Türkiye’nin, ABD ile arasının açık olduğu bir dönemde, muhatabına alternatifleri bulunduğunu göstermek için Rusya’dan satın aldığı S-400’lerin İncirlik üssüne yerleştirilmesinin düşünüldüğünü, Yunan Kathimerini gazetesi yazdı.
Gazeteye göre, Amerikalılar “Onları İncirlik’e yerleştirin, F-35 jetlerine koyduğumuz engeli kaldıralım” teklifinde bulunmuş…
Milli Savunma Bakanlığı bu haberi yalanladı.
Haber ve yalanlama, BRICS’e Türkiye’nin üyeliği konusunun konuşulduğu sırada gündeme geldi.
Aynı günlerde, uluslararası medyada, bir başka haber okudum. İngiltere’de yeni iktidara gelen İşçi Partisi’nin, 22 milyar Sterlin açık veren dibi delik bir hazine devraldığı ve bu sebeple önceki hükümetin sipariş ettiği F-35 jetlerinin alımından vazgeçmeyi düşündüğü haberiydi bu.
Toplam 138 F-35 için anlaşılmış, 48’i için sipariş verilmiş, şu ana kadar da 34’ü teslim alınmış İngiltere tarafından…
Bu demektir ki, üreticisi Lockheed Martin’in elinde, her an teslime hazır 14 adet F-35 var.
İki ülke arasındaki sürtüşme sırasında, parasını peşin ödediği, bazı parçaları ülkemizde üretildiği ve kullanacak pilotlar da eğitimini aldığı halde, Türkiye’ye ABD’den F-35 ambargosu gelmişti.
Üretimine son verilmiş, teknolojisi F-35 ile mukayese edilemeyecek F-16 jetlerine razı olduk sonunda; Amerikan Kongresi, ona izin vermekte de nazlı davranıyor.
Rusya’dan alınan S-400’e uygun bir formül bulunduğunda, İngilizlerin almaktan vazgeçtiği F-35’ler için pazarlık başlatmış oluyor ABD.
Hımm…
Şu listeye bakalım: İngiltere, İtalya, Hollanda, Avustralya, Kanada, Danimarka, Norveç, Belçika, Finlandiya, Almanya, Japonya, Polonya, Güney Kore, İsviçre, Çekya, Singapur ve İsrail ile Yunanistan…
Bunlar ABD’nin F-35 sattığı ülkeler…
Gazze ve Lübnan savaşlarında F-35’leri de kullanıyor İsrail; kullanımında 36 F-35 var; 25 adet daha 2028’de teslim alacak.
Yunanistan’a gelince… Komşumuzla 40 adet F-35 anlaşması imzalandı; sayı 20 adet daha artırılabilecek.
Bilgileri uzattım ama, tedirginliğim yüzünden bu: Son yıllarda savunma sanayii konusuna özel önem verilen ülkemiz, dünyanın en ileri teknolojisine sahip jetlerden mahrum kalıyor…
F-16’nın önü açılsa bile savunma yönünden yeterlilikten uzak kalınacak.
Ankara’da konunun bütün açıklığıyla değerlendirildiğini düşünmemiz için işaretler var.
NATO ülkesi olduğu ve Avrupa Birliği’ne (AB) üye olma arzusu taşıdığı halde, Türkiye’nin Rusya ile Çin güdümündeki BRICS örgütüne üye olma niyeti bu işaretlerden en önemlisi.
Türkiye, NATO üyesi bir Avrupa ülkesi olarak, aynı özellikleri paylaşan başka ülkelere -hatta İsrail gibi paylaşmayanlara da- istedikleri kadar alma izni verilen gelişmiş teknolojiye sahip jetlerden mahrum edilmesine tepki gösteriyor.
Umarım, bu hamle tepkiden ibaret kalır ve umarım muhatapları Türkiye’nin bu tepkisini doğru değerlendirir.
Rusya’dan S-400 satın alınması da bir tepki sonucuydu. Ardından yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin kaygılarını gidermiş olmalı ki, yüksek bir meblağ da ödendiği halde, teslim alınan S-400 sistemi kullanılmadı.
Türkiye adına rahatsızlık, en son, TBMM başkanı Numan Kurtulmuş’un, Moskova’da, Rusya Parlamentosu Duma’da, Rus senatörler karşısında yaptığı konuşmada duyuruldu.
BRICS’i ‘yeni bir barış perspektifi’ olarak değerlendiren ve BRICS ile ‘yeni bir düzen’ kurulmasından söz eden Kurtulmuş, gelecek ay Kazan’da yapılacak toplantıda üyelik sözünün yerine getirileceğini de ifade ediyor gibi.
Okuyalım:
“Türkiye’nin BRICS’e üyeliği, Türkiye’nin mevcut üyeliklerine bir alternatif, onların karşısında bir teşebbüs değil, tam tersine, Türkiye’nin dış politikadaki gücünü artıracak yeni bir argüman, yeni bir enstrüman olarak telakki edilmektedir.”
Bu durumda, NATO içinde kalmaya devam edeceğiz, AB üyeliği beklentimiz sürecek, ‘dış politikada gücümüzü de artıracağı’ düşüncesiyle BRICS’te de yer alacağız.
Çin ve Rusya, ABD ve AB üyesi ülkelerle eş-zamanlı ittifak ilişkileri kurmayı başarabilmek deveye hendek atlatmaktan daha zor bir iş.
İmkansız.
Hükümet bu imkansızı mümkün hale getirebilir mi?
Sanmıyorum..
Getirebilirse alkışlarım.