İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve bazı yakın çalışma arkadaşlarının tutuklanması bir çok ilimizde öncülüğünü üniversite öğrencilerinin yaptığı protestolara sahne oldu. 301 öğrenci bayramı cezaevinde geçirdi. Bayram geçti, birden öğrencilerin serbest bırakılması gündeme geldi. Nitekim tahliyeler gerçekleşmeye başladı.
Deneyimli bir hukukçu, gençlerin tahliye edilmesinde sürpriz bir durum olmadığını belirtti, “Gençlerin tutuklanması siyasi iktidara çok ciddi hasar verdi. Gençlere yapıldığı öne sürülen kötü muameleler var. Bu konuların kapsamlı bir biçimde araştırılması gerekir. Zaten bu tutuklamalar da hukuki değil, peşin infaz ve gözdağı verme nitelikli tutuklamalardı. Kaybeden iktidar, kazanan gençler oldu. Hepsine geçmiş olsun” dedi.
YASAKLARLA KARŞI KARŞIYA
Gençlere hapis cezası verilse bile bunun “yatarı olmadığı” biliniyor. Yani, cezaevinde yatmayacak. Ama, üniversite öğrencileri 23 Mart’ta tutuklandı ve önceki gün önemli bir bölümü tahliye edildi. Yatarı olmayan bir suçtan dolayı gençlerin cezaevinde tutulmaması gerekirdi. Ancak tutuklamalar için bir çok avukat “Gözdağı vermek, diğer gençlerin protesto gösterilerine katılmalarını önlemek için tutuklandıklarını” öne sürdü.
UYGUN DURUŞMA SALONU YOK
Son iki günde 186 öğrenci serbest kaldı. Yargılanacakları maddeye bakarsanız ‘Toplantı ve Gösteri Yasası’na muhalefet ettiler. Ayrıca gençlere verilecek cezasının bir yılı aşması halinde Türk Ceza Kanunu’nun 53. Maddesine göre “Siyaset yapma yasağının” yanı sıra kamuda görev almamaları da öngörülüyor. Yani gençler çok ağır bir cezaya çarptırılmış oluyor. CHP’nin Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, “İktidara geldiğimizde bu tür ceza almış olanların bu cezalarını yapacağımız yasal düzenlemelerle ortadan kaldıracağız” diyor.
Öğrenciler tutuklandı, sonra niçin tahliye edildi? Tutuklamalara gösterilen tepki iktidarı alabildiğine rahatsız etti. Toplantı ve gösteri hakkını silahsız, saldırısız olarak kullanan öğrencilerin tutuklanmalarına toplumun her kesiminden tepki gösterildi.
Tutuklu öğrencilerin tahliye edilmesi, ev hapsinde olanların da bu yasağının kaldırılmasının gerekçesini mahkemenin tensip zaptından aktarıyorum:
“2911 Sayılı Kanun’un 32/1 maddesinde düzenlenen ‘Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama’ suçunun vasıf ve mahiyeti, atılı suçun kanunda belirlenen alt ve üst sınırı, atılı suçun Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 100 maddesinde belirtilen katalog suçlardan olmadığı, mevcut delil durumu, atılı suç yönünden delillerin büyük oranda toplandığı, sanıkların tutuklulukta geçirdikleri süre, sanıkların büyük çoğunluğunun öğrenci olması, öğrenim hayatlarının devam etmesi ve sınavlarının bulunması, bir kısım sanıkların hastalıklarının bulunması, bu hususların sanıklar müdafiilerinin sunulan dilekçeler ekinde belgelendirilmesi, sanıkların kaçma şüphelerinin bulunmaması, sanıkların birden fazla müdafisinin olduğu, tarafların çokluğu nedeniyle İstanbul Adliyesi’nde bu şartları taşıyan duruşma salonunun bulunmadığı, salonunun Marmara Açık Ceza İnfaz kurumundaki duruşma salonlarının da dolu olması hususları da dikkate alınarak tutuklu sanıkların başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değillerse ‘DERHAL TAHLİYE EDİLMELERİNE’ karar verildi.”
Dosyanın mahkemesine ulaşmasından sonra hakimin tahliye kararları öğrencileri, ailelerini mutlu etti. CHP milletvekillerinin, baroların ilk günden bu yana öğrencilere sahip çıkmaları ve onların çabaları da göz ardı edilemez.
CHP’nin cezaevi kararı avukatları rahatlatacak
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ı, belediye başkanlarını her gün çok sayıda milletvekili, belediye başkanı ziyaret ediyor. Özellikle milletvekilleri, belediye başkanları ayrı ayrı görüşmeler yapıyor. Ama bu durum, cezaevindeki diğer tutuklular ve avukatlarının aleyhine gelişiyor.
HEPSİNDEN ÖZÜR DİLEDİ
Çünkü, müvekkilleriyle görüşmeye giden avukatlar, onlarla görüşemiyor. Görüşebilmek için 7-8 saat bekleyen, hatta onca saat bekleyip de görüşemeden dönenler oluyor. Bu önemli sorunu CHP’nin Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül çiftçi’ye sordum. Aynı sorunu Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da, Çiftçi’ye bildirmiş.
Gül Çiftçi, SÖZCÜ’ye şunları söyledi: “Sizin aracılığınızla, bizim cezaevine gidiş gelişlerimizden dolayı mağdur ettiğimiz bütün avukatlarımızdan, tutuklu ve hükümlüler ve ailelerden özür dileriz. Partimizin TBMM Grup Başkan vekillerimizle de konuştuk. Bundan böyle, milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız ayrı ayrı değil, ziyaretlere gruplar halinde ve kontrollü gidecek.
Avukatların camlı kabinleri var. O kabinlerde milletvekilleri görüşü sağlanıyor. Bu durum tabii avukat arkadaşlarımızı mağdur etmiş. Biz de onu düzenliyoruz. Önümüzdeki Pazartesi gününden itibariyle bir sistemi oturtacağız. Sizlerin acılığıyla bütün meslektaşlarımızdan da bu konuda özür dileriz.”