İktidara üç, DEM’e bir soru

16 Mayıs 2025 05:57 - Son Güncelleme:

16 Mayıs 2025 05:57 A+ A-

Aslında yazımın başlığını “TBMM Uzlaşısı suç sayılacak mı?” yapmayı düşünmüştüm.

Tuhaf bir başlık olduğunu bilsem de meramımı daha net anlatabileceğim başka bir başlık bulamazdım.

Ancak yazacağım konuyu tek soruda sınırlamak zor geldi.

İzin verirseniz bu tuhaf sorunun gerekçesiyle o sorunun peşine takılan diğer soruları sizinle de paylaşayım:

Malumunuz, terör örgütü PKK kendini feshettiğini duyurdu.

Son yaşanan süreçten sonra terör örgütü ebediyen hayatımızdan çıkar mı yoksa YPG ya da başka bir ad altında yaşar mı şimdilik öngöremiyoruz.

Ancak gördüğümüz çok net bir şey var:

İktidarla, örgüt ve DEM Parti arasında kesintisiz bir trafik var.

Trafiğin gidişatına göre de karşılıklı övgüler ve teşekkürler gırla gidiyor.

- Bu kapsamda sorulması gereken birinci soru:

Madem DEM Parti artık sıkça görüşülen, mensuplarına bol bol teşekkür edilen, bol bol övülen bir parti, o halde (aslında hukuk karşısında suç olmadığı halde iktidar tarafından suç gibi gösterilen) DEM Parti ile CHP arasında yapıldığı iddia eden yerel seçim iş birliği (kent uzlaşısı) suç olmaktan çıkmış olmaz mı?

- Şimdi gelelim ikinci soruya:

Asıl sürecin terör örgütünün kendini feshetmesinden sonra başlayacağını, bu kapsamda TBMM’de bazı düzenlemeler yapılacağını yazıp çiziyoruz.

Belli ki AK Parti, MHP ve DEM Parti bu düzenlemeler için TBMM’de iş birliği yapacak.

O halde CHP ile DEM Parti arasında yerel seçimlerde yapılan iş birliğinin yani “Kent Uzlaşısı”nın “terör suçu” sayıldığı bir ortamda iktidar partileriyle DEM Parti’nin yapacağı uzlaşı, suç sayılmayacak mı?

- Ve üçüncü soru:

DEM Parti’yle uzlaşmak, DEM Parti’yle TBMM’de iş birliği yapmak, (Muhalefetin yaptığı kanıtlanmayan ama iktidarın açıktan yaptığı) DEM Parti aracılığıyla terör örgütüyle görüşmek suç sayılmıyorsa, Esenyurt’un seçilmiş belediye başkanı Ahmet Özer ile Şişli’nin seçilmiş Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan neden hala içeride. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın suçu ne?

Bu üç soruyu da samimiyetle soruyorum. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç başta olmak üzere AK Parti kurmaylarından bu sorularıma yanıt bekliyorum.

- Son sorumu da DEM Parti kurmaylarına soruyorum?

Madem sizinle uzlaşmak, sizinle iş birliği yapmak, hatta size bol bol teşekkür etmek, sizi övmek, hatta sizin üzerinizden PKK yöneticileriyle görüşmek suç değil, o halde Özer’in Şahan’ın ve Polat’ın başına gelenleri nasıl görüyorsunuz?

Onlara yapılanlara nasıl sessiz kalıyorsunuz?

Onlar sizinle diyalog kurdukları gerekçesiyle içerdeyken siz nasıl iktidarla barış yapacaksınız?

Biriniz çıkıp samimiyetle yanıt verin lütfen!

Trump bizimle eğleniyi...

Mesleğe diplomasi muhabiri olarak başlamış, yıllarca dış politikadaki gelişmeleri takip etmiş bir gazeteciyim.

30 yıldır ben böyle bir şey görmedim.

ABD Başkanı Donald Trump’ın İstanbul’a gelme konusunda sergilediği tavır, bir taraftan komik ama bir taraftan da rencide ediciydi.

Önce Rusya lideri Putin gelirse İstanbul’a gelebileceğini söyledi.

Sonra Dışişleri Bakanı’nı gönderdiğini açıkladı.

En sonunda zor olduğunu ama İstanbul’a gelebileceğini ifade etti.

Hani Kibar Feyzo filminin ünlü repliğindeki gibi.

(Feyzo teftişe gelen yetkilinin önünde kendisine iki öküzle 6 bin lira vereceğini söyleyen Ağa’ya “Ağa bizimle eğleniyi...” diye.

Trump bizimle eğleniyi...

Bu arada Trump’ın Suriye lideri El Şara’ya “ülkendeki Filistinli teröristleri gönder” dediği bir ortamda bizimkilerin Trump’tan Filistin’de müjdeli haber beklemesi de biraz garip olmadı mı?

Yoksa Trump’ın hayalindeki “Trump Gazze” oteli, Gazze’yi tatil beldesi yapma planı Türkiye için “müjdeli haber”e mi dönüştü?