Adam kazandı!

Donald Trump, bir kez daha başkanlık koltuğuna oturma hakkını kazandı.

Trump’ın seçim zaferi, Türkiye için de bazı dersler ortaya koyuyor.

Hep söylediğim gibi seçimi kazanan bunu kendi başarısı kadar, rakibinin başarısızlığıyla da kazanıyor.

Demokratların seçimi kaybetmelerinin en önemli nedeni başkanlık için yarış başladığında Biden’ın adaylık için ısrar etmesi ve partisinin buna sesini çıkaramamış olmasıydı.

Kamala Harris, kampanyalar çok ilerledikten sonra aday olarak seçmenin karşısına çıktığında Trump hayli yol almıştı.

Seçmen, Harris’i tanıyacak yeterli zamana sahip olamadı.

Ve belki de bundan daha önemlisi Harris, Biden yönetiminin çözemediği tüm sorunların yükünü de sırtlanmak zorunda kaldı, Biden ile arasına mesafe koyabilecek durumda da değildi.

Türkiye muhalefeti için birinci ders burada: Aday önemli!

Gerçi bu dersi Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve seçimi kaybetmesiyle almış olmalıyız ama ABD seçimi vesilesiyle bir kez daha hatırlatmakta yarar var.

Trump’ın başarısının gerisinde Biden yönetiminin ekonomi ve göçmenler konusunda yetersiz olduğunun düşünülmesinin yattığı bir gerçek.

Trump, gümrük tarifeleri, yasal olmayan göçmenleri topluca sınır dışı etme vaatleri, kamu harcamalarındaki israfı bitirme hedefi, dış politikada ABD’li vergi mükelleflerinin paralarını boşa harcamamak için savaşlardan uzak durma vaatleri gibi ABD için oldukça radikal bir gündemle seçmenin karşısına çıktı.

Harris ise ortadaki seçmeni ikna edecek bir proje, fikir ortaya koyamadı.

Sadece Trump karşıtlığı ve Trump tehlikesinin altını çizmek kararsız seçmeni etkilemeye yetmedi.

Türkiye muhalefeti için bu da önemli bir ders olmalı.

Ortaya inandırıcı bir ekonomi programı koymadan, radikal gibi görünecek tedbirleri alabileceğine ilişkin bir güven vermeden ortadaki seçmeni ikna edebilmek mümkün değil.

Türkiye muhalefeti bu dersi son Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçiminde almıştı zaten ama ABD seçimi bir kez daha hatırlatmış oluyor.

Böylece ABD, sekiz yıl içinde üçüncü kez başkan değişimine tanık olacak.

Demokratların ve Trump politikalarına mesafeli olan Cumhuriyetçilerin Kongre’de artık azınlıkta olmaları da Trump’ın elini rahatlatıyor.

20 Ocak’tan itibaren Demokratların, hükümet faaliyetlerini kontrol edebilme olanaklarının bir önceki Trump dönemine göre azalması birçok kişi için ürkütücü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump’ın seçimi kazanmasından mutlu olmuş gibi görünüyor ancak Rahip Brunson vesilesiyle Trump’tan aldığı “mektubu” hiç aklından çıkarmaması gerektiğini söylemeliyim.

Trump, ön görülemez dengesiz kişiliği ve herkese yukardan bakan tavrıyla sadece ABD demokrasisi için değil, herkes için tehlike.