Birkaç çözüm sürecine daha ihtiyaç var

Bütün problemlerimizin başında müzmin hale gelmiş meseleleri çözememek gibi bir problemimiz olduğunu kabul edelim. Meseleleri müzmin hale getirmek de diğer problemimiz. Nihayet bugünlerde Kürt meselesinde çok önemli bir eşiği aşabilmeyi başardık. Kürt meselesi büyük problemler listemizde neredeyse bir asırdır en önemli yeri tutuyordu ve umuyoruz ki artık bundan kurtulmanın eşiğindeyiz.

Elbette, PKK’nın pazarlıksız silah bırakmasına rağmen böylesine büyük bir meselenin çözümü de kolay olmayacak. Şimdiden akla gelmeyecek itiraz cümleleri duyuluyor ve şimdiden sonra da süreci zehirlemek yahut yavaşlatmak için girişimler olabilir. Olmadık engellere uyanmak böyle meselelerin tabiatında vardır. Dolayısıyla, sabır ve dikkat şart.

Bununla birlikte çözüm için çaba göstermesi gereken yetki sahiplerinin isteksizliği de zaman içinde süreci çıkmaza sokabilir. Mesela, iktidar kanadından yapılan “Silahları gömsünler bakalım. Göreceğiz. Gömmezlerse olmaz” gibi açıklamalar bu fasıldandır. Silahları gömmezlerse tabii ki olmaz ama böyle sözleri diyecek olan iktidar değil kamuoyudur. Kaygıları gidermek ve PKK’yı takibe alıp baskı yaparak silahları gömdürmek iktidarın işidir.

Yine de büyük bir adım atıldı ve artık geri dönülecek nokta geçildiği için nihai çözüm umudu kaygıların ötesindedir. Büyük meselelerini çözmekte başarısız bir ülkenin Kürt meselesinde çözüme yaklaşması çok değerli bir istisna olarak kayda geçmelidir.

Bu tür girişimlerin istisna olmaktan çıkması ve diğer büyük meseleler için hamle yapılması da Türkiye’nin bugünü, geleceği ve itibarı için fevkalade önemlidir.

Birçok başka önemli meselemiz var... Elimiz değmişken onları da hep birlikte, herkesin elini aynı anda taşın altına koymasıyla çözmek çok iyi olur.

Yargı bağımsızlığı,

Hukuk devleti problemi,

Şeffaflık ve denetim yokluğu,

Demokratik seviye ve kalite düşüklüğü,

En önemlisi de eğitimi, eğitimi, eğitim...

Sadece bu beş kalemdeki meselelerin her biri en az Kürt meselesi kadar önemli ve Türklerin, Kürtlerin ortak ihtiyacıdır. Kürt meselesinde kalıcı çözüm için de el atılması zaruri alanlardır. Malum, hukuk ve demokrasi talebi etnik kökene bakmaz.

Sadece hukuk ve demokrasi değil. Türkiye’nin refahı ve zenginliğini doğrudan etkileyecek birçok alanda da güçlü çözüm süreçlerine ihtiyacımız var.

Üretim yetersizliği, yüksek teknoloji ve dijital rekabet yoksunluğu,

Tarım ve hayvancılıkta gerileme problemi,

Ya da Türkiye’yi utandıran iş kazaları ve çalışma güvenliği problemi...

Ve deprem. Depreme karşı seferberliğin her şeyden daha önemli olduğunu söylemeye hacet var mı?

Yargıdan liyakata, üretimden depreme kadar bütün meselelerimiz yılların ağır ihmali neticesinde Türkiye’nin ayaklarında birer prangaya dönüşmüştür. Ülkeyi hak etmediği bir gerilim atmosferine mahkum eden, hak etmediği bir fakirliğe mecbur eden ve en nihayet insanların geleceğe dair umudunu tüketen düzen böyle oluştu. Mutsuz, gergin ve istikbalini başka ülkelerde arayan gençler bu düzenin eseri.

Kürt melesinde çözüm süreci bir istisna olarak kalmazsa, yani Türkiye bütün temel problemlerinin üzerine cesaretle giderse, hem büyük devlet hem de büyük millet olur. Bunları yapmaz ve kulağının üzerine yatmaya devam ederse de büyüklük edebiyatıyla senelerini kaybetmeye devam eder.