Yeni düzene yeni muhalefet anlayışı

İktidar, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye’de yeni bir düzen kurdu.

AK Parti sözcülerinin “eski Türkiye,” “yeni Türkiye” ayırımı yapmalarının nedeni de kurulan yeni düzen.

Bu düzenin en önemli özelliği iktidarın kendini denetimin dışına çıkarması.

Artık anayasal kurumlar iktidarı denetleyemiyor.

AK Parti’nin, MHP’nin de desteğiyle kurduğu yeni düzende yasama organı olarak Meclis hükümeti denetleyemiyor.

Aynı şekilde bakanlıkların teftiş kurulları da bağımsızlıklarını kaybetmiş durumda.

Kamu iştirakı olan birçok kuruluş iktidarın çıkardığı yasalarla Sayıştay denetiminin dışına çıkarıldı.

Yeni düzende iktidarın yönettiği milyarlarca liralık kaynakları kullanan kurumlar denetim dışında kaldı.

Buna karşılık iktidarın kontrolündeki bakanlık müfettişleri CHP’li belediyelerden çıkmıyor.

Artık neredeyse her CHP’li belediye binasında bakanlıktan gelen müfettişler için bir oda ayrılmış durumda.

Bu yeni düzende denetim sadece muhalefet partilerinin belediyeleri için var.

İktidar yeni düzende devleti dönüştürdü.

Artık Türkiye’deki düzen güçler ayrılığı ilkesine dayalı ve hükümetin, teftiş kurulları, yasama ve yargı organları tarafından denetlendiği bir düzen değil.

Muhalefet partilerine ait belediyelerin müfettiş baskısı altında olduğu, siyasi davalarda yargının iktidarın beklediği yönde karar verdiği, haklarında kesinleşmiş yargı kararı olmadan muhalefet belediye başkanlarının gözaltına alındığı, tutuklandığı böylece görevden uzaklaştırıldığı yeni bir düzen var.

İktidarın “yeni Türkiye” dediği böyle bir düzene dayanıyor.

Yeni düzende iktidar, muhalefeti her yönden kuşatıyor.

O kadar ki seçimlerde karşısına çıkacak muhalefet adaylarını da kendi belirlemek istiyor.

İstanbul’da Esenyurt ve Beşiktaş belediye başkanlarına yapılan operasyonun Büyükşehir Belediyesi’ne de uzanacağı, istinaf mahkemesinde hakkındaki mahkûmiyet kararı bekletilen Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmasının engelleneceği sık sık ifade ediliyor.

İmamoğlu da Beşiktaş Belediyesi’nde önceki gün yaptığı konuşmada bu beklentiyi açıkça dile getirdi.

“Hakkımdaki kararı onaylayın, yeter ki milleti rahat bırakın” diye seslendi.

Bu yeni düzen yeni bir muhalefet anlayışını da gerekli kılıyor.

Ana muhalefet partisi olarak CHP’nin dün Beşiktaş’ta yaptığı miting gibi aktif demokratik muhalefet politikasını yaygınlaştırması gerekiyor.

İktidar kurduğu yeni düzende gündemi belirliyor.

Konuşulmasını istemediği konuları gündemden düşürmek için hamleler yapıyor.

Asgari ücrete, memur ve işçi emeklilerine yaptığı komik ücret artışları gündemde yer almasın, arka sıralarda kalsın düşüncesiyle hareket ediyor.

İktidarın, Esad’ın devrilmesiyle Şam’da zafer kazanmış bir hava yaratması, Öcalan’a davetle başlatılan sürecin DEM Parti’yi iktidar saflarına çekme hamlesi, CHP’li Esenyurt ve Beşiktaş belediyelerine yapılan operasyonlar, geçim zorluğunun, yoksulluğun, açlığın, komik ücret artışlarının gündemde kalmasını engelledi.

Bu koşullarda CHP’nin aktif muhalefet yaparak iktidarı seçime zorlaması gerekiyor.