Dünya etkilenecek de kazanan kim olacak?

Evet, ABD Başkanı Trump’ın göçmen politikalarından gümrük tarifelerine ve dış politikaya kadar her alanda yaptığı veya yapmaya niyetli olduğu şeyler dünya düzenini değiştirmeye nazmet işler… Merkezinde ABD’nin olduğu 70 yıllık düzen sarsılmaya başladı. Trump, zaten askeri üstünlüğüne bağlı olarak güvenlik kaygısı taşımadığı için NATO dahil, ülkesinin bu düzeni finanse etmesini istemiyor. Gümrük duvarlarını yükseltip para biriktirerek halkını daha zengin yapmayı planlıyor. Tarife yoluyla bütün ülkelerle dış ticarette fazla vermeyi hesaplıyor. Ayrıca, yurtdışında kurulu fabrikaların da -özellikle Çin ve Meksika- geri geleceğini, işsizliğin azalacağını ve ekonominin hareketleneceğini düşünüyor.

Kendi deyimiyle “harika” bir plan. Niye daha önce kimse düşünmemiş acaba?..

Niye düşünülmediği belli çünkü dünya ticareti böyle yürümüyor. ABD’nin dış politika hedefleri de asla böyle “harika” bir fikre eşlik etmiyor.

Ne var ki Trump için dünya siyasetinde etki de çok önemli değil. Sadece, Kanada ve Grönland’ı sınırlarına dahil edip Gazze’yi tatil merkezi yaparsa yetecek. Başka kim ne yaparsa yapsın umurunda olmayacak.

Garip bir şekilde ABD’nin toprak genişletme ihtimali, gümrük tarifeleri yoluyla ekonomisini büyütme ihtimalinden daha fazla. Kafaya koyarsa, Kanada olmasa bile zor kullanarak Grönland’ı topraklarına dahil edebilmesi mümkün ama gümrük vergileri hedefi asla istediği sonucu veremez. ABD ekonomisinin dünya ticaret düzenini değiştirip üstüne bir de bundan karlı çıkması zor. Çünkü, AB ve Çin varken ABD o kadar tayin edici bir üretim hatta finans gücüne sahip değil. 10 veya 20 yıl önce belki ama bugün değil.

Görünen o ki Trump’ın tarifeleri dünya ekonomisi etkileyecek ama kazanan Amerika olmayacak. Hatta, Çin’in bu küresel fırtınadan karlı çıkması daha güçlü ihtimaldir. Zira, aktif ve nitelikli çalışan sayısı kat be kat fazla, yeni pazarlara girme kapasitesi yüksek ve finans hacmi bu girişimleri destekleyecek kadar zengin. Avrupa Birliği de öyle. Trump geri adım atmazsa herkes yeni gümrük düzeninden etkilenebilir. Ama ABD Başkanı’nın hedef aldığı iki büyük güç; AB ve Çin sanılanın aksine ABD’den daha az etkilenebilir.

Çünkü, her iki güç de ABD’nin aksine ne yaptığını biliyor. Trump ise arkasında ciddi hazırlık olmayan ve afra tafradan ibaret bir ideolojiyle saldırıyor. Abartılı hedefler, büyük rakamlar ve gerçeklikle ilgisi olmayan iddialarla, alt sınıfların gururunu okşayan ve sadece Amerika’ya konuşan bir yeni düzen peşinde koşuyor. Esasen olup bitene “düzen” de denemez. Daha çok “fırsatçılık” ama dünyanın geri kalanı da az fırsatçı değil ve Trump bunu ıskalamış görünüyor.

Daha ilk andan itibaren muhatap ülkelerin ABD’ye aynı şekilde cevap vermeleri veya vermeye hazırlanmaları Trump’ın iddia ettiğinin aksine pek korkutucu olmadığını gösteriyor.

Tarife ısrarı sürerse üretim ve pazarlamaya yatkın, Çin ve Avrupa Birliği gibi bloklar yeni pazarlarda ABD’den daha avantajlı olacak. Karşılıklı vergi problemi yaşamayan ülkeler daha fazla ciro yapacak ve ABD pazar payı kaybederken muhtemelen Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkeler de rekabette yetersiz kalacak. Süreç daha da derinleşirse Avrupa kendi savunma sistemi için daha fazla kaynak ayırmak zorunda kalacak. Trump’ın başkanlığı dört yıl sürecek ama cin şişeden çıktığı için AB, Çin ve Rusya ile müttefik ve olası müttefikleri bu durumu verili kabul eden analizlerle merkezinde ABD’nin olmadığı bir dünya ekseninde hareket edecek. Yolun bir yerinde Dolar’ın rezerv para gücü de erimeye başlayacak ve ironik şekilde buna da “yerli milli” Trump yol açmış olacak.