İmamoğlu'nu cumhurbaşkanlığına hazırlama örgütü

"Merkezinde İmamoğlu'nun yer aldığı bir suç örgütü üretmeye çalışılıyor..."

İmamoğlu'nun seçim kampanyasını yöneten Necati Özkan, Cumhuriyet'ten Barış Terkoğlu'na söylüyor bunu. Çok tanıdık bir suçlama. Sizin de gözünüz bir yerden ısıracaktır.

Çalışma arkadaşlarının banka hesaplarına, tapu ve araçlarına tedbir konduğunu İmamoğlu duyurmuştu.

O isimler arasında Necati Özkan'la İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş ve İmamoğlu’nun aile şirketinin genel müdürü Tuncay Yılmaz da varmış. Terkoğlu dün yazdı.

Necati Özkan'ın süreci anlatırken kurduğu o cümle hiç yabancı gelmedi bana.

Nereden mi hatırlıyoruz? Vaktiyle Erdoğan'ın önünü kesmek için sergilenen nafile çırpınışlardan.

AK Parti'nin iktidar yürüyüşünün başlarıydı. Aynı suçlamaya Yeni Şafak gazetesinin patronları uğramıştı. Onlarınki “Erdoğan’ı başbakanlığa hazırlama örgütü"ydü...

Yeni Şafak'ın patronları bu uğurda gözaltına alınmış, 2002 başında gazete binası da polis tarafından basılmıştı.

Mustafa Albayrak, neyle suçlandıklarını şöyle ifade edecekti:

"Geleceğin başbakanını hazırlamakla suçlandık. Onlara göre, geleceğin başbakanını hazırlamak ancak çeteyle olabilirdi..."

Albayrak'ı doğrulayan başka şeyler de oluyordu.

Dönemin Organize Suçlar şefi Adil Serdar Saçan, Basın İlan Kurumundan Yeni Şafak’a verilen kanuni ilan ve reklam payının süresiz kesilmesini istemişti. Gerekçeleri arasında şunu da sayıyordu:

"Bir yıl mahkumiyet alıp siyaseten yasaklanmış bir şahsı ülkenin başına getirmek için nasıl destek verdiklerinin malum olması"...

Sorsanız Yeni Şafak, o gün Türkiye'nin demokratikleşmesi için bedel ödemekle övünüyor bugün hâlâ. Haksız da değil.

Fakat o günkü savunmalarını unutmuş gözüküyorlar. Amaçlarının Erdoğan’ı illa başbakan yapmak olmadığını, zorbalıkla önü kesilip hakkı yendiği için yanında durduklarını, o gün kim mağdur olsa sahip çıkacaklarını, herkes için haksızlığa karşı duracaklarını söylüyorlardı.

Hadi bugün tarih tekrar ederken aynı yerde durup durmadıklarını önemsemiyorlar... Daha senesi bitmeden AK Parti'nin iktidara geldiğini, o nafile ön kesme çırpınışlarının ters teptiğini de mi düşünmüyorlar? AK Parti de mi kendi tecrübesinden ders çıkarmıyor?

Dün Erdoğan’ın siyasi yasağının kalkmasına, başbakanlık engelinin kadırılmasına çalışmak örgütlü suç muamelesi görüyordu. Bugün sandıkta cumhurbaşkanı seçtirmek için İmamoğlu'nu desteklemek örgütlü suç faaliyeti gibi...

Dün haksız ve yanlış olan, bugün haklı ve doğru mu?

Dün hukuksuz, antidemokratik olan baskılar, bugün hukuki ve demokratik mi? Mağdurla gaddar yer değiştirince sorun kalmıyor mu?

İktidar, geçmişte maruz kaldığı ne haksızlık varsa hepsini rakiplerine fazlasıyla tattırmak istese bu kadar olur. Sadece kendi hikayesine değil ülkeye de yazık.

O gün yapana yaramadı, bugün yarar mı? Millet ne hayrını gördü?

Memleketin abuhavasından mıdır, nedir... Acı bir dejavu yaşıyoruz. Onca yol kat edip bir arpa boyu gidemediğimizin, dönüp dolaşıp başa sardığımızın resmidir.

Memleket sevdasından mı yani, bu mu açıklaması, her şey Türkiye için mi?

Dünküler de öyle diyordu.