Narin okula gideceği gün mezara gitti.
Vicdanı olan herkesin yüreği yandı.
8 yaşındaki Narin’in öldürüldüğü Diyarbakır’ın Tavşandere köyündeki mezarına yurdun birçok yerinden ziyaretçiler geliyor, gözyaşı döküyorlar.
Diyarbakır’da, İstanbul’da, Ankara’da. İzmir’de, Artvin’de kadınlar Narin için yürüdü.
Narin’i kim veya kimler öldürdü?
Neden öldürdü?
Nasıl öldürdü?
Bu soruların yanıtı henüz yok.
Savcılık soruşturması sürüyor.
Narin’in, amcası, annesi, babası, ağabeyleri, kuzenleri de gözaltında.
Savcılık, gözaltında tuttuğu 24 kişiyi sorgulamayı sürdürüyor.
Gözaltındakiler arasında Narin’in annesi, babası, ağabeyleri, amcasının olması cinayette ailenin rolü olduğu kuşkusunu artırıyor.
Gözaltındaki amcasına “Narin senin çocuğun mu?” “Sen mi öldürdün?” sorularının yöneltilmiş olması da bu kuşkuyu besliyor.
Yine “Narin’in görmemesi gereken bir olayı gördüğü için öldürüldüğü” iddiaları da aileye ilişkin soru işaretlerine yol açıyor.
Narin cinayetiyle ilgili olarak çok fazla soru işareti var.
Örneğin 20 hanelik küçük bir köyde Narin’in cesedinin 19 gün boyunca neden bulunamadığı sorusu.
Kaybolduğu 21 Ağustos gününden sonra köy ve çevresi havadan, karadan karış karış arandığı halde Narin’in cesedi bulunamadı.
Ancak 19 gün sonra aileden birinin savcılığa verdiği bilgiler çerçevesinde dereye gömülmüş, üzerine de taşlar konulmuş ve dallarla kamufle edilmiş şekilde bulundu.
Narin öldürüldüğü gün mü dereye gömüldü yoksa bir iki gün önce mi sorularının yanıtları da henüz ortaya çıkmadı.
Dikkati çeken bir durum da köy sakinlerinin Suskunluk Yasası’nı (Mafyanın Omerta Yasası) uygulamış olmalarıydı.
Narin’in ailesi gibi köy sakinleri de bu konuda konuşmaktan kaçındılar.
Bir veya iki gizli tanıdığın verdiği bilgilerle Narin’in cansız bedenine ve bazı bulgulara ulaşılabildi.
Savcılığın katil veya katillerin belirlenmesi konusunda önemli mesafe aldığı, kesin sonuç için İstanbul’a gönderilen Narin’den alınan örneklerin adli tıp incelemesi sonuçlarının beklendiği bilgisi var.
Narin cinayete kurban giden ilk çocuğumuz değil.
Daha önce de öldürülen, tecavüz edilen, kaçırılan çok sayıda çocuk var.
Türkiye çocuk konusunda olduğu gibi kadın cinayetleri konusunda da maalesef sicili kabarık bir ülke.
Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün 2023 raporuna göre 2023 yılında çocukların cinsel istismarı suçu ile ilgili gelen dosya sayısı 66 bin 138’e ulaştı.
2023 yılında 14 bin 919 “çocukların cinsel istismarı” suçundan açılmış dava karara bağlandı.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2023 yılında 315 kadın öldürüldü.
2022 yılında öldürülen kadın sayısı 334’dü. 2021’de 280, 2020 yılında 300 kadın cinayete kurban gitti.
Kadın ve çocuk ölümleri, kadın ve çocuk tecavüzlerinin temel kaynağı, kadını ve çocuğu özel malı, mülkü olarak gören erkek egemen feodal düzendir.
Narin’in katili de odur.
Tavşandere köyünde de bir feodal düzenin hüküm sürdüğü köy halkının suskunluğundan belli.
Türkiye’de kadın ve çocukların insan haklarının güvenceye alınması ancak erkek egemen feodal düzenin aşılmasıyla mümkündür.