Ağzından çıkanı kulağı duymayan bir milletvekili

AK Parti Kırklareli Milletvekili Gökhan Sarıçam, bir sağlık kuruluşunun temel atma töreninde konuşmuş.

Yaptığı konuşmayı baştan sona dinledim.

*

Kibar kibar, nazik nazik başladığı konuşmada vermek istediği ana mesaj şu:

*

“Biz devlet olarak sağlık yatırımları yapıyoruz. Hizmetin en iyi şekilde yürütülmesi için de sağlık çalışanlarımızdan çaba bekliyoruz.”

*

Kibar kibar, nazik nazik bu mesajı vermeye çalışan Milletvekili Sarıçam, konuşmasının sonuna doğru aniden olayı çığırından çıkarıp şöyle şeyler söylemeye başlıyor:

*

“Bundan sonra bir memnuniyetsizlik olursa... Vatandaşı, ‘Gidin sağlık personelinin gırtlağına yapışın, ben devlet olarak elimden geleni yaptım. Hizmeti vermeyen onlar’ diye kışkırtırım.”

*

Sağlık çalışanlarının canlarına kastedildiği bir memlekette bir milletvekilinin vatandaşlara “Gidin sağlık personelinin gırtlağına yapışın” diye tavsiyede bulunması, korkunç bir şey.

*

Sarıçam’a bu yaptığı nedeniyle büyük tepki geldi tabii. O da durumu düzeltmek için kendince bir çaba içine girdi.

“Gülerek söyledim o sözü” dedi. “Espri maksatlıydı” dedi. “Çarpıtma var” dedi. “Manipülasyon” dedi. “Sağlık çalışanları başımızın tacı” dedi.

Ve en sonunda da “her ne kadar konuşma videom çarpıtılmış olsa da alınganlık gösteren ve üzdüğüm tüm sağlık çalışanlarından özür dilerim” dedi.

*

Sayın Milletvekili!

Kamuya açık bir konuşmanızda “Gidin sağlık personelinin gırtlağına yapışın” diyerek sağlık çalışanlarını hedef göstermişsiniz.

Lamı cimi yok. Korkunç bir kışkırtmadır yaptığınız.

Hiç laga luga yapmadan, hiç “çarpıtma / manipülasyon” falan demeden tertemiz biçimde çıkın ve şöyle deyin:

“Ben çok büyük bir halt ettim ey halkım, affet beni.”

ÖZGÜR ÖZEL TARİHE NASIL GEÇECEK

Sanırım tam olarak şöyle geçecek:

*

“Ekrem İmamoğlu’nu CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı yapmak gibi bir misyonu vardı. Misyonunu yerine getirdi. Ve siyasi tarihteki yerini almış oldu.”

ERDOĞAN’IN TÜSİAD’A YANIT VERMESİNE GEREK YOK

Çünkü Erdoğan, siyasi tarihinde TÜSİAD’a öyle muazzam ayarlar verdi ki...

Onlardan birini alıp “işte TÜSİAD’a yanıt” diye okumak mümkün.

*

TÜSİAD açısından değişen bir şey yoksa...

Erdoğan açısından değişen bir şey niye olsun ki?

BAKALIM AVRUPA NE DİYECEK

Dünyayı 1990’larda kalmış kalıplarla değerlendiren birinin paylaşımı şöyleydi:

*

“TÜSİAD’a açılan soruşturmaya bakalım Avrupa ne diyecek?”

*

Hahaha! Avrupa’nın üzerinden Trump adlı bir buldozer geçiyor bugünlerde. Avrupa’nın sağa sola bir şey diyecek takati mi kaldı birader?

CELAL ADAN’DAN BAHÇELİ MANİFESTOSU

Devlet Bahçeli’nin sağlık durumuyla ilgili spekülasyonlara doyamayanların sosyal medyada yaptıkları kalleş paylaşımlar devam ederken MHP’nin önde gelen isimlerinden Celal Adan, bir Devlet Bahçeli manifestosu kaleme alıp benimle paylaştı.

*

Azıcık kısaltarak aktarıyorum bu manifestoyu:

*

- “Şair Dağlarca, ‘Milletler, büyük evlatlarıyla soluk alır’ demiştir. Aziz Türk milletinin son yıllarında bu ülke için umut ışığı olan en kıymetli evlatlarından biri de hiç şüphesiz liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’dir. Liderimizin siyasi hayatı baştan sona kadar vatanperverliğin, inanmışlığın, adanmışlığın hikâyesidir.

- Dürüst politikanın, tavizsiz duruşun, memleket için fedakârlığın ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Millet menfaatini siyasi ikbalin önüne koyarak siyaset üretmenin mümkün olduğunu, politikanın çıkar dehlizlerine mahkûm edildiği bu çağda ortaya koyabilmiştir.

- Gazi Alparslanlardan Gazi Mustafa Kemallere uzanan bir feda anlayışının günümüzdeki sancaktarı olmuştur. Onun hayat macerası bir Türkmen şahlanışıdır. Asya’nın bozkırlarından Torosların zirvesine gölgesi uzanan bir ulu çınarın mirasçısı, Yesevi’den Hacı Bektaşlara ulaşan bilgelik zincirinin muhafızıdır.

- Onun ismi, Suriye’deki yetim Türkmen çocuktan, yıllar sonra Karabağ’a kavuşan beli bükük ihtiyara kadar cümle mazlumların yüreğinde umuttur. Onun ismi inandıkları için can veren binlerce şehidin yücelttiği sancaktır. Onun ismi aşılmayan hisar, kurumayan pınar, sarsılmayan duvardır.

- Kısacası liderimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve onun kurumsal kimliğinde Türk milliyetçiliğinin mücessem ve müşahhas hâlidir. Gelecek vizyonu; milli şuur ve şiarı şekillendiren pusula, istikametimizi belirleyen haritadır. Hayır duamız, kutlu davamız ve vatan sevdamız ile daima Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey’in emrinde ve yanında olacağız.”

ÇEREZLİK NOTLAR

- Sağından solundan önünden arkasından hiçbir fay geçmeyen Ankara’da 3.5 büyüklüğünde deprem meydana gelince Ankaralıların yaşadığı şaşkınlık, “uzaylı gören masum köylü” şaşkınlığı gibiydi. Geçmiş olsun Ankara!

*

- Yine başladı: Sivas ayazı mı daha fazla üşütür Erzurum kışı mı polemiği...

*

- Ekrem İmamoğlu’nun Erdoğan’ı hedef alan paylaşımına Fahrettin Altun yanıt vermiş. Ne yani? Bundan sonra Ekrem İmamoğlu’nun muhatabı İletişim Başkanı Fahrettin Altun mu olacak?

*

- Adile Naşit ve Kemal Sunal’a dil uzatan sarıklı bir şahsın videosu dolaşıyor Elon Musk’ın dükkânında. İddia ediyorum: Bu şahıs, takipçi kasmaya çalışan bir zavallıdır. Dikkate alınmamalıdır.

*

- Bu sefer kar tutacakmış. 15 santim falan diyorlar. Hiç umudum yok.

*

- Özcan Deniz’in ailesiyle başı fena halde dertte. Aile içi işlere karışmamak gerekir ama ben yine de bu olayda Özcan Deniz’i haklı buluyorum.

*

- Hep sıralama şöyle oluyor: Önce TÜSİAD, hükümete nota veriyor. Ardından The Economist, “Devirin Erdoğan’ı” falan diye kapak yapıyor. Bu kısır döngü, hiç şaşmıyor. En son aynısı yaşandı.