Trump’ın İran politikasını anlamak için Netanyahu’ya bakmak yeterli.
Netanyahu ne diyorsa Trump onu yapıyor.
Netanyahu’nun en önemli hedefi ABD’nin İran’la savaşa girmesiydi.
ABD savaşa girdi. Netanyahu, “ABD, İran’ı vuracak” dedi. Vurdu.
Netanyahu, “İran’da rejim değişecek” dedi. Trump’tan rejim değişikliği çağrısı geldi. Hem de Savunma Bakanı Hegseth’in İran’a yönelik saldırının “rejim değişikliği hedefi taşımadığını” vurgulamasından birkaç saat sonra Trump, Bakanı’nı ters köşe yaparak “Rejim değişikliği” ifadesi diplomatik olarak sorunlu olabilir ama İran mevcut haliyle potansiyelini gerçekleştiremiyorsa neden daha farklı - hatta daha güçlü -bir İran olmasın. “MIGA!!!” diye paylaşım yaptı.
NETANYAHU, ABD BAŞKANI
Amerika ne yapacak, Trump ne diyecek diye dünyayı niye uğraştırıyorsunuz...
Netanyahu’yu ABD Başkanı seçin olsun bitsin. Nasıl olsa ABD’nin politikalarını Netanyahu belirliyor.
Netanyahu’nun tüm hedefi İran’ı parçalamak. Fırsat bulursa İran’ı, Gazze’ye çevirmek. Bunun için ABD’yi, İran konusuna angaje etmeye çalışıyor. Bunda da başarılı oldu. Rejim değişikliği konusuna tekrar döneceğim.
EY İRAN HALKI
Ama bu noktada özellikle İran halkına seslenmek istiyorum. İran büyük bir medeniyetin bekçisidir. İran kadim bir kültürün temsilcisidir. İran halkı, İsrail ve Amerika’dan kendilerine bir hayır gelmeyeceğini iyi bilirler. Ayrıca İranlıların Irak, Libya, Tunus, Mısır hatta Suriye örneklerini bir an olsun akıllarından çıkarmamaları gerekiyor.
Arap baharı dediler, demokrasi getireceğiz dediler. Irak’ı Arap baharından önce işgal ettiler. Irak’ın petrolüne çöktüler. Irak yıllarca iç savaşla boğuştu. Iraklılar ülkelerini terk etmek zorunda kaldılar. Ebu Gureyb Cezaevi’nde ise Iraklı kadınlara tecavüz ettiler.
İran halkı, Ebu Gureyb’deki Müslüman kadınlara yapılan tecavüzleri unutma.
Bu tuzağa düşme.
Ülkeni parçalama. İsrail ve Amerika’nın uşağı olma.
AYLAN BEBEĞİ UNUTMA
Libya’yı ikiye böldüler. Türkiye olmasa Libya, Irak’tan beter olurdu. Suriye’de ise iç savaş 13 yıl sürdü. Milyonlarca Suriyeli ülkeleri terk edip mülteci konumuna düştüler. Ege Denizi’nden Suriyeli bebeklerin cesetleri toplandı.
İranlı kardeşlerim Ege sahillerine vuran Aylan bebeği unutma.
İran büyük İran olacaksa bu ancak İran’ın evlatları tarafından sağlanır. İşgalci İsrail ve onun güdümündeki ABD’nin eliyle İran’ı parçalarlar. Yıllarca sürecek iç savaşın kucağına atarlar.
İRAN’A DEMOKRASİ GETİRMEZLER
ABD, İran’a demokrasi getirmez. İsrail, İran’a demokrasi getirmez. Tam tersine İran’ı böler, parçalarlar.
O yüzden İranlıların bu örnekleri görüp, önce İran diyerek ülkelerinin etrafında birleşmeleri ve kenetlenmeleri gerekir. Yoksa ellerinde ne ülkeleri kalır ne namusları ne de şerefleri.
Onun için önce İran demeliler.
CIA VE MOSSAD DEVREDE
Şimdi gelelim İran’da rejim değişikliği konusuna.
Güvenilir kaynaklar, “Rejim değişikliği İsrail’in nihai hedefi. Ama bu aşamada zor bir ihtimal olarak gözüküyor. Bunun için halk desteğini büyük ölçüde kaybetmesi gerekir ki şu anda halk desteğinde bir sıkıntı gözükmüyor. Bir sonraki aşama halkı rejime karşı kışkırtmak, iç karışıklık yaratmak olabilir” diyor.
İran’da bir iç karışıklık çıkarmak için CIA ve Mossad’ın hangi çalışmaları yaptığını bilmiyoruz. Ama şu ana kadar İranlılar bu tuzağa düşmedi. Çok onurlu davrandılar. İsrail ve ABD saldırısı karşısında devletlerinin yanında durdular. İran halkı devletinin etrafında kenetlendiği sürece İsrail ve ABD’nin hevesi kursaklarında kalır. İranlılar asil bir millettir, vatanlarını satmazlar. Ama İranlılar ezeli düşmanları olan İsrail ve ABD’nin uzattığı yemi yutarlarsa vah hallerine.
İRAN HALKI ÖNEMLİ
Çünkü İsrail, İran’ın bölünmesi için elinden gelen her şeyi yapacaktır. “İsrail her zaman bölgedeki ülkelerin küçük, istikrarsız ve güçsüz ülkeler olması ve bu suretle kendisine tehdit oluşturamamasını önceleyen bir politika izlemektedir. İran’ın da bölünmesini isteyecektir. Ancak İran halkı dışarıdan gelen baskı ile bölünmeye müsaade etmeyecektir. Bölünme küçük ihtimaldir.”
Ben de aynı kanaatteyim. İran’ı bölemezler.
ABD TEKRAR VURACAK MI
ABD, İran’ı vurmaya devam edecek mi?
Benim alanım olmadığı için bu tür kritik konuları bilenlere soruyorum. İşte değerlendirmeleri: “ABD’nin vurmaya devam etmesi İran’ın tavrına bağlı. Karşılık olarak İsrail değil de ABD unsurlarını hedef alırsa ABD bombalamaya devam eder.”
Bu işin seyrini biraz da İran’ın tavrı belirleyecek.
“İran öncelikle kendi itibarını kurtarmak için misilleme yapacaktır” diye uyarılmıştım. İran, Katar’daki Amerikan üssünü vurdu. İran bu misilleme ile yetinecek mi? Trump, İran’a karşılık verecek mi? Bu iki sorunun cevabı önümüzdeki sürecin şifresi gibi.
RUSYA VE ÇİN
İsrail saldırırsa Çin ve Rusya, İran’ın yanında yer alır, deniliyordu.
ABD, İran’a saldırırsa Rusya ve Çin, İran’ın tam arkasında durur, deniliyordu.
İran da bir denge oluşturmak için Rusya ve Çin gibi küresel güçlerin desteğini almaya çalışıyor. Ama şu ana kadar Çin ve Rusya’dan güçlü bir destek gelmedi. Sadece siyasi destekle yetindiler. Askeri olarak bir hamle yapmadılar. Hatta parmaklarını oynatmadılar. Putin, arabuluculuk yapmaya çalıştı. Onda da başarılı olamadı. İran Dışişleri Bakanı Arakçi, dün Moskova’daydı. Kremlin sözcüsü Peskov, “Her şey İran’ın ne istediğine bağlı” dedi. Putin, “İran’a yönelik saldırılar sebepsiz bir saldırganlık” diye konuştu.
Bu muydu yani?
Rusya da Çin de önce kendi hesaplarını görüyorlar.
HEDEF HAMANEY Mİ
Tekrar başa dönecek olursak Netanyahu ne derse Trump onu yapıyor.
“İran vurulacak” dedi, vurdu.
“Rejim değişikliği” dedi, Trump da aynı şeyi söylemeye başladı.
Netanyahu bir de İran’ın dini lideri Ali Hamaney’i hedef göstermişti.
ABD, İran’da rejim çökertmek ve iç karışıklık çıkarmak için Hamaney’i hedef alır mı?