Bahçeli, terk edilmiş bir âşık gibi tek başına. Oturuyor, gözleri bir bilinmeze dalmış. Subliminal mesajlarla bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama Erdoğan hiç oralı değil
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Serbestiyet muhabiri Hilal Köylü’nün “çözüm sürecinde Erdoğan ile görüş ayrılığı var mı” sorusuna çok kızdı.
“Basın mensubu kardeşlerim, Türkiye’yi tahrik edici yanlış bilgilerle ayrımcılığı körükleyici davranışlardan vaz geçin. Geçemiyorsan mesleği bırak” dedi.
Bahçeli’nin karşısında soru soran gerçek bir gazeteci görünce sinirlenmesi normal. Bu ülkede çok sık rastlanan bir canlı türü değil çünkü.
Üstelik belli ki adam bu konuda yaralı. Üzerine üzerine gitmenin ne alemi var?
Bahçeli’nin, “Abdullah Öcalan gelsin, TBMM’de PKK’nın silah bıraktığını ilan etsin, sonra da umut hakkından yararlansın” çağrısından bu yana bir aydan fazla zaman geçti.
Bu süre içinde Erdoğan’ın karşısına çıkan, uçağına bindirilen kendilerine gazeteci süsü verilmiş tiplerden hiçbiri bu soruyu sormadı.
Sanki böyle bir çağrı yapılmamış gibi davrandılar.
Erdoğan da Bahçeli’yi yıkadı, yağladı ama bu konuyu ağzına bile almadı.
Buradan anladık ki Erdoğan, bu konunun kendisiyle konuşulmasını hiç istemiyor.
Onun için hala gazetecilik yapmaya çalışan bir muhabirin aynı soruyu Devlet Bahçeli’ye sorması, adamın sinir uçlarının tahriş olmasına yol açtı.
“Sinirlenen adam” ertesi gün bir video klip yayınladı.
Fonda “Çırpınırdın Karadeniz” çalıyor; güzel, içli bir türkü.
Fondaki türküye uygun, ağır hareketlerle Devlet Bahçeli boy gösteriyor.
Klip “Dün söylediğimiz gibi. Bugün de…” yazısıyla açılıyor.
Ardından saz Çırpınırdın Karadeniz’in ilk notalarını basarken, dış ses konuşuyor. Anlamayan olabilir diye aynı sözleri görüntünün üzerine yazıyla bindirmişler:
“Bazen çok şey söyleseniz de kalabalıkta kaybolur…”
“Yalnız kalırsınız bazen…”
Hemen altında diğer harflere göre oldukça küçük puntoyla “en yakınınız” yazılı.
Bahçeli, terk edilmiş bir âşık gibi tek başına. Oturuyor, gözleri bir bilinmeze dalmış.
Sonraki planda “en yakınınız” yazısı büyümüş, “En yakınınız bile anlamaz sizi” kulağımızda çınlıyor, gözümüze sokuluyor.
MHP'nin X hesabında yayımlanan videodan alınmıştır
Ardından gelen planda parmaklarıyla malum işareti yapan Bahçeli görüntüsünün üzerinde şunlar yazılı:
“Ülkücülük, ülken için dünyayı karşına almaktır bazen.”
“Hayırlarınız, evetleriniz karışır kalabalığın gürültüsünde.”
“İşte o zaman bilge bir akıl, mangal gibi bir yürek ve tek başına direnme gücü önem kazanır.”
Bu son cümleden mangal gibi yürek ve bilge akıl sahibinin Bahçeli olduğunu da anlıyoruz.
Filmin dramatik bitişinde sözler şöyle: “Belki sonra herkes aynı şeyi söyler, sen ben söylemiştim demezsin. Çünkü önce ülkem ve milletim demişsindir bir kere.”
“Herkesin seyretmiş olma ihtimali olan bir video klibi niye böyle ayrıntılı olarak yazdın kardeşim” diye soracak olursanız, sebebi Bahçeli’ye bir el uzatmak isteğim.
Tamam siyasi görüşlerimiz farklı ama böylesine hisli duygularla yüklü bir insanı, tek başına bırakacak da değilim!
Subliminal mesajlarla bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama Erdoğan hiç oralı değil.
Benim görevim de bu subliminal mesajı, Erdoğan’ın anlayacağı dile çevirmek.
Devlet Bey adına “etki ajanlığı” yapacağım yani!
Erdoğan’a hatırlatmak isterim ki Devlet Bey, ortada fol yok yumurta yokken bir komplo teorisine inanıp, DSP – ANAP – MHP koalisyonunu, seçim kaybetme pahasına bozdu.
Yine günün birinde durduk yerde Erdoğan’a tek adamlığın yolunu açtı.
Bugün de durduk yerde Apo’yu zindandan çıkarmaktan, kardeşlikten söz ediyor.
Eskiden bu yaptıklarını “durduk yerde” yaptığını düşünen herkes zaman içinde ters köşe oldu. Ben de dahil!
Bugün de “durduk yerde” yaptığını zannettiğimiz şeyi yapıyor ama bilin ki aslında “durmuyor.”
Böyle videolarla, maiyet gazetecilerine oralı değilmiş gibi verilen demeçlerle birbirinize mesajlar yollamaya çalışacağınıza, oturup konuşsanız iyi olur.
Unutmayın ki odadaki takvim de geçenlerde hortlamıştı!
Diyeceğim şu ki hiçbir şey olmasa bile bir şeyler oluyor!