Erdoğan ne dedi, ne demedi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son grup konuşması büyük bir ‘diplomatik’ dikkatle hazırlanmıştı. Bahçeli’yi “tarihe istikamet çizen bir lider” olarak öven, Türk-Kürt kardeşliği yücelten uzun bir konuşmaydı. Bahçeli’ye destek olarak değerlendirdi.

Doğrusu, Erdoğan hayatında hiçbir lidere yapmadığı övgüleri Bahçeli’ye yaptı fakat Bahçeli’nin ortaya koyduğu “İmralı-DEM adresi”ni kesin olarak reddetti.

Erdoğan’ın birçok unsur içeren konuşmasını bir cümleye indirgemek gerekirse, DEM tabanından, “Türkiye Yüzyılı” için destek, yani partisine oy istedi demek mümkün.

ERDOĞAN’NIN TAVRI DEĞİŞMEDİ

MHP lideri Bahçeli ünlü konuşmasında Öcalan’ın tecridi “kaldırılırsa”, Meclis’e gelip DEM grubunda konuşarak PKK’yı lağvettiğini açıklamasını istemiş, bir “adres” de ortaya koymuştu:

“Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın."

Erdoğan’ın ise DEM hakkındaki sözleri şöyle:

“Terörün boyunduruğundan hâlen çıkamayan, bazı Türkiyelileşmeye dair istek ve iradesi henüz olmayan siyasi parti… Türkiye'nin terörü destekleyen, teröre arka çıkan, terörün sözcülüğünü yapan, kardeşliğe değil husumete, demokrasiye değil anarşiye, hukuka değil hukuksuzluğa hizmet eden oluşumlara taviz vermesi, bunlara göz yumması mümkün değildir."

Peki, Öcalan’ın Meclis’e gelerek PKK’yı lağvettiğini söylemesi?.. Erdoğan, Bahçeli’nin bu görüşüne de katılmıyor, hatta karşı:

“Bizim, Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur olamaz da… Teröristin anladığı yegâne dil terörle tavizsiz mücadeledir.”

Bahçeli’nin konuşmasından önce ve sonraki itibariyle Erdoğan’ın tavrında hiç bir değişiklik yok. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve kayyım tayini bunun fiilen teyidi.

Yeni olan tek husus, DEM tabanındaki “Kürt kardeşlerime” hitabıdır.

DEM TABANINA HİTAP ETTİ

Erdoğan, konuşmasında Bahçeli’den alıntı yaparak Ziya Gökalp’in Türklerle Kürtlerin birbirini sevmesinin “farz olduğu” yolundaki sözlerini de okudu. Umarım muhafazakârların gündemine Gökalp’i okumak da girer bu vesileyle.

Erdoğan 2013-2015 Çözüm Süreci’ndeki gibi “Osmanlı’da Kürdistan vardı… Eyalet sistemi iyidir” gibi şeyler söylemedi. Fakat “belli dönemlerde Cumhuriyet'in öz evlatları ayrımcılığa, dışlanmaya maruz kaldılar, görmezden gelindiler, ötelendiler, hırpalandılar. Son bir asırda elbette çok güzel günler de gördük ama ondan daha fazla hüzün, acı, gözyaşı, baskı gördük” diye konuştu. Güneydoğu’nun yıllar boyu ihmal edildiğini, kendilerinin ise “bunca yıldır Türkiye'deki her kesimin özgürlüğü için, en çok da Kürt kardeşlerimizin istikbali, onuru, namusu için mücadele verdiğini” söyledi…

Kürtlerin, “Siyonizmin, emperyalizmin maşalığını yapanları aralarından çekip çıkarmalarını” isteyerek şu çağrıda bulundu:

“Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslam’ına, ezanına, vatanına, toprağına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. 'Gel Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim' diyoruz… Gel terörü meşrulaştıranların, sırtını dağa verenlerin altındaki zemini boşaltalım' diyorum.”

DEP tabanına çağrı olduğu açık.

KOLAYINDAN BAŞLASAK

Erdoğan’ın destek istediği “Türkiye Yüzyılı” elbette heyecan verici… Fakat programı, yol haritası, hesabı, kitabı ortaya konulmadı. Nasıl olacak bu; teknoloji ihracatında Vietnam’ın açık ara gerisinde kaldık!

Erdoğan’ın “gelin, terörün altındaki zemini boşaltalım” çağrısı çok doğru, hatta sorun bu zaten… Ama çağrı yapmanın yetmediği kırk yıldır görüldü. Hatta son çeyrek asırda bu “zemin” büyüdü, dış ilişkileri de arttı maalesef.

Erdoğan’ın “siyasetimiz” diyerek “Devlet, herkesin devleti olmalı; devlet, herkesi eşit kucaklamalı” ilkesini ifade etti. Yerden göğe haklı ama insan sormadan edemiyor: “Hepimizin devleti” mesele kamu sınavlarında mülakat yoluyla ayırımcılık yapmasa… Hakimlere siyasi baskının bir yola olan ‘sürgün atamaları’ önlemek için “coğrafi teminat” getirilse… Kamu İhale Kanunu, evrensel standartlar yönünde düzeltilse… Kamuda liyakat esas olsa… Yargısız kayyım ataması olmasa…

Erdoğan bunların çoğunu seçimlerden önce vaad etti ama gerçeklemedi.

Madem ortada bir makro proje yok, bu saydıklarım çok kolay şeyler. 85 milyon için buralardan başlasak… Ama yapmazlar, güç hırsları izin vermiyor.