Hey Boeing sen mi yaptın bütün bunları?

İsrail, ya da daha doğru ifadesiyle Netanyahu arkasına Amerika’yı ya da daha doğru ifadesiyle Trump’ı almış, Gazze’de insanlığı utandıracak, tiksinderecek bir katliama imza atıyor, Türkiye dahil herkes öncelikle Amerika’ya – Trump’a bir şey anlatılması gerektiğini düşünürken, içerde bizler, insanlar, özellikle Erdoğan’ın Trump’ a, “dostum” diye hitap ettiği Trump’a bir şey söyleyebileceğini düşünürken… Gazze’de zulümde, kıyımda, soykırımda en küçük bir gerileme olmazken…

Birkaç gün içinde bir şeyler oldu…

Özgür Özel pat diye bir iddia attı ortaya. Meğer neymiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe’de Trump’ın oğlu ile görüşmüşmüş ve 300 Boeing pazarlığı yapmışmış…

“Gel de inan!” derken hemen peşinden Washington’dan bir açıklama gelmesin mi? Trump’tan, şöyle:

“25 Eylül’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı Beyaz Saray’da ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Boeing uçaklarının büyük ölçekli satışı, kritik bir F-16 anlaşması ve olumlu sonuçlanmasını beklediğimiz F-35 görüşmeleri dâhil birçok ticaret ve askerî anlaşma üzerinde çalışıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkilerim her zaman çok iyi oldu. 25’inde kendisini görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.”

“Boeing uçaklarının “büyük ölçekli satışı”, F-16 anlaşması ve F-35 görüşmeleri…”

F-16 görüşmeleri uzun süredir devam ediyor, F-35 ise Türkiye için hayal kırıklığı… Ama oraya “büyük ölçekli” bir “Boeing satışı” girmiş… Boeing alırsanız ötekileri de düşünürüz hesabı bu…

Cumhurbaşkanı Erdoğan öteden beri ister Trump’la görüşmeyi… Onun açıklamasında da ticaret, yatırım vs var, ancak bir de “Küresel barış vizyonu”na işaret var. Şöyle:

"Değerli mevkidaşım ve dostum ABD Başkanı Sayın Donald Trump ile Beyaz Saray’da yapacağımız görüşmede, kapsamlı stratejik ilişkilere sahip olduğumuz müttefikimiz ABD ile başta ticaret, yatırım ve savunma sanayisi olmak üzere birçok konuyu ele alacağız.

Başkan Trump ile yapacağımız görüşmenin, ortak küresel barış vizyonumuz çerçevesinde bölgemizdeki savaş ve çatışmaların durmasına katkı sunacağına, ülkelerimiz arasındaki iş birliğini daha da güçlendireceğine inanıyorum."

Trump Körfez’den 2 trilyon dolarlık yatırım bağlantıları ile dönünce, çok mutlu olmuştu, oğlu üzerinden “büyük ölçekli bir Boeing satışı”nın gerçekleşmesi de Trump’ı çok mutlu edecektir.

Ancak Trump’ın Körfez’den bir yoruma göre (Fas’lı alim Taha Abdurrahman öyle tanımlamıştı) “Cizye toplayıp dönmesi”nden sonra “Küresel barış vizyonu” yerine İsrail’in Katar’a saldırısı geldi ve Trump, o saldırı karşısında “habersizliği” oynadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Küresel barış vizyonu”ndan kastettiği herhalde öncelikle İsrail’in – Netanyahu’nun Gazze’de ve daha ötesi tüm bölgede işlediği cinayetlerin sona erdirilmesidir.

Daha birkaç gün önce “İsrail sorunu – Amerika sorunu” diye yazdım hem de Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın değerlendirmelerinden yola çıkarak..

Erdoğan - Jr Trump buluşması, Boeing pazarlığı iddiasının hemen öncesinde bir de Bahçeli çıkışı oldu. Bahçeli “TRÇ ittifakı” diye bir şeyi önerdi. Türkiye – Rusya – Çin İttifakı. Orada bir de “ABD – İsrail şer koalisyonuna karşı” notu vardı. Şu ifadeler ona ait:

“Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı, akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek ‘TRÇ’ ittifakının inşa ve ihya edilmesidir. TRÇ ittifakının da; Türkiye, Rusya ve Çin’den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir…”

Beyaz Saray’daki buluşmada Erdoğan Trump’a “Netanyahu ile isminiz birleşiyor, bu vahşeti desteklemeyi bırakın” der mi? Diplomatik nezakete aykırı olur, derseniz, ben de “peki nasıl ifade eder Trump’ın Netanyahu vandallığına arka çıkıyor olmasının küresel barış vizyonuna en büyük darbeyi vurduğunu?” diye sorarım.

Bilmem ki, Washington’dan, F-16 ve F-35 konusunda ilerleme olmadan, Trump s- Netanyahu işbirliğinde hiçbir esneme meydana getirmeden, sadece “büyük ölçekli Boeing satışı” ile dönmesek diyorum… Özellikle Trump – Netanyahu işbirliğini geriletme noktasında ümitli miyim? Netanyahu’nun altına sandalye süren bir adamdan söz ediyoruz. Ümitten bahsetmek bile abes!

Bir şey daha:

Bahçeli’nin “TRÇ ittifakı” önerdiği günlerin akabinde, hemen sonrasında İngiliz dış istihbarat servisi MI6’nın şefi Sir Richard Moore İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğunda Türk gazetecilere basın toplantısı yaptı. Orada “HTŞ ve Suriye devrimi” ile ilgili bir şey söyledi. İlgin. Okuyalım:

“HTŞ ile Esad’ı devirmelerinden bir iki sene önce ilişki kurmuş olmamız sayesinde Britanya olarak Esad düştükten birkaç hafta içinde yeniden ülkede faaliyet göstermeye başladık. Suriye bizim açımızdan, olayların önüne geçmeyi başarmanın ani ve beklenmedik gelişmeler olduğunda ne kadar işe yaradığının iyi bir örneği oldu.”

Sir Richard Moore bir de “herkesi MI6 Ajanı olmaya davet ederek” “Putin Rusyası’na savaş açtı İstanbul’dan. Bahçeli’nin “TRÇ ittifakı” teklifinden hemen sonra. Şu ifadelerle:

“Putin, Rusya değildir. Ve tüm Ruslar Putinizm'e inanmıyor. Bazıları başını öne eğip hayatlarına ellerinden geldiğince devam etmeye çalışıyor. Bazıları da MI6 ile çalışarak gizlice direniyor. Rusya'daki gerçekleri paylaşma cesareti olan erkekler ve kadınlar, sizi MI6 ile iletişime geçmeye davet ediyorum. Sizi güvende tutmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız.”

Neler oluyor bölgede, neler oluyor Türkiye’de… Kim bilir belki de Gazze’nin kurtuluşu Boeing pazarlığındadır!!!