Geçen bayram tüm partilerle bayramlaşan tek parti CHP'ydi. Bu bayramsa hiçbir partiyle bayramlaşmıyor.
Bayramdan bayrama demokrasi kayıplarımızı yazdığım kaçıncı yazı, sayamadım. Ama kayıplar vermeye devam ettiğimize göre, yeni bayramla birlikte güncelleme vakti de gelmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurban Bayramı mesajında CHP'ye sitem ediyordu. Diyordu ki:
"86 milyon olarak ebedi kardeşliğimizi ve iç cephemizi güçlendirdiğimiz bir dönemde ana muhalefetin kimseyle bayramlaşmayan parti haline gelmesinden duyduğumuz üzüntüyü de ifade etmek isterim."
Erdoğan, "Türkiye'nin tüm renklerinin özellikle bayramlarda bir araya gelebilmesi"ni önemsediği için CHP'nin yanlışta ısrardan dönmesini temenni ediyordu.
Velâkin bu CHP, Cumhurbaşkanı'nı üzmek pahasına niye bayramlaşmamakta ısrar ediyor? Türkiye neden bayramda bile bir olmayı başaramıyor? Bayram değil seyran değil, durup dururken mi?
CHP lideri Özgür Özel'in de bir sitemi var. İmamoğlu'nu ziyaret sonrası Silivri cezaevi önünden. Bayram görecek hallerinin olmadığını, seçimde yenilemeyen 11 belediye başkanlarının hapsedildiğini, kendilerine bayram gelmediğini, "hukuk çiğnenerek yalancı tanıklıklarla" bayramlarının zehredildiğini, milletin Kurban Bayramı'nı kutladığını ama böyle haram edilen bayramı da kimseye dilemediğini söylüyordu.
Özel; bayramımızı çaldılar, diye dert yanıyor.
Devlet dersinde ters giden, bayramı milletin burnundan getiren bir şeyler, hiçbir şey olmadıysa bile olmuş olabilir mi acaba?
Değişmez bayram âdetlerimizden biri, yanlışlıkla Can Yücel'den bilinen bir şiir paylaşmak.
Halbuki Can Baba'nın Bayramlık adlı şu gerçek şiiri, yaşananlara belki daha uygun:
“Koyunlar, keçiler ve koçlar için/ Ne kadar bayramsa Kurban Bayramı/Bu barış var ya, bu barış/ Cephedekiler için o kadar barış”.
Koyunlar, koçlar için ne kadar bayramsa CHP için de bu bayram, işte o kadar bayram olabilir mi?
Ece Ayhan'ın Meçhul Öğrenci Anıtı da muhalefetin ruh hâline denk düşüyor sanki:
"Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında/Bir teneffüs daha yaşasaydı/ Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür" ve "Devlet dersinde öldürülmüştür."
Devlet dersinde hapsedilmişler ne hissediyor bu bayramda, iç cepheyi güçlendirecek demokrasi ve hukuk reformları zayiatı şeklinde mi?
Hukuk dışı özgürlük kayıplarına yine bir bayram yazımda demokratikleşme zayiatı, demiştim. Kinayeydi tabii. Askeriyedeki savaş dışı eğitim zayiatına gönderme.
Şimdi FETÖ kumpası denilen davalarda haksızca tutuklu yargılananları anlatan bir tabirdi.
Demokratikleşme zayiatı, eski bayramlardan bugüne hâlâ devreden şeylerden.
Yüksek cezaevi duvarlarının ardından göğe sessiz çığlıklar yükseliyor bu bayram da.
Siyasetçiler, ifade ve düşünce suçluları kader kurbanı sayılmadığından bayram aflarına uğrayamıyor, infaz indirimlerinden yararlanıp erken çıkamıyorlar.
Yine de ortada darılacak, gücenecek bir haksızlık yokmuş gibi içlerinden gelmeyip bayramlaşmazlarsa birlik, beraberliği bozan da onlar oluyor.
Yatacak yeri yok yani bu demokratikleşme zayiatı muhalefetin. Türkiye Yüzyılı'nda sevinçten havalara uçarak bayramların tadını çıkaracaklarken suratlarından düşen bin parça, iktidar ne yapsa CHP'ye yaranamıyor velhâsıl.