CHP Genel Başkanı Özgür Özel dün Sırrı Süreyya Önder için AKM'de düzenlenen tören sonrasında yumruklu saldırıya uğradı.
Atmosfer düşünülünce buram buram provokasyon kokuyor. Olay, Özel'in sokak eylemleriyle öne çıktığı bir ortamda, devlet ve İmralı arasındaki görüşmeleri sürdüren Önder'in cenazesinde yaşanıyor.
Puslu havaları seven ajan provokatörler için bulunmaz nimet.
Saldırıdan yara almadan kurtulan Özel'in yaptığı sağduyulu açıklama bu açıdan kayda değer:
"Siyaset kurumuna yapılmış bir saldırı olarak görüyorum. Arkasından ne çıkarsa çıksın, sivil siyaseti kucaklamak, birlikte çalışmak mecburiyetindeyiz. Kutuplaşmanın keskinleşmesinin kimseye faydası yok. Kimseye kızgınlığım, küskünlüğüm yok."
Genel Başkan'ın saldırının ardından ikna edici şekilde bilgilendirildiğine şüphe yok. Ancak bu kaygan zeminde yakın çevresine de dikkat etmesi şart.
Mesela, olayın hemen ardından basına saldırganın 'Osmanlı çocuğuyum' dediğini açıklayan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'na...
Görüntülerde saldırganın ağzından böyle bir cümle çıktığı işitilmiyor. O halde Tanrıkulu'nun, henüz saldırının şoku atlatılmamışken, adeta provokasyonun devresini tamamlar nitelikteki bu iddiasının kaynağı ne?
Ne ara teyit etti? Zira saldırganın ağabeyi Davut Tengilioğlu'na "Osmanlı çocuğu" iddialarını soran Halk TV İzmir Temsilcisi Mustafa Akbaş, "Sanmıyorum. Kendisi çok koyu bir Atatürkçüydü. Osmanlı düşüncesi yakın olduğunu düşünmüyorum" cevabını aldığını aktarıyor.
Ve son olarak, bir kesimi hedef göstermeyi göze alıp neden acilen yayma ihtiyacı hissetti?
Refleks mi?
Ben de tam olarak onu söylüyorum... İnsan haklarını savunduğunu söyleyen avukat bir milletvekilinden ziyade, Wikileaks belgeriyle, ABD Büyükelçiliği kriptolarında "Türkiye'deki kontaklar" olarak TR705 koduyla kayıtlı olduğu ortaya çıkan bir "görevlinin" refleksi bu.
***
SİYASETE ATILAN YUMRUKLAR
12 Nisan 2010, Kapatılan DTP'nin Eşbaşkanı Ahmet Türk'e Samsun'da adliye önünde yumruklu saldırı düzenlendi. Türk'ün burnu kırıldı.
Ahmet Türk'ten bir hafta sonra, 19 Nisan 2010'da bu kez Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız yumruklu saldırıya uğradı. Beden eğitimi öğretmeni şahış şehit cenazesine katılan bakanın burnunu kırdı. Sözcü "yumruk terapisi" başlığı attı.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ 16 Ağustos 2013'te Nevşehir'de katıldığı Hacı Bektaş-ı Veli'yi anma töreninde yumruklu saldırının hedefi oldu. CHP saldırıyı kınamadığı gibi, milletvekileri Umut Oran da saldırganı alnından öptü.
8 Mart 2014. Kemal Kılıçdaroğlu TBMM koridorlarında yumruklandı. Polisin anlatımına göre, tam bir suç makinesi olan şahıs ifadesinde "Gıcık oluyorum, vatan haini olarak görüyorum" dedi. 21 Nisan 2019. Kemal Bey bu kez de Ankara'nın Çubuk ilçesinde şehit cenazesinde yumruklu saldırya uğradı.
***
AYIPTIR ÇOCUKLAR
Zafer Partisi, DEM
Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in ölümü üzerine aşağıdaki iğrenç afişi yapmış.
Oysa Kemal Kılıçdaroğlu 2023 seçimlerini kazansaydı iktidarı, "Seni başkan yaptırmayacağız" perspektifinde ısrar eden Önder'in partisiyle koalisyon ortağı olacaklardı.
Partinin şu an tutuklu olan lideri Ümit Özdağ "İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve Millî İstihbarat Teşkilâtı konusunda Kemal Bey'le mutabık kaldık" demişti.
Ama tabii partinin hedef kitlesi, Özdağ'ın "oy kullansalar cumhurbaşkanı seçilirim" dediği 13 yaş.
2 yıl öncesini nereden hatırlayacaklar?
***
BİR GREV KIRICILIĞIN KALMIŞTI
Ver zehri gitsin.
İstanbul'un her yanını çöp dağları sardı ya...
Soner Yalçın, karanlık odasında suçluyu bulmuş.
Sorumlu Belediye değil, PİSK'miş.
Evet, rafine mizahını konuşturuyor, Devrimci İşçi Sendikaları'ndan (DİSK) bahsediyor.
Çok kızmış... Ülke siyasi ateş çemberinden geçerken işçinin maaş alamıyorum gerekçesiyle greve gitmesi de ne demek oluyormuş. Zaten DİSK'in mazisi da karanlıkmış.
Tabii DİSK'in reklam bütçesi, imkanları ne ki?
İBB'nin yanında lafı mı olur?