Bu hafta öne çıkan iki siyasetçi var… İkisi de önemli mevkilerde… İkisi de Erdoğan’ın son nefesini verene kadar ülkeyi yönetmesi gerektiğini düşünüyor… İkisi de Erdoğan ne derse yapıyor… İkisi de göğsünü Erdoğan’a siper etmiş halde… İkisi de Erdoğan’ın siyasi mühendislik hamlelerinin gönüllü veya mecburi neferi olmuş…
Kim bunlar diyeceksiniz?
Biri Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş… Öteki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli…
İkisinin de ortak özelliği dün ağır dille eleştirdikleri Erdoğan’a bugün göbekten bağlı olmaları…
Bir başka ortak özellikleri var ikisi de siyaseti iyi okuduğunu iddia eden siyasetçi… İkisi de bugünün Türkiye’sinin ne halde olacağını yıllar önceden tahmin etmişler… Anlatmışlar…
Kendileri bir süre sonra 180 derece dönmüş o ayrı mesele!...
Arşive girdim ikisinin de geçmişte yaptıkları konuşmalardan birer paragraf aldım…
Gelin hatırlayalım. Gelin birlikte okuyalım….
Devlet Bahçeli demiş ki:
“Recep Tayyip Erdoğan ne yapmaya çalışmakta? Türkiye Cumhuriyeti’nin mevcut yönetim sistem ve gerçeği hangi konforuna, hangi açgözlülüğüne yetmemektedir? Bu milletin tek işi, yegâne derdi Erdoğan’a koltuk mu imal etmektir? Partili Cumhurbaşkanı ne demektir, nereden çıkmış, kimlerin memnuniyetini sağlamak için planlanmıştır? Hadi diyelim ki, Erdoğan başkan veya partili Cumhurbaşkanı oldu, peki bundan sonra krallık talep etmeyeceğini kim garanti edecektir? Fırsat bulmuşken, Erdoğan her şeyi isteyecek, her yolu deneyecek, yargı, yürütme ve yasamayı tekeline alarak demokrasiyi havaya uçuracaktır. “
“Mesele Türkiye’yi değil, Erdoğan’ın ikbal ve geleceğini güvenceye almaktır. Mesele sistemin reforma tabi tutulması değil, Erdoğan’ın kişisel gayesinin tatmin ve doyurulmasıdır. Devleti kendi aile şirketi gibi yönetmek istemektedir”
Numan Kurtulmuş demiş ki….
"2023'te hala sivil anayasa tartışıyor olacağız. Bu sahtekar iktidar olursa BOP projesinde bölge ülkelerinin sayısının iki katına çıktığını göreceğiz. 2023'te kredi kartı borcu dolayısıyla evine icra gelmeyen kimse kalmadığını göreceğiz. 2023'te boşanma oranlarının evlenme oranlarının üstüne geçtiğini okuyacağız. Hastanelerde yaşlılara yer kalmadığını göreceğiz. 2023'te Başbakanın çocukluk arkadaşı, askerlik arkadaşı, belediyeden arkadaşı ve şoförlerinden başka kimsenin vekil olamadığını göreceğiz. 2023'te tüm bütçe gelirlerinin faize gittiğini göreceğiz. Vatandaşların KDV ve ÖTV sebebiyle isyan noktasına geldiğini göreceğiz. Hala Kürt ve Alevi açılımının tartışıldığını göreceğiz"
Bu sözlerin üzerine yorum yapmaya hacet var mı?