz mı?

YILIN DÜĞÜNÜNÜN ÇORUM’DA OLMASI

Bu düğünün ilk bilgisini haftalar önce Samsun’un önemli iş insanlarından dostum Fikret Yeşilyurt vermişti bana.

“Yakında Çorum’da büyük düğün var, yılın düğünü olacak” demişti.

“Ne? Çorum’da mı? Emin misin?” falan demiştim.

*

Dünkü gazetelerdeki “Çorum’da yılın düğünü” başlıklı haberleri görünce...

Fikret Yeşilyurt’u anmış oldum.

*

Düğüne gelince...

Aziz Yıldırım da orada Dursun Özbek de. Acun Ilıcalı da orada Fatih Terim de. Mustafa Varank da orada Osman Gökçek de. Sibel Can da orada Ezgi Mola da.

Son zamanlarda davetlerde pek gözükmeyen ve biraz asosyal takılan Yıldırım Demirören bile eşi Revna Demirören’le gitmiş Çorum’a.

*

Çorumlu iş insanı Ahmet Ahlatcı ile hiçbir tanışıklığım yok ama iflah olmaz bir Çorum tutkunu olduğundan eminim.

Öyle olmasa bu düğün Çorum’da olmazdı. İstanbul’un şaşaalı bir otelinde ya da yurtdışında olurdu.

Ahlatcı’nın tercihi memleketi Çorum olmuş. Ne güzel!

*

Çorum’daki düğünde Ahmet Ahlatcı’nın oğlu Ahmet Emin ile Sinan Engin’in kızı Elif evlendi.

Ahmet Ahlatcı ve ailesini doğup büyüdükleri şehirlerine verdikleri bu eşsiz destek için kutluyor, Elif ve Ahmet Emin’e mutluluklar diliyorum.