İktidar TÜSİAD’a yapılan operasyonla işçiden, emekten yanaymış gibi bir izlenim yaratmaya çalışıyor.
TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, gözaltına alındılar, adliyede saatlerce ifade verdiler, yurtdışı yasağı ve adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar.
İlk kez TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı, kollarına girmiş iki polis eşliğinde adliye koridorlarında yürütüldü. Kamuoyuna görüntü ve fotoğraf verildi.
Bu görüntü kamuoyunu yanıltmasın.
İktidar büyük sermayeye karşı işçiden yana bir mücadele veriyor değil.
Böyle bir izlenim vermek istiyor.
TÜİSAD’a operasyon yaparak bir yandan tabanının emekçi kesiminin desteğini sürdürmeye çalışıyor diğer yandan da benzeri sivil toplum kuruluşlarına “hizadan çıkmayın” mesajı veriyor.
Sivil toplum kuruluşlarının “TÜSİAD’a bunu yapan bize ne yapmaz” diye düşünmelerini sağlamaya çalışıyor.
Nihai hedef muhalefet partileri ve muhalif kuruluşlarını, özgür gazetecilik yapmaya çalışan yayın organlarını susturarak, seçimlere muhalefetsiz gitmek.
Ancak TÜSİAD soruşturmaya karşın yaptığı ikinci açıklamada görüşlerinde ısrar etti.
Bu baskıya direndi.
Keza başta CHP olmak üzere muhalefet partileri, gerçek sendikalar, kadın dernekleri, barolar, diğer sivil toplum kuruluşları iktidarı eleştirmeye devam edeceklerdir.
CHP ve muhalif kuruluşlar, bu iktidarın; insan haklarından, hukukun üstünlüğünden, emekten, emekçiden yana bir iktidar olmadığını biliyor.
Bunun en önemli göstergelerinden biri milli gelir dağılımıdır.
AK Parti’nin 22 yıllık iktidarı boyunca milli gelir dağılımı sermayeden yana, emekçinin karşısında daha da bozuldu.
Milli gelirin 2023 yılındaki dağılımına bakalım.
TÜİK’in 2023 yılına ilişkin yayımladığı istatistiklere göre, en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,8 puan artarak yüzde 49,8'e çıkarken, en düşük gelire sahip yüzde 20'lik grubun aldığı pay ise 0,1 puan azaldı ve yüzde 5,9 oldu.
Bu sonuç iktidarın aldığı kararların sermayeden yana, emekçinin ise karşısında olduğunu çok net gösteriyor.
Emekliye 14 bin 500 lirayı, asgari ücretliye de 22 bin 104 lirayı yeterli gören iktidar bir de alay eder gibi “asgari ücreti artırırsak hepsini harcarlar, enflasyon artar” diyebiliyor.
Emekli 14 bin 500 liranın hepsini harcamayıp da ne yapsın?
Hele kirada oturuyorsa 14 bin 500 lira ile nasıl geçinsin?
Bu maaşla bir emeklinin ailesinden veya çevresinden destek almadan veya borçlanmadan aybaşını getirmesi mümkün değil.
Bu durum, asgari ücretli için de geçerli.
Asgari ücretle çalışanlar, hele kirada oturuyorlarsa 22 bin 104 lira ile geçinebilir mi, ailesini geçindirebilir mi?
Elbette hayır.
İktidarın TÜSİAD’a operasyon yapması, büyük sermayeye karşı, emekçinin yanındaymış gibi konuşmalar yapması bu gerçeği değiştirmiyor.
Bu iktidarı yeri sermayenin yanıdır.
İşçinin, emekçinin karşısıdır.
Muhalefet etmesin diye TÜSİAD’a gözdağı vermesi bu gerçeği değiştirmez.