Öcalan’la 43 ay sonra ilk görüşme

En son Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, 12 Ağustos 2019 tarihinde İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüşmüştü. 43 aydır Öcalan’ın görüşme yapmasına izin verilmiyordu. Öcalan’ın yeğeni DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, dün İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan’la görüştü. Saat 11.00’de başlayan görüşme öğleden sonra devam etti. Görüşmenin 2 saat sürdüğü öğrenildi.

BAŞVURUDA BULUNMUŞTU

Ömer Öcalan, 14 Ağustos 2024 tarihinde Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunarak Abdullah Öcalan ile görüşme talebinde bulunmuştu. Ömer Öcalan başvurusunu aile adına yapmış ve “Yeğen olarak 16 Ağustos 2024 tarihinde sayın Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmek istiyorum” demişti. Öcalan’ın avukatları da görüşme talebinde bulunmuştu. Ancak yapılan değerlendirme sonucunda Ömer Öcalan’ın görüşmesine izin verildi. Ömer Öcalan, dün hazırlanan bir feribotla İmralı Adası’na geçerek Abdullah Öcalan’la görüştü.

1 EKİM’DE MECLİS’İ AÇIŞ KONUŞMASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Ekim tarihinde Meclis’i açış konuşmasında “İç cepheyi güçlendirmemiz lazım” çağrısından sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti sıralarına giderek tokalaşmıştı. Bahçeli bu hareketini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına destek vermek amacıyla yaptığını söylemişti. Bahçeli, DEM Parti’ye, “Türkiye partisi olun” çağrısı yapmıştı. Bahçeli’nin bu çıkışına Cumhurbaşkanı Erdoğan da destek vermişti. Erdoğan, Arnavutluk- Sırbistan gezisi dönüşünde yaptığı açıklamada, “Sayın Bahçeli’nin attığı bu adım bana göre çok çok önemli bir adım” demişti.

BAHÇELİ’NİN ÇAĞRISI

Bahçeli, 15 Ekim tarihinde MHP Grubu’nda yaptığı konuşmada ise Öcalan’a, “Türkiye’ye getirilirken, ‘Her türlü hizmete hazırım’ diyen teröristbaşı, buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı olarak açıklasın” diye çağrıda bulunmuştu.

22 EKİM DÖNÜM NOKTASI

Bahçeli, 22 Ekim tarihinde yine MHP grubunda yaptığı konuşmada şok edici bir açıklama yaptı. “Şayet terösitbaşının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini açıklasın” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da AK Parti İl Başkanları Toplantısı’nda, “Cumhur İttifakı tarihi bir pencere açtı. Açılan bu tarihi pencerenin kişisel hesaplara kurban edilmemesini istiyoruz. Hep beraber terörün olmadığı Türkiye’yi inşa edelim” diyerek destek verdi.

ÖMER ÖCALAN’IN ZİYARETİ

Bu gelişmeler yaşanırken, 22 Ekim tarihinde Adalet Bakanlığı tarafından Ömer Öcalan’a, İmralı’ya gitme başvurusunun kabul edildiği bilgisi iletildi. Adanın şartları nedeniyle Ömer Öcalan’ın, çarşamba günü Bursa’nın Mudanya ilçesindeki askeri iskelede hazır bulunması istendi. Ömer Öcalan dün sabah saatlerinde Mudanya İskelesi’ne yanaşan bir feribotla alınarak İmralı’ya götürüldü. Ömer Öcalan ile Abdullah Öcalan’ın görüşmesinin saat 11.00’de başladığı ve öğleden sonraya kadar devam ettiği ifade edildi. 43 ay sonra gerçekleşen bu görüşmede Öcalan’ın hangi mesajları verdiği merak konusu oldu.

ÖCALAN’DAN OLUMLU MESAJ

Öcalan’ın Bahçeli’nin çağrısına karşı takınacağı tavır sürecin ilerlemesi açısından önemli olarak görülüyor.

Abdullah Öcalan’ın, Ömer Öcalan’la yaptığı görüşmede tecrit koşulları ortadan kaldırıldığı ve haberleşme imkânı sağlandığı taktirde silahların bırakılması konusunda bir rol oynayabileceği mesajını verdiği söyleniyor. Öcalan’ın “Tarihi sorumluluğumu yerine getirmeye hazırım. Örgüte silah bırakma çağrısı yapacağım” dediği ifade ediliyor.

MHP lideri Bahçeli’nin gündeme getirdiği, “Umut hakkı” düzenlemesinin de Öcalan açısından teşvik edici olduğu ifade ediliyor.

Öcalan’ın, bir süre önce, “Buradan tabutla çıkmak istemiyorum” dediği ifade ediliyor.

KANDİL NE YAPACAK

Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan’la görüşmesinde silahların bırakılması ve yeni bir süreç başlatılması konusunda rol üstleneceği mesajı verdiği ifade ediliyor.  Ama Öcalan’ın bu mesajına Kandil’in ne yanıt vereceği ise merak konusu oldu.

2013 yılında Nevruz Bayramı’nda Diyarbakır meydanında on binlerce insanın huzurunda okunan açıklamasında Abdullah Öcalan, silahların bırakılması ve demokratik siyaset yapılması çağrısı yapmıştı. Ancak Kandil, Hendek savaşları ve tek yanlı savaş sürecinin başladığını ilan ederek, süreci sabote etmiş ve çözüm sürecinin akamete uğratılmasını sağlamıştı.

TÜRKİYE’NİN YANITI SERT OLDU

Kandil silahlı mücadeleyi sürdürürken, Türkiye’nin yanıtı da sert oldu. Türkiye’nin sınırları içerisinde terör örgütü çok ağır darbeler yedi. Türkiye’deki terörist sayısı 100’ün altına düşerken örgüt eylem yapma kapasitesini kaybetti. PKK ile mücadele sonucunda Türkiye içindeki Kandilcikler ortadan kaldırıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Onları açtıkları hendeklere gömdük” dedi.

MİT’in ve TSK’nın başarılı operasyonlarıyla PKK yöneticileri Irak ve Suriye’de etkisiz hale getirilmeye devam ediliyor. Kandil’in çözüm sürecini sabote ettiği tarihten bu yana Türkiye, Suriye’de Zeytin Dalı ve Barış Pınarı bölgelerini PKK’dan temizleyerek tampon bölge oluşturdu. Irak’ta ise Pençe Kilit operasyonlarıyla 30-40 kilometre derinlikte güvenli alan oluşturuldu.

Buna rağmen ABD ve İran’ın güdümünde hareket eden Kandil’in barış süreçlerine karşı çıktığı ve silahlı mücadeleyi sürdürmek istediği biliniyor.

SON KEZ ŞANS TANINDI

Çözüm süreçlerinde Kandil üzerinde etkili olamayan PKK lideri Abdullah Öcalan, 43 aydır kimseyle görüştürülmüyordu. Bahçeli’nin çağrısı üzerine PKK’nın silah bırakması ve terörün sonlandırılması konusunda yeniden inisiyatif üstlenmek istediğini bildiren Öcalan’a son bir kez şans tanındığı söyleniyor.

Bakalım Öcalan bu kez Kandil üzerinde etkili olacak mı?

TÜRKİYE KARARLI

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’nin yaklaşan dış tehlikeleri dikkate alarak yaptıkları çağrı üzerine Kürt sorununun çözümünde yeni bir iklim oluştu. PKK lideri Öcalan’ın da çağrısı etkili olursa PKK’nın silah bırakması gündeme gelebilir.

SINIR ÖTESİ OPERASYON

Tüm bu çabalara rağmen Kandil yine silahlı mücadeleyi sürdürme kararı alır, Öcalan’ın çabaları da yetersiz kalırsa, İsrail ve ABD’nin kışkırtmaları sonucunda Suriye’de PKK’ya bir uydu yapılanma kurdurma ihtimali doğarsa Türkiye’nin buna karşılığının çok sert olacağı biliniyor. Eğer tüm bu çabalar boşa çıkar ve Suriye’de bir fiili durum yaratılmak istenirse kapsamlı, güçlü ve şaşırtıcı bir sınır ötesi operasyon kaçınılmaz olacak.

ÇARE SİLAH DEĞİL

PKK üzerindeki ABD’nin güçlü etkisi, Suriye’de oluşturulan SDG-PKK-YPG yapılanması nedeniyle bu konuda yeterince umutlu olamıyorum.

Ama çözüm silahtan değil, siyasetten geçiyor.