TÜRK tarihinde bir ilk yaşandı.
Kara, Deniz ve Hava Harp Okulu’ndan dönem birincileri ilk kez kızlardan çıktı.
Teğmen Ebru Eroğlu Kara Harp Okulu, Teğmen Şeyda Yıldırım Deniz Harp Okulu, Teğmen İkra Kuyumcu Hava Harp Okulu birincisi oldular.
Kurtuluş Savaşı’nda erkeğinin yanında vatan savunmasına koşan Kara Fatma’nın torunları, yurt savunmasında cephede yerini aldı.
Kendileri ile ne kadar gurur duysak azdır.
GURUR KAYNAKLARIMIZ
Şehit subayımız Songül Yakut’un ruhunu yücelttiler.
‘AK Parti seçimleri kazanırsa Türkiye, Afganistan’a döner, Taliban gibi kadınların evlerinden çıkmasına izin vermezler’ diye propaganda yapanlar, kadın subaylarımızın başarısı karşısında ne düşünüyorlar acaba?
Gökçen Fırat, ilk kadın amiralimiz oldu. Özlem Yılmaz ilk kadın generalimiz, Gülden Mat Albayımız ise Çankırı Jandarma Komutanlığı’nı üstlendi.
Ancak üzücü olan “korsan” bir yemin olayı nedeniyle biz bu başarıyı tartışamıyoruz.
TÜRK ORDUSU DİSİPLİN DEMEKTİR
2 bin 233 yıllık tarihe sahip olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en önemli özelliği disiplinidir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne en büyük zararı ise ast-üst ilişkilerinin bozulması, cunta faaliyetleri ve muhtıralar ile darbeler vermiştir. Askeri vesayet dönemlerinin Türkiye’ye faturası çok ağır oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türk demokrasisine en büyük hizmetlerinden biri askeri vesayete son vermek oldu. Milletine parmak sallayan değil, milli iradenin emrinde olan Türk Silahlı Kuvvetleri.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Harp Okulu mezuniyet töreninde genç teğmenlere “Türk milletinin ve milli iradenin her zaman emrinde olmanızı bekliyorum” diye seslendi.
TEĞMENLERİN HEYECANI
30 Ağustos’ta teğmen rütbesini takıp Harp Okulu’ndan mezun olanların yaşadığı heyecanı hiçbir duygu tarif edemez. Kıtaya çıkacak olan genç teğmenler, “Kılıç çatar”lar. Milletimiz “Kılıç çatan” genç teğmenleri sever ama milletine doğru kılıç şakırdatanı benimsemez. Çünkü ara dönemlerde bu millete karşı hep kılıç şakırdatıldı.
Tekrar Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreninde yaşanan “korsan yemin” olayına dönecek olursak, burada en hafif tabirle bir disiplinsizlik söz konusu. Ordu bizim gözbebeğimizdir. Ama bu askeri vesayet dönemlerini andıran, belli bir sosyolojiye mesaj veren “korsan yemin” olayını görmemize engel değil.
MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİ
15 Temmuz kanlı darbe girişiminden sonra değiştirilen yemin metninin yeniden okunmasını normal karşılayamayız. Kara Harp Okulu’ndan 980 teğmen mezun olmuş. Bunların arasında 200-250’si kılıçlarını kaldırıp dönem birincisinin liderliğinde korsan yemin yapıyorlar; ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyorlar. Peki o zaman geriye kalan 750 teğmen Mustafa Kemal’in askeri değil mi? Onların komutanları Mustafa Kemal’in askerleri değil mi? Ebru teğmenin okul komutanına “Yaptığımdan pişman değilim” dediği emekli Albay Zeki Üçok tarafından açıklandı. 28 Şubat’ta ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyerek bu millete parmak sallandı. Şimdi aynı kesimlere yönelik bu mesajların verilmesi hoş karşılanabilir mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu olaydan dolayı rahatsızlık duyduğu ifade ediliyor. Nasıl duymaz?
1 AY ÖNCE BAŞLAMIŞ
Harp Okullarının mezuniyet töreni provaları 1 ay önceden başlıyor. Ailelerden törene katılacakların isimleri ve kimlik numaralarına kadar isteniyor. Herkesin nereye oturacağı belli. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere protokol yerini aldıktan sonra tören başlıyor. Yapılan provalarda bu sahneler defalarca tekrarlanıyor. Cumhurbaşkanı ve diğer protokol üyeleri nereden alınacak, dönem birincisi nereden çıkacak? Günlerce prova ediliyor. Bir öğrenci Cumhurbaşkanı’nın yerine geçiyor, dönem birincisi başta olmak üzere dereceye girenlerin kürsüye nasıl çıkacakları, en ince ayrıntısına kadar çalışılıyor. Bayrak ve silah üzerine edilen yemin gökleri yırtarcasına tekrar ediliyor.
Önce resmi programa uygun tören icra ediliyor. Ardından dönem birincisi Ebru teğmenin liderliğinde “korsan yemin” yapılıyor. Bu kameraya kaydediliyor. Sonra servis ediliyor. Geçmişte, “Genç subaylar rahatsız” manşetlerini atan gazeteler ise bunları manşetlerinden paylaşıyorlar. Emekli subaylar günlerdir TSK içinden yalan, yanlış bilgiler servis ediyor. Bu süreci yönetmeye çalışanlar var.
CUMHURBAŞKANI RAHATSIZ
Bunlar rahatsız edici işler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu olaydan dolayı rahatsızlık duyduğu ifade ediliyor.
MHP Lideri Bahçeli de “Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz anılarını ve kutlu eserlerini istismar etmeye, bu çerçevede kutuplaşma dalgası oluşturmaya kalkışmamalıdır” diye tepki gösterdi.
Biz kahraman ordumuzun Irak’ta Pençe- Kilit bölgesinde, Suriye’de Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı bölgelerinde, Libya’da, Karabağ’da, Mavi Vatan’daki başarılarıyla gurur duyuyoruz.
Türk ordusu başarılarıyla tartışılmayı ve alkışlanmayı hak ediyor. Ama bu tür askeri vesayet dönemlerinin ruhunu yansıtan eylemler bu başarılara gölge düşürüyor.
CHP’NİN İKİ YÜZLÜLÜĞÜ
‘Türk ordusu elbette ki Mustafa Kemal’in ordusu olacak, Yunan ordusu mu olacak?’ diyen CHP, Mehmetçik’e kurşun sıkan PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP ile birlikte Irak-Suriye Tezkeresi’ne ‘hayır’ oyu vermedi mi? Mustafa Kemal’in askerlerine niye ‘hayır’ oyu verdiniz?
“Mustafa Kemal’in itleri” diyen Sırrı Sakık’ın partisiyle cumhurbaşkanlığı seçiminde niye işbirliği yaptınız?
CHP, Libya Tezkeresi’ne karşı çıkmadı mı? “Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ gibi bir sloganı doğru bulmuyorum” diyen Canan Kaftancıoğlu yıllarca il başkanlıklarını yapmadı mı?
ASKER SİYASETE KARIŞMAMALI
Askerin siyasete karışması kadar asker üzerinden siyaset yapılması da yanlıştır.
Bırakın asker askerliğini, siyasetçi siyasetini yapsın.
Belli ki CHP’nin kodlarında olan askeri vesayetçi duyguları köpürmüş.
Bakıyorum, 28 Şubat’ta askerin yanında konumlananlar, cumhuriyet mitinglerini organize edenler, 27 Nisan e-Muhtırası’nı alkışlayanlar, “korsan yemin” olayını göklere çıkarıyorlar. Emekli amiraller bildirisinde de aynı rolü üstlenmişlerdi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yaşanan bu tür eylemlerin ne olduğunu bilecek kadar tecrübe sahibiyiz.
Kimin kimden esinlendiğini, bu yemin olayıyla nerelere mesaj verilmek istendiğini anlayacak deneyimlere sahibiz. Bunlar masum işler değil.
HARBİYELİLER
Doğan Avcıoğlu ve Mümtaz Soysal’ın liderliğini yaptığı “Yön cuntası” TSK içinde bir grupla, aydınların yaptığı darbe tezgâhıydı. Türkiye’de darbelerin anası olan 27 Mayıs ise “Harp Okulu” öğrencileri tarafından gerçekleştirildi. 27 Mayıs’ta darbeyi yapan Hap Okulu öğrencileri yetinmedi bir de Talat Aydemir liderliğinde iki kez başarısız darbe girişiminde bulundular. Bir kez disiplin bozulmaya görsün.
TSK’YA ZARAR VERİR
27 Mayıs’ta Harp Okulu öğrencileri İstiklal Madalyası taşıyan Genelkurmay Başkanı Rüştü Erdelhun paşayı, konutundan sürükleyerek çıkarmışlardı.
27 Mayıs’ta generaller, darbeyi yapan üsteğmenlere selam durmak zorunda kalmıştı.
Ordu’da disiplinin bozulması en çok Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yaralar.
Unutmayın, 27 Mayıs’ın parolası “Harbiyeli Aldanmaz”dı. Ama Harbiyeli aldandı.
Yeni Harbiyeliler aldanmasın diye yazdım bu yazıyı...