Hükümetin en görünür bakanının Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek olduğuna hiç kuşku yok. Bir gün New York veya Washington’da, diğer bir gün Londra’da, ardından bir bakıyoruz Körfez başkentlerinde kendisini dinlemeye gelenler karşısında konuşuyor…
En son Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen ‘Türkiye ve Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler ve Gelecek Vizyonu’ konferansında sesi duyuldu Bakan Şimşek’in…
Göreve ilk geldiği gün ‘rasyonel’ olacağı vaadinde bulunduğu programının başarılı olduğunu, aynı programın kararlılıkla sürdürüleceğini iletti kendisini dinleyenlere…
Sanıyorum, o toplantıya katılanlar, biraz da “Acaba koltuğunu kaybedecek mi?” merakıyla orada bulunmuşlardır.
Toplantının tarihi 27 Mayıs 2025…
Bir gün önce, 26 Mayıs günü, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, o gün bugündür hemen her zeminde tartışılan bir manşetle çıkmıştı.
Koca koca harflerle şu tespitleri paylaşıyordu gazete: “EKONOMİDE RASYONEL ÇÖKÜŞ: FAİZ ARTTI - ÜRETİM DÜŞTÜ - SANAYİ DURUYOR - DÖVİZ YÜKSELDİ - ENFLASYON AZDI - YATIRIMLAR DURDU - ŞİRKET İFLASLARI KATLANDI.”
Geçmişte yazarlarından olduğum için biliyorum: Tayyip Erdoğan’ın evinden çıkıp aracına bindiğinde, makam masasına oturduğunda hemen yanı başında bulduğu gazeteler kümesinin en üstündeki gazeteydi Yeni Şafak…
Herhalde aynı ilgi sürüyordur.
Daha önceleri de “İŞ DÜNYASINDA FAİZ İSYANI” benzeri manşetleri görülmüştü, ama bu defaki bayağı sert bir kroşeydi.
Ringde boks yapılıyor olsaydı, manşet Şimşek’i deviriyor olurdu.
Gerçek hayatta da aynı sonucu doğurur mu bu manşet?
Çoğu yorumcu, gazetenin bu çıkışının hesaplı olduğu kanaatiyle, izlenen politikalardan iktidarın memnuniyetsizliğini yansıttığını, istenilenin bakanın görevi kendiliğinden bırakmasını sağlamak olduğunu düşünüyor.
Amerikan İngilizcesinde, tek kişilik hücrede tecrit halinde, idam edileceği günü bekleyen mahkumlar için kullanılan ‘Dead Man Walking’ deyimiyle ifade edilen durum gibi…
O gitmezse kendisiyle birlikte birkaç bakanın daha değiştirilmesinin gündeme gelebileceği beklentisi pek çok yorumcuya hakim.
En yaygın kullanılan deyim ‘günah keçisi’ oluyor…
Ondan çok önce insanları etkilemeye başlamış ekonomik sıkıntıların sebebi olarak Mehmet Şimşek’in gösterilmesi bekleniyor…
Kendisi “Enflasyon düşüyor, iki yıl sonra tek rakamlı olacak” dese de, ekonomideki yalpalamalardan ve özellikle enflasyondan en fazla etkilenen kesimler, bu iddianın yerine gelebileceğinden kuşkulu.
Hayat Şimşek döneminde de pahalı olmaya devam etti; bu gidişin önüne geçilebileceğine kimsenin güveni yok.
Zaten, Şimşek’in uyguladığı ekonomi programının ana ekseni enflasyonu zapturapt altına almayı hedeflemiyor.
En belirgin hedef, ne pahasına olursa olsun, TL’sını yabancı paralar -Dolar ve Euro- karşısında değerli tutmak.
Ki, bunda bile fazla başarılı olduğu söylenemez: Günümüzde Dolar 40 TL, Euro 45 TL sınırını zorlamaya başladı.
Söylenen, New York, Londra, Dubai temaslarından Türkiye’ye doğru yol alması sağlanmış sıcak paralar ile bazı yabancı emeklilik fonlarına bu yolda vaatte bulunulduğu…
Ekonomi alanında uzman olanların görüşüyle izlenen programın özeti şu: Yüksek kâr sağlama amaçlı bir operasyon gözüyle bakılarak Türk ekonomisine getirilen Dolar, Euro, Yen, Dinarların bizde kalmaya devam etmesini amaçlayan bir politik çizgi, izlenen ekonomi programı; bu sebeple de TL’nin o paralar karşısında değerli kalması gerekiyor…
Tamamen finansal bir program ve şimdi karşılaşılan sorunlar onun yan etkileri…
Üretimin düşmesi… Sanayinin durması… Şirketlerin iflası… Yerli yatırımcının gözünün başka ülkelere kayması, doğrudan yatırım beklenen yabancıların ülkeden uzak durması…
Bunların hepsi izlenen programın yan etkileri…
Göreve başladığında ‘rasyonel’ olacağını söylemişti Şimşek, ancak o yolda atılması gereken, anayasaya rağmen var olan demokrasiye aykırı kısıtlamaların ortadan kalkması, adalet kurumunun bağımsız ve tarafsız hale gelmesi, denge ve denetleme mekanizmalarının devreye girmesi gibi adımlar konusunda herhangi bir çabası görülmedi.
Ülkenin öndegelen sanayicilerinin çatı örgütünün -TÜSİAD’ın- yöneticileri bile olsalar, anayasal haklarını kullanmaya kalkışanların başına gelenler Mehmet Şimşek’in dikkatini çekmedi, çekmiyor.
Kendisi ayrılır veya gönderilirse Yeni Şafak çevresinin üzülmeyeceği kesin de, toplumun genelinde üzülenler olacak mıdır, bilmiyorum.