Şimdi de “temmuzda faiz indirim” beklentisi

19 Mart krizinin ekonomideki etkileri hâlâ devam ederken, ekonomi yönetimi “etkisi artık bitti, hedefleri değiştirmeye gerek yok” propagandası yapıyor. Son günlerde iş dünyasından gelen şikayetler artınca, şimdi de, “temmuzda faiz indireceğiz“ denilerek herkesin sabırlı olması istenmeye başladı.

Ekonomi yöneticilerinin, piyasaları hedeflere inandırmak amacıyla propaganda yapmaları doğaldır. Ancak yaratılan beklentinin altının dolu olması lazım. Eğer yarattığınız beklentiler fos çıkarsa, artık yeni beklenti yaratmanız zordur. Hedeflere, piyasaları ve vatandaşı inandırmanız çok daha zor hale gelir.

Özetle; beklentiler gerçeklere dayanmak zorundadır; propagandanızın boş olduğu ortaya çıkarsa, yarattığınız beklenti döner ağır biçimde sizi vurur. Rasyoneli olmayan beklentilerin ekonomiyi daha kötü hale getirdiğini, daha önce yaşadık.

AKP iktidarında da bunun örneklerini gördük. 2023 seçimleri ardından başladığı  söylenen program ağır aksak gidince, kırılganlığın nasıl arttığını gördük. Artan kırılganlık, siyasi veya diplomaside yapılan hataların bile ekonomiye ağır fatura çıkardı. Rahip Brunson krizinde benzerini yaşamıştık ama yine yapıldı.

Ekonomik programla kamu harcamalarını kısacağız, ranttan vergi alacağız, enflasyonu 3 yılda tek haneye indireceğiz, reform yapacağız, yapısal tedbirleri uygulamaya koyacağız dediniz, neredeyse tümü fos çıktı. Uyguladığınız yöntemlerle sadece yoksulluğu artırdığınız için de, toplumsal tepkiler büyüdü.

Bu süreçte tek kazanç iyileşen döviz rezervleriydi, şimdi onu da kaybediyoruz. Daha önce de iktidarların kurlarla ilgili çeşitli sözler verip, kurlar patlayınca bu sözlerin altında kaldıklarını görmüştük. Şimdi ise kur yeniden patlamasın diye, büyük maliyetle biriktirilen rezervleri eritiyoruz.  

TEHLİKELİ OYUN

Ekonomi yöneticilerinin şimdi de iş dünyasını rahatlatmak için “temmuzda faiz indiriyoruz” propagandası yapması, “yine tehlikeli bir beklenti oyunu” gibi geliyor bana. Bunu açıktan söylemiyorlar çünkü yabancıda “şimdiden, siyasi baskıyla faiz indirimi tarihi veriliyor” algısı yaratmaktan kaçınıyorlar. Belki el altından yabancılara da aynı söz veriliyordur, kim bilir?

Yerli ya da yabancı olması değişmez; sizin yatırımcıya, yine tutamayacağınız bir söz verme ihtimaliniz çok yüksek görünüyor. Yani yine fos çıkarsa ekonomiyi daha ağırlaştırabilecek bir söz gibi duruyor. İş dünyası sözünüze bakıp “temmuza kadar dişimizi sıkalım” der mi, derse ne olabilir? Düşüşü başlatsanız bile, temmuzda en çok yüzde 43’e inebilirsiniz. 19 Mart krizi öncesi zaten yüzde 42.5 faiz vardı, hatırladınız mı?

Bunu yapabilmek için önce, yüzde 49’luk fonlama faizini yüzde 46’lık politika faizine kadar indirmeniz gerekiyor. Ancak bunun ardından politika faizini 43’e indirirsiniz. Faizlerin, bu iklimde temmuzda 43’e ineceğine kim inanabilir?

Buna inandırmak için; yerlilerin döviz talebi durdu, turizm gelirlerinin yükseleceği döneme giriyoruz, cari açık da zaten azalıyor gibi gerekçeler sunuyorsunuz. İhracatın tıkandığı, kapasite kullanımının dibe düştüğü, iş dünyasından umulmadık şikayetlerin geldiği bir sürece girdik. Artık ekonomi yönetiminin çabasından bağımsız olarak, “Cumhurbaşkanı bir karar alır yürüyen işleri yine bozar” algısının, AKP’lilerde bile hızla yayıldığı ortada.

Yarattığınız ama fos çıkan beklentilerin durumu iyice ağırlaştırdığını artık görmeniz lazım. Zaten bu nedenle güven verme itibarınızı yitirdiniz.