Şebnem Korur Fincancı ve meslek etiği falan

ŞU olay hafızalarımızdaki yerini koruyor:

Şebnem Korur Fincancı, Türk Tabipleri Birliği’nin başkanıydı. PKK’nın televizyonuna telefonla bağlanmış, ekranda yayınlanan görüntülerden yola çıkarak şu teşhisi koymuştu:

“TSK, kimyasal silah kullanmış olabilir”.

Bir hekim olarak, “Ekranda gördüğüm görüntüler üzerine böyle bir hüküm veremem. Olayı incelemem gerekir” dememişti, diyememişti.

*

Adnancılar hakkında yayınlanan bir belgesel nedeniyle yeniden gündemde Şebnem Korur Fincancı.

Bu kez hakkındaki iddia şu:

*

“1999 yılında Adnancılara sahte işkence raporu verdi.*

Bu bir iddia. İşin tam doğrusunu tabii ki bilemiyorum.

Ama bildiğim bir şey var:

*

Şebnem Korur Fincancı’nın adı geçtiğinde, “Meslek etiğinden milim sapmaz. Taş gibi etikçidir” diyemiyorum.

14 ŞUBAT’I YALNIZ GEÇİRECEKLERE TESELLİLER

- “Acaba ne hediye alsam, acaba nereden yer ayırtsam” gibi derdin yok. Sırf bunun için bile değer.

*

- Kırmızıya maruz kalmayacaksın. Kırmızı kalplere maruz kalmayacaksın. Az şey değildir bu.

*

- Rahatça “14 Şubat kapitalizmin bize bir oyunudur, bu oyuna gelmeyelim” diye ahkam kesebilirsin. Rahat oyna.

*

- O gece istersen mis gibi bir maç izle, istersen hiç durmayan bir aksiyon filmi izle. Kim karışabilir ki sana.

*

- Erkek arkadaşlarınla alabildiğine dejenere bir gece geçirebilirsin. Neredeydin yok. Nerede kaldın yok.

 

YILMAZ HOCA İNTİKAMINI BÖYLE Mİ ALIYOR CHP’DEN 

OSMANLI tartışması açmak, Osmanlı’yı basit ve genelleme yapılamaz savlar üzerinden küçümsemek, Osmanlı’yla ilgili yalan yanlış bilgilerle aşağılamalar yapmak, Osmanlı üzerinden genel bir geçmiş karalamasına girişmek...

Bütün bunlar, seçim öncesi CHP’nin hiç de arzu etmeyeceği şeyler.

*

Fakat Yılmaz Hoca, Eskişehir’de bir CHP toplantısında bunu yapmış. Şöyle demiş:

*

“Şu övündüğümüz Osmanlı var ya! Halka kul diyen Osmanlı ailesi. Ne zaman şehzadelerden birine karı alacaklar, beyaz tenli, mavi gözlü olacak diye hemen sefer yapıyorlar Avrupa’ya.”

*

Sadece Osmanlı aşağılaması da yok bu sözlerde. “Karı alacak” türü, Yılmaz Hoca’ya hiç yakışmayan çok nezaketsiz tabirler de var.

*

Neler oluyor yahu?

O çok sevdiğimiz Yılmaz Hoca’mız, kendisini yeniden aday yapmayan CHP’den intikamını seçim öncesi CHP’nin aleyhine olacak sözler söyleyerek mi alıyor acaba?

İP, TİP, GÖKHAN ZAN

İYİ Partiden siyasete atıldı. Olmadı.

*

CHP’den Hatay adayı olmak istedi. Olmadı.

*

Şimdi TİP’ten Hatay adaylığına gönül indirdi. Oldu.

*

Deprem felaketinin sosyalleştirdiği, siyasallaştırdığı, simgeleştirdiği bir isimdir Gökhan Zan.

*

Depremin ilk günlerinde Gökhan Zan...

Yaşadığımız acının sözcülüğünü yaptı. Başımıza gelen felaketin boyutlarını dillendirdi. Eksikleri haykırdı.

Göz doldurdu, dikkat çekti, takdir topladı.

*

Ancak şu yaptığı son siyasi zikzaklardan sonra kafamda korkunç bir soru işareti belirmiş durumda:

Acaba o artık, felaketin rantını yemek için çırpınıp duran biri haline mi geldi?

BATAKLIKTAN, ÇAMURDAN ŞAHANE BİR PARK ÇIKARDI 

SİNCAN Belediye Başkanı Murat Ercan’la uzun zamandan beri tanışıyorum. Kendisini belediye hizmetlerine adamış bir başkandır Murat Ercan. Ciddidir, disiplinlidir, işine odaklıdır.

*

Her buluşmamızda anlatıyordu: “Sincan’da bataklığı devasa bir parka çevirdim. Gelip görmelisin. Görmeden olmaz.” Gidip gördüm. Ve çok etkilendim. Hangi partiden olursa olsun, herhangi bir belediye başkanı, buna eşdeğer bir çalışma yaptıysa söylesin, hemen orayı da görüp yazacağım.

*

Sincan’da haşerelerin üreme noktası olan devasa bir bataklık. Bir çamur, balçık yuvası. İşte böyle bir alanı dönüştürüp Türkiye’nin en büyük akıllı parkını ortaya çıkarmış Murat Ercan.

Öyle kocaman ki park, ancak arabayla gezilebiliyor. Akıllı park. Mesela ışıklandırması gece geç saatlerde otomatik olarak azalıyor.

Yürüyüş yolları var, 10 bin adımı aşıyorsun. Bisiklet yolları var, yarışma yapmaya uygun. Fayton yolları var, nostaljik. 18 bin ağaç dikilmiş parka.

*

Yakında açılışı yapılacakmış bu parkın. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına armağan olsun diye. Ankara’da yaşayanlara, yolu Ankara’dan geçenlere tavsiye ediyorum: Bir uğrayın bu parka, “Az bile yazmışsın” diyeceksiniz.

TEKMELEYEREK KEDİ ÖLDÜREN ADAMA DAİR

BU adam toplum içine salınmamalıdır.

- Bir kediye bunu yapan adamdan her şey beklenir.

- Bu adam kişisel çevresi için büyük risktir.

- Savunmasız bir kediye bunu yapanın hiçbir değeri olamaz.

- Bu adamın “kedi katili” olduğu cümle aleme duyurulmalıdır.

- Kedim Sekter’in en ürkütücü halleri, bu adamın her gece rüyasına girmelidir.

- İbrahim Keloğlan isimli bu adam gündemden düşmemelidir.