Şimşek ABD’de ‘kalmayan hikaye’yi satmaya çalışacak

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, programdan sapma olmadığını, yabancı fonların yine geleceğini çünkü “Türkiye’nin hikayesi olan nadir ülkelerden” olduğunu söylemiş. Şimşek, ABD’de “programın devam ettiği ve arkasında güçlü siyasi irade olduğunu” anlatacağını da kaydetmiş. 

Bir yandan güçlü döviz imkanı bulunduğunu, “yabancı fonlar gelmese de ekonominin idare edileceğini” kaydeden Bakan Şimşek, diğer yandan 19 Mart krizi ardından büyük darbe yiyen ekonomiyi yüzdürebilmek için yeniden sıcak para arayışına girdi. 

Dışarıdaki havanın iyi olmadığı, son krizde bozulan ekonomik verilerin, ABD’de sürekli Şimşek’in karşısına çıkacağını söyleyebiliriz. Yabancı banka kaynakları, Şimşek’in ABD’deki temaslarında sert bir tavırla karşılaşmayacağını ama “bozulmayı gösteren, başta rezerv olmak üzere, tahribatı gösteren verilerin, sürekli karşısına çıkarılacağını” söylediler. 

Bakan Şimşek ABD’de “son küresel gelişmeler sonrası tedariklerini Türkiye’ye kaydırmak isteyen reel sektör temsilcileri ile görüşeceğini” de söylemiş. Aynı kaynaklar “Türkiye’nin mevcut durumunda doğrudan yabancı sermaye gelişinin hayal olduğu” görüşündeler. Buna karşılık faiz yüksek kalıp, rezervde daha fazla erime olmazsa, bir miktar fon girişi olabileceğini ifade ettiler. 

MAYISTA HEDEF DEĞİŞMEK ZORUNDA  

Gördüğümüz kadarıyla Bakan Şimşek hem içeriye hem de yabancı yatırımcılara, siyasi krizin etkilerinin geçici olduğunu, “ekonomi iyice soğutulursa, hedeflere ulaşılabileceğini” ispata çalışıyor. Ekonomik Kurul toplantısı ardından soruları yanıtlayan Bakan Şimşek, talep azalacağı için kurlardaki artışın enflasyona fazla katkı yapmayacağını, enflasyon hedeflerinin geçerli olduğunu söylemiş. Şimşek, iç ve dış şokların program hedeflerine kalıcı etkisini analiz etmek için zamanın erken olduğunu, “Dalgalanmanın enflasyon açısından olumlu ve olumsuz etkileri bulunduğunu” söylemiş. Enflasyonun tahmin patikası içinde kalmasını öngördüklerini kaydeden Bakan, faiz artışının talep enflasyonuna olumlu katkı yapacağını, petrol fiyatındaki düşüşün de yardımcı olduğunu kaydetmiş.

Halbuki piyasalar yıl sonu enflasyon ve faiz tahminlerini hemen yükseltmeye başladılar. Artık kimse enflasyonun bırakın patikanın üst sınırı olan 29’a, 32-33’lerin altına inmesini bile beklemiyor. Mart ve nisanda, kurlarda yaşanan yüksek artışların, nisandan başlayarak, enflasyona olumsuz etki yapması kaçınılmaz. 

İşte bu nedenle, mayısta açıklanacak Merkez Bankası’nın Enflasyon Raporu ile ekonomi yönetiminin yüzde 24 olan enflasyon hedefini, en azından yüzde 28 gibi bir rakama çıkarması gerekecek. Bu takdirde de enflasyon hedef patikasının üst sınırı, şimdilik beklenti haline gelen, yüzde 32’lere çıkarılacak.  

Bunu yapmadığı takdirde ekonomi yönetiminin, zaten eriyen inandırıcılığı hiç kalmayacak. Ancak hedef revize edilince “bu yıl yüzde 21 enflasyon hedefine göre asgari ücret ve diğer maaşlara yapılan zammın da yükseltilmesi gerekecek. Bakan Şimşek’in ara zammı kesinlikle istemediği de ortada. 

Özet olarak; 2 yıldır inişli çıkışlı devam eden ekonomik program zaten umut veremiyor, “Türkiye’nin henüz bir hikaye yazamadığı” konuşuluyordu. Bence 19 Mart kriziyle birlikte, Türkiye’nin satabileceği bir başarı hikayesi kalmadığı çok açık. Bakan Şimşek, “var olduğu zaten tartışmalı, artık hiç kalmayan Türkiye hikayesi”ni ABD’de satmaya çalışacak. Ne diyelim; kolay gelsin...