CHP Suriye devrimine ters ayakta yakalandı

Ak Parti Suriye devrimini gökte ararken yerde buldu.

Çok kahırlı geçmişti 2011’den itibaren 13 yıl.

İç savaşın şiddetinden, Esed’in ve Muhaberat’ın zulmünden kaçan milyonlarca Suriyeli pey der pey Türkiye’ye sığındı.

Tabii ki bir sosyal meseleydi bu.

Hatta bir siyasi mesele.

‘Öteki’ni daima ‘öteki’ gören ulusalcılığa yatkın insanlarımız o kadar çok ses çıkardılar ki yeni ‘milli’ partileri taşıyacak büyüklükte bir seçmen pazarı oluştu.

Birkaç ay içinde Emevi Camii’nde namaz kılabileceğimizi düşünüyorduk, Putin bile Emevi Camii’ne gitti, biz ne gidebildik ne de namaz kılabildik.

Üstüne üstlük, Rusların sınırımızı ihlal eden bir uçağını düşürdük.

Ruslar buna öyle kızdı ki; Suriye sınırına yakın yerlerde uçak uçuramaz hale geldik.

Neyse, güç bela Ruslarla barıştık.

Barışmak için Ruslara ne verdiğimizi hala tam olarak bilmiyoruz.

Bilebildiğimiz bir S-400 bir de nükleer santral.

Ama Ruslarla barışmamız bize sınırın Suriye tarafında bir hareket alanı sağladı.

Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı gibi operasyonları yapabildik.

ABD, Kuzey Suriye’de bizim PKK’nın bir uzantısı olarak gördüğümüz YPG ile bir ittifak ilişkisi içindeydi. Bu durum başımızı çok ağrıtıyordu.

Esed’in Kürtlerden hoşlanmadığını, elinde fırsat olsa onlara hak hukuk vermeyeceğini biliyorduk.

Bu sorunla baş etmek için uzun zamandır düşman ilan ettiğimiz, katil dediğimiz Esed’le eski günlerdeki gibi, ailece görüşebilmek için müteaddit teşebbüslerde bulunduk.

Neyine güveniyor idiyse Esed görüşmeye yanaşmadı.

Tam böyle bir havada, HTŞ harekete geçti; birkaç gün içinde Halep’e, Şam’a, Humus’a, Hama’ya hâkim oldu. Esed Rusya’ya kaçtı. Devrim başarıya ulaştı.

Evet, Suriye devriminin önünde hâlâ büyük manialar var. Ülkede sulhu sükûn sağlamak, Suriye’yi tek parça halinde yeniden kurmak kolay değil.

Ama bugünkü başarı bir anda Ak Parti’nin bütün yanlışlarını doğru yaptı.

CHP tarafında durum pek parlak sayılmaz.

Düz mantıkla bakıldığında CHP doğru yerde duruyor gibiydi.

Suriye’de bir iç savaş çıkmıştı ve Suriye’de egemen olan rejim ülkede düzeni korumaya çalışıyordu.

Böyle bir durumun bizi ilgilendirmemesi lazımdı.

Bize neydi Suriye’nin iç savaşından?

Ne işimiz vardı Ortadoğu batağında?

Esed Suriye’nin meşru lideriydi. Bir meselemiz varsa muhatabımız Esed’di. Meselemizi Esed’le görüşerek halletmeliydik.

Üstelik, olayları yanlış yönettiğimiz için milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye sığınmış başımıza boyumuzdan büyük bir düzensiz sığınmacı sorunu açılmıştı.

Bütün bunlar kâğıt üzerinde doğru görünen yaklaşımlardı.

Evet, Esed kendi halkıyla savaşıyordu.

İran’ın ve Rusya’nın sağladığı güçle rejimini korumaya çalışıyordu.

Evet, kan döküyordu.

Ama bize neydi?

Sonra bir anda Suriye’deki muhalefetin işini kolaylaştıran bir konjonktür oluştu.

ABD seçimlerini Trump kazandı.

Trump, ABD’nin parasını, enerjisini Suriye için harcamasını istemiyordu.

Rusya’da Trump’ın zaferinin meyvelerini devşirmek için bir nevi bekleme sürecine girdi.

İran ve Hizbullah İsrail’le çatışırken güç kaybetmişti.

Suriye muhalefeti, bilhassa Heyet-i Tahrirü’ş Şam bu konjonktürü değerlendirdi ve birkaç gün içinde Suriye’nin büyük şehirlerini kontrolü altına aldı.

Beşşar Esed ve Baas rejimi bir andan denklemden çıktı.

Suriye Devrimi gerçekleşince Ak Parti’nin yanlışları nasıl birkaç gün içinde doğruya dönüştüyse CHP’nin doğruları da yanlışa dönüştü.

Özetle CHP, Suriye devrimine ters ayakta yakalandı.

Şimdi yeni duruma intibak sıkıntısı çekiyor.

Kolay değil, Suriye konusundaki ezberlerini tadil etmesi, yıllardır kullanmakta olduğu bütün şablonları elden geçirmesi gerekiyor.