Yozgat’ta olan -CHP’nin cam tavanı

Ak Parti’nin ve MHP’nin toplam oylarının yüzde 80’lere dayandığı bir şehir Yozgat. CHP’nin oyunun yüzde 20’lere bile varmadığı, hatta yerel seçimlerde şehir içinde yüzde 2’lerde kaldığı bir şehir.

İşte orada meydanları dolduran bir miting yapıyor CHP. Mitingin en görkemli görüntüsünü ise, traktörlerle 4 kilometrelik bir konvoy oluşturan çiftçiler oluşturuyor. Bu traktör konvoyunun en başında da CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bizzat kullandığı traktör var.

18 Mart’tan bu yana Türkiye’nin girdiği siyasi türbülansın son fotoğrafı bu.

CHP’nin gündeminde Özgür Özel’in genel başkanlığa geldiğinden bu yana bir “Cam tavanı aşmak” arayışı var. Cam tavan, yani yüzde 25’lik oy oranını… CHP’nin kemik bir tabanı var ama işte epi-topu yüzde 25 kadar. Yani ebedi muhalefet rolü…

Niye aşamıyor, uzunca bir süredir onu sorguluyor CHP. Oysa açık. Belli toplum kesimlerinin dışına çıkamıyor da ondan… Ege’de varsınız, kıyılarda varsınız, zengin muhitlerde varsınız, ama “Öteki Türkiye”de yoksunuz.

Kılıçdaroğlu “Biz size gelmedik, kabahat bizde” diyerek “Öteki Türkiye ile Helâlleşmek” için yola çıktı, bir mesafe de aldı.

Yozgat onun sonucu mu?

Değil. Yozgat başka bir şey.

Belki “Helâlleşmek” de etki etti, o temel bir yaklaşım, orada kararlılık olmazsa, CHP dünyası orada zikzak yaparsa “kuşkular” yeniden devreye girer, Yozgat’lı yeniden “ev”ine döner.

Yozgat’ta şu an “traktörlü çıkış” ile olan ne?

Çiftçinin isyanı. Çiftçinin dünyasında bıçağın kemiğe dayandığının ilânı. İktidarın bunu anlamadığının ya da buna çözüm bulamadığının, traktörleri tarlaya değil asfalta sürmek suretiyle çiftçi diliyle anlatımı…

Nasıl anlatacaktı çiftçi isyanını?

Bir de bu eylemi yıllardır bir tek oyunu esirgediği “CHP’nin yanında durarak” sergilediğinde iktidarı sersemleteceğini düşünmüş olmalı çiftçi…

Belki CHP’nin yanında yol yürümek için başka beklentileri de olacak Yozgatlı’nın, ama şu eylemle “muhafazakâr – milliyetçi” iktidara, çiftçiliğin ya da sade vatandaş olarak yaşamanın - yaşayabilmenin başka gerekleri de olduğunu anlattığı kesin.

Bundan 8 ay önce, 27 Ağustos 2024’te, yine bu sütunlarda “Şalvarlı kadınlar yollara düşünce…” başlıklı bir yazım yayınlandı. Oradan bir bölümü paylaşmak isterim:

“İşçiler kıvranıyor… Çiftçiler kıvranıyor… Emekliler kıvranıyor. Sabit gelirli tüm vatandaşlar yarın kaygısı taşıyor.

“Şu memlekette, en son sokağa çıkacak olan çiftçiler sokağa çıktı ya, ayağında şalvarı, başında yazması ile kadınlar kocalarının – çocuklarının yanında ellerinde pankartla yol kesiyor ya, (Bu mücadele başörtüsü mücadelesinin neresine düşer?) iktidar ülkeyi nereye getirdiğini bin kere düşünmeli. Kamyon kamyon domates tarlada çürümeye terkediliyor. Niye? Çünkü amele – ırgat ücretini karşılamıyor toplandığında?”

İktidar “ideolojik konfor”un keyfini sürüyor. “Bu insanlar son tahlilde CHP’ye gitmez”in keyfi. Al işte gitti… Traktörünü salıp Özgür Özel’in başını çektiği konvoya dahil oldu. Al işte, atanamayan öğretmen olarak başörtüsü ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın kapısına dayandı. Al işte, başörtüsü ile tutuklanan sendikacı kocasının eylemine katıldı. Al işte, torpil bulamadığı için mülakatta elenmenin öfkesi ile slogan atıyor. Al işte işsiz, al işte ev genci, al işte asgari ücretle evini geçindirememenin, evlenememenin ruh burkuntusu içinde kıvranıyor….

CHP’li mi oldu bu insanlar? Belki değil. Ama en azından “protesto”sunu katıyor CHP’nin yanına ki, iktidara öfke büyüsün, belki burunları düşer, kibirleri azalır, “ideolojik konfor”un miadını doldurduğunu görürler diye bakıyor.

Yozgat’ın iktidara bir mesaj verdiği kesin. Önümüzdeki süreç iktidarın bu mesajı alıp alamadığının siyasi girdilerini sergileyecek. Sadece Yozgat’la sınırlı değil kuşkusuz, ya başka “Kale”ler de Yozgat benzeri bir iklimi yaşıyorsa…

CHP Yozgat ile, 18-19 Mart’tan bu yana gelişen siyasi iklimde yeni bir durumu yaşıyor. “Kale”ler yoklanıyor. Yozgat’ta böyle bir “buluşma” gerçekleşeceğini ümit ediyor muydu? İmamoğlu için bir grup köylü traktörü ile yollara düşmüştü, belki o bir sinyaldi. Ama Ankara’nın kulağının dibinde bu yüksek volümlü sesleniş…. bunu öngörmüş müydü CHP?

CHP şimdilerde Konya için, Kayseri için böyle mitingler planlıyor. “İdeolojik konfor” dışındaki alanlarda toplum sancıları ile buluşmayı amaçlıyor. Bir anlamda topluma “Benim üzerimden seslenin iktidara, ancak böyle duyar” demeye getiriyor.

Çok sancılı toplum. Öyle prompterdan, gürül gürül, hiçbir şey olmamış gibi seslenmek, sonra da onu onlarca kanal ile evlere boca etmek cinleri tepesine topluyor insanların….

Buna bir de “Yargı”nın iktidar eliyle boğma aracına dönüştürüldüğünü katarsanız, CHP’yi kitleler için kendi ellerinizle “kurtuluş simidi” haline getirirsiniz. İktidarın 23 yıl içinde en dramatik başarısı da bu olur herhalde!

“CHP ve Yozgat” üzerine yarın bir yazı daha yazacağım, onu da en çok CHP yönetimi okumalı derim.