Erdoğan için iki zor problem

İktidar, hele Özgür Özel’e o yumruk atıldıktan sonra bir çıkmaz noktaya geldiğinin farkında olmalı. İmamoğlu’na yönelik operasyon hangi akıldan çıkmış ve iktidarı çok dar bir allana sıkıştırmışsa, Özel’e yumruk atılması da, o dar alanı daha da derinleştirmiştir.

Erdoğan’ın gelecek planlaması bu işin nirengi noktasını oluşturuyor. Erdoğan belli ki üçüncü (bir başka hesapta dördüncü) defa seçilmek istiyor. Bunun önünde iki engel var:

1.Anayasal sınırlama.

2.Seçilememe.

Anayasal sınırlamayı aşmak lâzım, bunun için Meclis’te ya anayasa değişikliği yapmak lâzım, bunun için en az 360 lâzım, o da referandum riski getiriyor, referandumda kaybetme riski var, göze almak zor, referandumsuz için 400’ü bulmak da çok zor, o zaman ikinci şık, 360’ı bulup erken seçime gitmek lâzım, buna CHP yanaşmıyor, DEM pazarlıklarının bir ucunda bu da olmalı…

Sanki bu ihtimal Erdoğan’a “olabilir” gibi göründü. Süreç işliyor.

Haydi aday oldunuz, seçilmeniz garanti mi?

Buna “banko” gibi bakılabilirdi, taa ki Ekrem İmamoğlu’nun yıldızı parlayıncaya kadar. Siyasette halkın ilgisi “baht işi” mi bilinmez, ama İmamoğlu’nun yıldızı epeyce bir süredir parlıyor.

Sanki biraz da Erdoğan ile (yani 22 yıldır siyasetin starı olan birisi ile) yarışa yarışa parlıyor. 2019’da seçim iptali ile yolu kesilmeseydi, seçimde Erdoğan bizzat meydanlara çıkıp oy istemesine rağmen kazanmasaydı yine böyle mi olurdu bilinmez, Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak hem 2019’da hem 2024’te başka adaylar adına ama İmamoğlu’na karşı seçim mücadelesi verdi ve İmamoğlu kazandı.

Bu mücadeleler bir anlamda İmamoğlu’nu “Cumhurbaşkanlığı seviyesinde” bir siyasi portre haline getirdi.

İşte 18 Mart’ta diploma iptali, 19 Mart’ta gözaltı – tutuklama ile başlayan operasyon, Erdoğan’ı, potansiyel rakibini sandıkta değil, iktidar olarak sahip olduğu güçlerle tasfiye etmek gibi bir pozisyona sürükledi.

Burada Yargı’nın devreye sokulması, ayrıca, evrensel planda “yargının tarafsızlığı – bağımsızlığı” ilkesinin ihlali gibi okunma sonucunu doğurdu.

Dünya, egemen siyasi gücün rakibini tasfiye için her imkânı kullanma örneklerine tanıktır. Özellikle demokratik standartları oluşmamış dünyada bunun örnekleri çoktur ve orada rol alan baskın irade hep eleştiri hedefi olur.

“Hem Erdoğan üçüncü defa aday olsun hem de karşısında onun seçilmesini engelleyecek güçlü aday olmasın…”

Erdoğan için ballı börek hesabı…

İmamoğlu bu operasyonla aşağılansa, ezilse, silinseydi, -ki öyle hesap edildi, iktidar medyasına o görev verildi veya onlar görevi öyle anladılar, 19 Mart’tan bu yana özellikle “yolsuzluk” teması üzerinden aşağılama – yıpratma dili sürüyor. Ben oradaki genel psikolojinin de “Yıllarca belediyeleri biz yönettik, biz yaptık bu işleri, onlar da yapmıştır” şeklinde olduğunu okuyorum- evet İmamoğlu ezilseydi iş tamamdı. Erdoğan için yollar açılırdı.

Ama öyle olmadı. Özgür Özel, bir garip siyasetçi profili çizdi, İmamoğlu ile “kader birliği” yapmışçasına, bir anlamda gözünü kararttı, İmamoğlu bayrağını aldı, zaten bir süredir ismi “iktidarın baskı sembolü” haline gelmiş “Silivri zindanı” karanlığını toplum önüne taşıya taşıya, haftada iki miting yapa yapa, Türkiye gündemini bu alana kilitledi.

18-19 Mart’tan bu yana ekonomi dahil bütün alanlar buna kilitli. Erdoğan siyaseti belirleyendi, 18-19 Mart’tan bu yana kaçıncı sırada belirleyen oldu?

Adam Yozgat’ta miting yaptı, Konya’da miting yaptı.

Şu kesin: Erdoğan’a gittiği her ülkede bir gazeteci İmamoğlu olayını soracak. Soru soracak olanlar ne kadar seçilirse seçilsin, gazeteci milleti içinden bir aykırı soru gelir.

Erdoğan seçilme imkânını bir şekilde elde etse bile, acaba karşısında “yenebileceği bir rakip bulma” garantisini elde edebilir mi?

Erdoğan’ın siyaseti “son defa seçilerek” tamamlamak isteyeceğini tahmin etmek zor değil. Ama siyaset bu, bazen oluyor o, bazen olmayabiliyor.

İmamoğlu, diploma iptali ile ihtimal dışına itilmiş midir? Diğer dosyalardan bir “siyasi yasak” çıkarılabilir mi?

Mansur Yavaş ismi de İmamoğlu kadar, bazı noktalarda İmamoğlu’ndan daha çok favori görünüyor. Kamuoyu yoklamaları Erdoğan – Yavaş karşılaşmasında da Yavaş’ı şanslı gösteriyor.

Acaba bir de Mansur Yavaş dosyası mı var saklı yerlerde? “Turpun büyüklerinden…”

Acaba hangi isim Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için en uygundur?

Bu sorunun sorulur hale gelmesi bile hem Erdoğan adına hem Türkiye siyaseti adına sıkıntılıdır.

Tam bu süreçte Özgür Özel’e yumruk… Sabah’tan Okan Müderrisoğlu, epeyce bir süredir bu işlerde başka odakların da akıl yürütmede bulunduklarını yazıp duruyor.

Özgür Özel, şaşırtıcı bir rol üstlendi CHP Genel Başkanlığında… Kendi dışında bir ismi bayraklaştırıp meydan meydan dolaşıyor. Siyasette pek rastlanmaz böyle bir şeye… O da siyasetin başka boyutu… Sanırım iktidar böyle bir rolü de pek algılayamadı.

Erdoğan, ülkenin Cumhurbaşkanı olarak ne zaman Özgür Özel ile diyaloga geçecek ben merak ediyorum. 18 – 19 Mart’ın ters teptiğini görmek bu kadar zor olmamalı.