Dün, DEM Parti’nin iki ismi açıklamalar yaptı. Bu isimlerden biri Ahmet Türk, diğeri Akın Birdal...
Serbestiyet’e konuşan Ahmet Türk, “İki sefer denenen bir yöntemin kimseye fayda getirmediğini herkes görmeye başladı. Ben bundan sonra kayyım politikası yürütüleceğini sanmıyorum. Uygulama bu illerde yaşayan ve AK Parti’ye oy veren insanlar tarafından da eleştiriliyor ve üstelik yüksek sesle yapılıyor bu eleştiriler” demiş.
Kayyım uygulamaları gayet başarılı. Terörle bağı olan bir belediyeye rahatlıkla kayyım atanır. Ahmet Türk bunca deneyimine rağmen hâlâ şunu anlamamış: Terörle bağını kesmeyen her belediye için devlet gereken adımı atar...
Ahmet Türk önce DEM’in PKK’yla ilişkisinin bitmesini istemeli ve bunun için uğraşmalı. Yoksa genelgeçer laflarla bu işler olmaz. Hiçbir devlet terörle ilişkisi olan bir kişi, parti ve kurumlara müsaade etmez.
Öte yandan Kısa Dalga Podcast’te Zor Soru programına konuk olan DEM Parti İzmir adayı Akın Birdal da ilginç açıklamalar da bulunmuş. “1 Nisan’da farklı bir Türkiye’ye uyanacağımızı düşünüyorum. Taşların yerinden çok oynayacağı bir seçim olacak. DEM’in alacağı oy yüzdesi bu bağlamda önemli olacak. Yeniden böyle bir görüşmenin (çözüm süreci) kapısını aralayabilir diye düşünüyorum ben” demiş.
Çözüm sürecine yönelik “İktidar kaynaklı olmayan bir barış talebini toplumdan yükseltme imkânı hâlâ var mı sizce?” sorusunu cevaplamış Birdal:
“Bu seçimler salt kimin belediye başkanı ya da il genel meclisi üyesi olacağından çok taşların yerinden çok oynayacağı bir seçim olacak. Yeniden böyle bir görüşmenin kapısını aralayabilir diye düşünüyorum. Zaten bölgede bu (DEM’in başarılı olacağı) biliniyor.”
Akın Birdal da DEM’in radikal isimlerinden. Çözüm süreci denendi ve başarılı olamadı. Masayı PKK ve HDP’nin devirdiğini herkes biliyor. “Seni başkan yaptırmayacağız” sözleriyle havaya girmişlerdi. Baktılar ki öyle olmuyor ağız değiştirdiler. Çözüm süreci bundan sonra olmaz. PKK orada olduğu sürece, ABD desteği varken böyle romantik sözlerin anlamı olmaz. PKK içeride bitti. Dışarıda var. O da Batı’nın desteğiyle ayakta kalıyor.
DEM Parti hayal dünyasında yaşamayı bırakmalı. Gerçeklerle yüzleşmeli. Seçim sonrası yeni bir çözüm süreci değil Kuzey Irak ve Suriye’de PKK’yı bitirme operasyonları olacak. Devletimiz buna hazırlanıyor.
Türk-Amerikan ilişkilerinde PKK/YPG meselesi
Hakan Fidan ve Antony Blinken başkanlığında 7-8 Mart günlerinde gerçekleştirilen Stratejik Mekanizma toplantıları, Ankara-Washington ilişkilerinde yeni bir dönemi başlattı. Bu adımlardan biri terörle mücadele. Toplantı sonrası şu açıklama yapıldı:
“Türkiye ve ABD, Stratejik Mekanizma kapsamında, ulusal güvenliklerine tehdit teşkil eden terörizme karşı iş birliğini artırmak, organize suç ve uyuşturucu kaçakçılığına karışan şebekeleri ele almak amacıyla Türkiye-ABD Terörle Mücadele İstişarelerini yeniden başlatmıştır.”
YPG’yi “terör örgütü” olarak tanımlayan Türkiye, ABD’nin bu grupla ilişkisini kesmesini istiyor. ABD ise taktiksel ve geçici bir ortaklık içinde olduğu YPG’nin DEAŞ’la mücadelede iyi bir performans gösterdiğini belirtiyor ve mevcut politikadan vazgeçmeyeceğini kaydediyor. (BBC)
Hakan Fidan bu konuyla ilgili, “(ABD’nin) geçici olarak başlattığı bu sürecin artık bir kalıcılığa dönüşmesinin iki ülke arasındaki stratejik ilişkinin ilerlemesinin önündeki en büyük engel olduğunu söyledik. Aksi takdirde iki ülke daha büyük bir karşı karşıya geliş riskini taşıyor terör örgütü üzerinden. Bu, iki ülkenin de menfaatine olan bir konu değil” dedi.
Türkiye gereken uyarıları her ülkeye yapıyor. Artık ABD de üzerine düşeni yapmalı. Yoksa Türkiye seçim sonrası atması gereken adımları atacak.