Trump aslında kime meydan okuyor?

Türkiye, siyasal iklimindeki kutuplaşma nedeniyle, Trump konusunda bile bölünmüş durumda. Trump’a demokrat olmadığı gerekçesiyle karşı çıkanlar olduğu gibi Trump’ı “küresel efendilere meydan okuyan” kişi diye destekleyenler bile var. 

Oysa Biden ya da Trump, fark etmez, hangisi yönetirse yönetsin, ABD emperyalisttir ve başkanların aralarındaki renk tonu farkı bu gerçeği değiştirmez.

Trump’ın “küresel efendilere meydan okuduğu” tezi, üzerinde durulmayı gerektiriyor. Dünyanın sayılı zenginlerinden biri olan Trump, gerçekten de kendi sınıfı olan küresel efendilere mi yoksa aslında Küresel Güney’e mi meydan okuyor, bakalım.

TRUMP ÇİN-GÜNEY AMERİKA İŞBİRLİĞİNİ HEDEF ALIYOR

Trump’ın 20 Ocak’taki yemin töreninde yaptığı konuşmada verdiği mesajlara ve 24 saat içerisindeki ilk uygulamalarına bakarak başlıktaki sorumuzu önemli ölçüde yanıtlayabiliriz: 

1) Trump “Panama Kanalı’nı Çin’e vermedik, o nedenle geri alacağız” diyor. Burada hedef Panama’dan çok Çin’dir. 

Çünkü emperyalist ABD, arka bahçesi gördüğü Güney Amerika’da, Çin’in kazan-kazan temelinde geliştirdiği işbirliği modeline karşı. 

Ve Trump, “Meksika Körfezi’ni Amerikan Körfezi” yapacağını söylerken de Küba’yı “teröre destek veren ülkeler” listesine alırken de esas olarak Çin-Güney Amerika ilişkilerini hedef alıyor. Nitekim Trump’ın Grönland’ı satın alma hamlesi de Arktik bölgesinde Çin-Rusya işbirliğine karşı alan kazanma mücadelesidir.

2) Trump’ın konuşmasında Amerikan otomotiv endüstrisini kurtarmak için ek tarife uygulayacağını açıklaması da öncelikle Çin’i hedef alan bir açıklamadır.

TRUMP ÇİN’LE PAZARLIK MASASI KURUYOR

3) Trump’ın TikTok kararı tamamen işadamlarına özgü bir pazarlık masası kurma hamlesidir.

Çinli ByteDance şirketinin sahibi olduğu TikTok’un, bir ABD şirketine satılmaması halinde ABD’de yasaklanmasını öngören yasa 19 Ocak’ta yürürlüğe girdi. Trump yemin töreninin ardından bu yasayı 75 günlüğüne askıya aldı ve TikTok’un yüzde 50’sinin bir ABD şirketine satılmaması halinde 75 gün sonra yasayı uygulayacağını söyledi. 

Yani Trump TikTok’un tamamı olmayınca, yarısını Çin’den almak üzerine bir pazarlık masası kurmuş durumda!

4) Yine seçildikten sonra Çin’e uygulayacağını açıkladığı yüzde 10 ek tarifeyi 1 Şubat’a ertelemesi de Trump’ın Çin’le pazarlığı içindir.

Trump ilk uygulama olarak hem Paris İklim Anlaşması’ndan hem de Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) çekildi. Çin, Trump’ın bu iki kararına da tepki gösterdi. 

Trump, “Covid-19 virüsü Çin imalatıdır” suçlamasını kabul etmeyen DSÖ’yü zaten hedef alıyordu. Ayrıca Trump, Çin’i bu konuda suçlamayan ABD Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü Başkanı Dr. Fauci’yi de suçluyordu. Çünkü Dr. Fauci virüsün laboratuvardan çıkmadığını ortaya koymuştu. Trump’ın şimdi Dr. Fauci’yi hedef alabileceği olasılığıyla Biden, başkanlığı bırakmasına saatler kala “soruşturma olmayan kişiler hakkında önleyici af yetkisini” kullandı. 

Biden’ın bu yetkisini kullandığı bir diğer isim de eski ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’di. Trump, Çin Genelkurmay başkanıyla görüştüğü için Milley’i “arkasından iş çevirmekle” ve “Çin’i ABD başkanının düşünceleri hakkında bilgilendirmekle” suçlamış ve “eskiden bunun cezasının ölüm olduğunu” söylemişti.

HEDEF KÜRESEL LİDERLİĞİ SÜRDÜREBILMEK

Görüldüğü gibi Trump’ın ilk uygulamaları da açıkladığı politik amaçlar da öncelikle Çin’i hedef alıyor; küresel efendileri değil.

Özetle Trump’ın “önce Amerika” stratejisini küreselleşme karşıtı ve içe kapanmacı diye değerlendirmek hatadır. Çünkü Trump küreselleşme karşıtı değildir, bu zaten sınıfsal olarak da mümkün değildir. Trump, ABD’nin ağırlıkla mali sermaye sınıfının çıkarları gereği küresel hegemonya mücadelesi veren bir kapitalisttir ve emperyalist ABD’nin küresel liderliğini sürdürebilmek için Çin’le mücadele etmeye çalışmaktadır.