İnsanoğlu gariptir, her lafı kaldırmaz

Siyaset yapmak bir “had” meselesiyse o hadde siyaseten sahip olan esasen Özgür Özel, memur Hakan Fidan değil. Öte yandan Türk siyasetinde etkisini koruyan ama geçmişinde “cuntacılık” da olan bir tek kişi var, Devlet Bahçeli MHP Genel Merkezi’ndeki fotoğrafına bakabilir

erdoğan

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Cumhurbaşkanı’nı “cuntacı” diye suçlamasının ardından gösterilen tepkilere bakınca, aklıma bir halk deyişi geldi.

“İnsanoğlu gariptir, her lafı kaldırmaz” diye başlıyor.

“Anadolu irfanını” ne kadar yansıtıyor emin değilim ama sözün orijinalini bilenler bilmeyenlere söylesin. Ben “inek dersin kızar, sağarsın aldırmaz” diye tamamlamayı tercih ediyorum.

CHP Genel Başkanı neden bu kelimeyi tercih etti, bilemiyorum.

Bir kere Erdoğan’a uymuyor. Asker olmadığından değil tabii.

Cuntalar, askerler arasında kuruluyorsa “askeri cunta” olurlar. Pekâlâ sivillerin de cunta kurabilmeleri mümkündür.

Hatta cuntaların iktidar olması bile gerekmez. Bilmiyorum hatırlar mısınız, Bülent Ecevit’i CHP Genel Başkanlığı’na taşıyan süreçte Deniz Baykal’ın da liderlerden biri olduğu “Mülkiye Cuntası”ndan söz edilirdi.

Cunta, adı üzerinde küçük bir grubun bir kurumu, ülkeyi vs. yönetmek üzere bir araya gelmeleri ve aralarına başkalarını da almamaları durumunu tanımlar ki bu bizim Reis’e uymaz.

Erdoğan, her şeyi tek başına yönetmek isteyen bir karakter ve zaten bu Anayasa da onun bu isteğini yerine getirmek için bu hale getirildi.

Anayasa’nın verdiği yetkileri, vermediği yetkileri de bileğinin kuvvetiyle dâhil ederek kullandığı için Erdoğan’a “siyasal gücü tek başına elinde tutan kimse” anlamında “otokrat” demek mümkün.

Erdoğan’ın etrafında toplaşmış ve onun izni dışında hareket edemeyecek insanlar topluluğuna “cunta” sıfatını vermek fazla olur, bu sıfat o çevrenin çapını aşar.

Nitekim Özel, Erdoğan’a ilk kez “cuntacı” dediğinde tarih 29 Mart 2025, yer ise Maltepe miting alanıydı.

O tarihten 5 gün sonra 3 Nisan’da bir kez daha söyledi.

Erdoğan’ın adamlarının bu kelimeye tepki göstermesi için Özel’in CHP Kurultayı’nda da aynı kelimeyi tekrarlaması gerekti ki tarih de artık 6 Nisan olmuştu.

Sözcü’den Veli Toprak’ın haberine göre Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve 16 bakan ancak bundan sonra tepkilerini gösteren paylaşımlar yaptılar.

Belli ki “tepki gösterin” talimatı gelene kadar ellerine telefonlarını alamamışlar.

Böyle bir grupla ülkeyi yöneten karaktere elbette “cuntacı” denmez.

Kim bilir, kızanlar da belki de bu yüzden kızıyorlardır: Bizde sahip olmadığımız bir güç vehmediyor, Reis’i kızdıracak diye!

Öte yandan tepkiler arasında iki tanesi var ki üzerinde durmaya değer.

Biri Dışişleri Bakanlığı’na bakmakla görevlendirilmiş memur Hakan Fidan’ın tepkisi.

Özel’e “haddini bil” diyor ki sıfatı bakan da olsa, gerçek pozisyonu tayin edilmiş kamu görevlisi.

“Eski Türkiye” olsa “siyasete bu kadar meraklıysan memuriyetten ayrıl, seçime gir” denilirdi.

Bir kere seçime girmeye teşebbüs etmiş onda da amirinden izin alamadığı için adaylığını çekmek zorunda kalmıştı, hatırlarsınız.

Yani böyle konularda konuşmak bir “had” meselesiyse o hadde siyaseten sahip olan esasen Özgür Özel, Hakan Fidan değil.

Zaten politik konularda konuşmak, yorum yapmak, iddiada bulunmak böyle “haddini bil” gibi bir kavramla karşılanıyorsa o memlekette cuntadan da söz edilebilir, otokrasiden de totaliterlikten de.

Siyaset yapmak, ağır eleştiri sınırını aşacak derecede siyasi eleştiri yapmak demokrasilerde herkesin “haddinde” olan bir durumdur, devlet memurları hariç!

 

MHP Genel Başkanı da “cuntacı” sözüne kızanlardan.

İşin ilginci aradan geçen yarım yüzyıldan fazla zamana rağmen bugün Türk siyasetinde hâlâ etkisini koruyan ama geçmişinde “cuntacılık” da olan bir tek kişi var ve onun fotoğrafı da MHP Genel Merkezi’nde asılı.

* * *

Avukatları bir öyle, bir böyle

Avukatı Ahmet Özel, Erdoğan’ın Afrin operasyonuna karşı çıkan 170 aydın hakkında söylediği “alçak, tiksinti verici, lümpen, terör örgütünün maşası, mandacı artığı” ifadelerini “düşünce özgürlüğü” olarak nitelendirmişti, Erdoğan 1 liralık tazminat ödemekten kurtulmuştu

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hakkında 'cunta başkanı' ifadesini kullanan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e 500 bin liralık tazminat davası açtı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kendisine “cuntacı” denilmesine kızdı ve avukatlarına talimat verdi, Özgür Özel hakkında hem 500 bin liralık manevi tazminat davası açtı hem de “Cumhurbaşkanına hakaret etti” diye suç duyurusunda bulundu.

Bunu Cumhurbaşkanı’nın avukatı Hüseyin Aydın’ın açıklamasıyla öğrendik.

Cumhurbaşkanı’nın avukatları bir ortak büroda mı çalışıyorlar yoksa her biri bağımsız büroların sahibi midirler, bilemiyorum.

Ama aynı konuda ağız birliği edebilecekleri bir çözüm bulmalılar.

Belki bir iki stajyeri bu amaçla görevlendirirler ki aynı konuda verdikleri dilekçeler arasında çelişki olmasın.

Hatırlar mısınız, bilmem: Erdoğan, Afrin operasyonuna karşı çıkan ve milletvekillerine mektup gönderen 170 aydın hakkında, “alçak, zalim, kapkaranlık, cahil, tiksinti verici, vatan haini, lümpen, terör örgütünün maşası, ahlaksız, mandacı artığı, ruhu kirlenmiş” gibi ifadeler kullanmıştı.

Aralarında Prof. Dr. Baskın Oran ve Şanar Yurdatapan’ın da olduğu aydınlar Erdoğan aleyhine 1 TL manevi tazminat talebiyle dava açmışlardı.

O davada Recep Tayip Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel idi.

Savunmasında şöyle diyordu (Nisan 2018):

“Düşünce özgürlüğü, demokrasinin temel ilkesidir. AİHM’e göre ifade özgürlüğü, devletin veya nüfusun bir bölümü için saldırgan, şok edici veya rahatsız edici bilgi ve düşünceler için de uygulanır. Bunlar çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir. Bunlar olmaksızın demokratik toplum olmaz.”

Bu savunma üzerine Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı reddetmiş, Erdoğan 1 liralık tazminat ödemekten kurtulmuştu.

Yani aslına bakarsanız Erdoğan’ın avukatları da biliyorlar ki kamu görevini yerine getiren bir kişiyi ağır şekilde eleştirmek beklenmesi gereken bir durum.

Erdoğan da cumhurbaşkanı sıfatıyla yürütme görevini yerine getiriyor.

Bunun için de gerektiğinde saldırgan, şok edici veya rahatsız edici eleştiriyi bile hoşgörü ile karşılamalı.

Çünkü eleştirilemeyen, eleştirilmesi suç olan “yürütme organı” demokrasilerde olmaz.

Eleştiriden muaf yürütme organı sadece diktatörlüklerde, askeri cuntaların idarelerinde filan olur ki Erdoğan’ı bu konuma düşürecek olanın ağzını önce Erdoğan’ın yırtmasını beklememiz gerekir.

Avukat Hüseyin Bey’in iddiasını okuyunca, aynı müvekkilin bir başka vekili Avukat Ahmet Bey’in bu savunmasını hatırladım.

Hatırladın da ne oldu derseniz, bir şey olduğu yok.

Öyleyken öyle oluyor, böyleyken böyle!