Nitekim edenler de oldu. Oysa bizim siyasal kültürümüzde, Yalova kaymakamı misaliyle simgelenen yerel yöneticileri kimsenin takmadığı, ne varsa Ankara'da, "merkezde" olduğu yönünde yerleşmiş bir inanç vardı. Kararlar orada alınırdı. Balın peteği oradaydı!

Demek ki, devran değişti. Artık, kimsenin bakanları ya da milletvekillerini taktığı yok. Ama sıra belediye başkanlığına gelince akan sular duruyor.

Bunun bir nedeninin Türkiye'nin başına kara bir çarşaf gibi geçirilen yamalı Başkanlık Sistemi olduğunu biliyoruz. Bu sistemde halk tarafından seçilmeyen Bakanların siyasi kıymet-i harbiyesi sıfır, halk tarafından seçilen milletvekillerininki ise sıfırın da altında.

Bu, muhalefet partilerinde de öyle: Başta ali kıran baş kesen bir genel başkan var, altta ise onun lütfuyla Meclis'e girmiş millet vekilleri… Kim takar onları?

Biraz yüreklenip siyaseti etkilemeye kalksalar durduruluyorlar, sayıları yetmiyor, reddediliyor, ihraç ediliyorlar.

"Mebus" olmak artık rüyaları süslemiyor, çünkü gücü de şavkı da kalmadı!

Ama belediye başkanı olmak! Belli ki, orada her ikisi de var!

Tatlı rant paylaşımı

İkinci neden bal tutmakla ilgili.

Son 50 yıldır Türkiye değişirken özellikle Batı sahillerindeki kentler ve kasabalar büyüyüp zenginleşti. Buralara çok miktarda turistik yatırım girdi. Şu ara bol bol da turist geliyor, para harcıyor.

Yerel yönetimler bu zenginleşmeden nemalandılar.

Ortaya şöyle bir tablo çıktı: Köprü, yol, fabrika, hastane gibi en büyük girdilerden "merkez" nemalanırken, yan yol, otel, konut, alışveriş alanı gibi ikincil girdilerden "çevre" yani yereller nemalanır oldu.

Büyükbaşa büyük balya, küçük başa küçük balya hesabı…

Ortaya ideolojinin değil, rant beklentilerinin belirlediği tuhaf bir sistem çıktı.

AKP'de bu konular "merkez"den ayarlanıyor. Sorun çıkmıyor.

Ana muhalefetteki adaylık yarışmalarındaki itiş kakışın baş nedeni de "küçük balya"nın nasıl paylaşılacağıyla ilgiliydi.

Bu konuda pazarlığa yanaşmayanlar kendilerini sokakta buldular.

İstanbul ve Ankara gibi yerlerdeki balyaların son seçimlerde muhalefetin eline geçmiş olması "merkez"in başlıca rahatsızlığı oldu. Bu seçimde onları geri almak için uğraşıyor…

"Çevre" ise AKP'nin enflasyon ateşinde erimesinden yerel fayda sağlamak gayretinde.

Nerede siyaset yapılacak?

Siyaset sadece konuşulan değil, yapılan bir şeydir. Futbol gibi.

Çocukluğumuzda çoğumuz boş arsalarda futbol oynamayı öğrendik. Artık boş arsa kalmadı. Acaba çocuklar şimdi nerede futbol oynuyorlar?

Siyaset yapmak isteyenler için hala top koşturulabilecek son alan belediyeler. Liderlere yaranmak yerine, oradan göze çarpıp parlayabilmek olasılığı var…

Çünkü siyaset yapacak başka yer kalmadı. Sendikalar, dernekler, üniversiteler bir bir siyasetsizleştirildi. Liberal vaatlerle gelen İslamcı hükümet, var olan alanların pek çoğunu ele geçirdi, kapattı ya da daralttı.

Ali Bayramoğlu ve Etyen Mahçupyan gibi liberallerimiz bir zamanlar siyaset alanını genişlettiği gerekçesiyle AKP'yi destekliyorlardı. Gerçekten bu parti o kadar genişledi ki başkalarına yer kalmadı.

Bence, siyasi kadroların vasatlaşmasının başta gelen nedeni budur. Vasatlar vasatlarla uzlaşırlar ama kaliteden korkarlar, uzak dururlar

O zaman ülkenin en parlak kafaları siyasete giremez. Girmek isterse de sokmazlar.

Elerler. Eleğin delikleri kendilerine göredir.

Sonuç böyle olur.

As a matter of fact, there were those who did. However, in our political culture, there was a well-established belief that no one cared about local administrators, symbolized by the example of the Yalova district governor, and that everything was in Ankara, in the "center". Decisions were made there. The honeycomb was there!

So, times have changed. Nobody cares about ministers or MPs anymore. But when it comes to the mayor's office, the flow stops.

We know that one reason for this is the patchwork Presidential System that has been put over Turkey's head like a black sheet. In this system, the political value of Ministers who are not elected by the public is zero, and that of MPs elected by the public is below zero.

This is the same in opposition parties: At the top, there is a leader who breaks the rules and cuts off heads, and at the bottom, there are deputies who entered the Parliament with his blessing... Who cares about them?

If they get a little braver and try to influence politics, they are stopped, their numbers are not enough, they are rejected and expelled. 

Being a "deputy" is no longer a dream, because he no longer has the strength or enthusiasm!

But being mayor! Obviously, there's both in there!

Sweet rant sharing

The second reason is related to honey retention.

As Türkiye has changed over the last 50 years, cities and towns, especially on the West coast, have grown and become richer. A large amount of touristic investment has entered these places. Nowadays, many tourists come and spend money.

Local governments benefited from this enrichment.

The following picture emerged: While the "center" benefited from the largest inputs such as bridges, roads, factories and hospitals, the "periphery", that is, the locals, benefited from secondary inputs such as side roads, hotels, residences and shopping areas.

Calculating big bales for cattle, small bales for small heads…

A strange system emerged, determined not by ideology but by profit expectations.

In AKP, these issues are regulated from the "center". There is no problem.

The main reason for the jostling in the main opposition candidacy contests was about how to share the "small bale".

Those who did not want to negotiate on this issue found themselves on the street.

The main discomfort of the "center" was that the bales in places such as Istanbul and Ankara were taken over by the opposition in the last elections. He is trying to get them back in this election...

The "Environment", on the other hand, is trying to benefit locally from the AKP's dissolution in the fire of inflation.

Where will politics take place?

Politics is not just something talked about, it is something done. Like football.

In our childhood, most of us learned to play football in empty lots. There is no vacant land anymore. I wonder where the kids play football now?

Municipalities are still the last place to play for those who want to engage in politics. It is possible to stand out and shine from there, instead of trying to please the leaders...

Because there is no other place left to do politics. Unions, associations and universities were depoliticized one by one. The Islamist government, which came with liberal promises, seized, closed or narrowed many of the existing areas.

Our liberals such as Ali Bayramoğlu and Etyen Mahçupyan once supported the AKP on the grounds that it expanded the political field. Indeed, this party has expanded so much that there is no room left for others.

In my opinion, this is the primary reason for the mediocrity of political staff. Mediocre people get along with mediocre people, but they are afraid of quality and stay away.

Then the brightest minds of the country cannot enter politics. Even if he wants to enter, they won't let him in.

They eliminate. The holes of the sieve are their own.

The result is like this.