O yumruktaki mesajı doğru okumalı!

Komplo teorilerini pek sevmem. Hele uçuk kaçık şeylerse duyduğumda anında tepki gösteririm.

Bu kapsamda Özgür Özel’e saldıran Selçuk Tengioğlu’nun bir yerden talimat alarak o saldırıyı gerçekleştirdiği teorisinden çok, iktidarın söylemlerinden etkilenerek ve ‘durumdan vazife çıkararak’ hareket ettiğini, temel motivasyonunun, muhalefete duyduğu körüklenmiş nefret olduğunu düşünüyordum.

***

Ancak dün sohbet ettiğim bir siyasetçinin “Özgür Özel’e ayağını denk al mesajını verdiler” sözlerini de yabana atamadım.

Siyasetçi sözlerini şöyle sürdürüyordu: “Elinde bıçak da olabilirdi, silah da olabilirdi. Ancak bu bir uyarıydı ve sadece yumruk vardı.”

Başta dediğim gibi komplo teorilerini sevmem ama bu cümlelerden etkilendim.

Olayın faili Tengioğlu’nu düşündüm.

- Evlatlarını katledecek kadar cani ve psikopat.

- 16 yıl cezaevi deneyimi olan bir sabıkalı.

- Vurdulu kırdılı TV dizilerindeki karakterlere öykünen, Çukur’da belediye desteğiyle bekar odalarında yaşayan, üç kuruş bulunca apart otellerde konaklayan karanlık bir tip.

- Cezaevinden sonra tutunamamış, hayatını gayrimeşru işlerle sürdürmeye çalışan, para ve şöhret için her şeyi yapabilecek bir kriminal.

- Altı saat içinde üç ayrı gerekçe açıklayan profesyonel bir yalancı.

- Özgür Özel’in etrafında uzun süre dolanıp koruma açığını yakalayana kadar bekleyecek kadar sabırlı.

- İstendiğinde Osmanlı torunu, istendiğinde

Atatürkçü.

- Zaten AKM önündeki hal ve hareketlerinden, oraya böyle bir saldırı gerçekleştirmeye geldiği net bir şekilde anlaşılıyor.

Yani geçmişte de örneklerini gördüğümüz, tam da bu tür karanlık komplolarda kullanılabilecek bir profil.

***

Dilerim polisimiz ve yargımız hepimizi ikna edecek bir soruşturma yürütür ve bütün gerçekleri ortaya çıkarır.

İktidar mensupları da Tengioğlu’nun Çubuk’ta Kemal Kılıçdaroğlu’na saldıran inek hırsızı gibi korunmasının önüne geçer.

Bu arada saldırının ardındaki gerçek ne olursa olsun, 19 Mart 2025 gününden bu yana çok başarılı bir muhalefet profili çizen Özgür Özel’in korkup yılmayacağı görünüyor.

Deniz Gezmiş’in sır sevgilisi

O yumruktaki mesajı doğru okumalı! - Resim : 1

Çocukluk arkadaşım Şair Hakkı Zariç, son buluşmamızda çantasını açıp önüme bir kitap bıraktı.

“Bunu biliyor muydun” diye sordu.

Hızlıca göz attım ve “hayır” dedim.

Gerçi, 6. Filo protestolarından sonra 68 kuşağının gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş’in bir kadın arkadaşının CIA mensuplarınca sorgulandığını duymuştum ama o kadının Deniz Gezmiş’in “balım” diye seslendiği bir kadın olduğu iddiasını bilmiyordum.

“Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım” isimli kitabı altı saatlik bir uçak yolculuğunda okudum.

Aygün Kevrina kitaba dönüştürülen notlarında Deniz Gezmiş’e olan sevgisini bir sır gibi saklamasını ve o sırrın ağırlığıyla büyük bir yüzleşme yaşadığını anlatmıştı.

Bu yüzleşmenin bir tarafında Türkiye’de devrimci hareketinin efsane isimlerinden Deniz Gezmiş’i koruma çabası, diğer tarafında ise 24-25 yaşındaki delikanlı Deniz Gezmiş’in bir kadınla yaşadığı sevgi ilişkisinin çocukça yanları var.

Kitabın editörlüğünü Kübra Yeter yapmış.

Kitabın önsözünü ise Aygün Hanım’la görüşmeleri yapan Cavit Nacitarhan

yazmış.

Kitabın içeriği hakkında çok detay vermek istemiyorum.

Zira Aygün Hanım’ın bir devrimciye duyduğu aşkı on yıllarca sır gibi saklayıp, yaklaşık 60 yıl sonra kamuoyuyla paylaşma kararı almasını çok anlamlı buluyorum ve sizin de kitabı edinip bizzat okumanızı öneriyorum.

Ankara’ya döndüğümde, kitapla ilgili bir tartışma başladığını, Deniz Gezmiş’in bazı yakın arkadaşlarının “Deniz böyle bir ilişki yaşasa mutlaka haberimiz olurdu” diyerek Aygün Kevrina’nın yazdıklarına mesafeli yaklaştığını gördüm.

Buna karşın, Deniz Gezmiş’in dava arkadaşlarından yazar Aydın Çubukçu ise Aygün Kevrina’da bulunan “Balım, bu kitabı oku. Dönünce seni imtihan edeceğim. Biliyorsun değil mi?” notundaki imzanın Deniz Gezmiş’e ait olduğuna dikkat çekmiş ve inanmayanlara Deniz Gezmiş’in idam edilmeden önce ailesine gönderdiği mektuptaki imzayla karşılaştırmalarını önermiş.

Cavit Nacitarhan da yazdığı önsözde Çubukçu’yla birlikte Aygün Kevrina’nın yazdığı her iddiayı, her detayı titizlikle araştırdıklarını, değişik kaynaklardan, tanıklıklardan kontrol ettiklerini anlatmış.

Bu vesileyle 68 kuşağının gençlik önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Arslan’ı idam edilişlerinin 53. yıldönümünde saygıyla anıyorum.