Hafta sonu Rize’de İsrail’i hedefine koyarak; ‘biz nasıl Karabağ’a girdiysek biz nasıl Libya’ya girdiysek, bunun benzerini de aynen onlara yaparız’ deyince…
Ortalık ayağı kalkar sandım…
İktidara yakın televizyonlar özel yayına geçer zannettim…
İktidara yakın gazeteler manşet çeker diye düşündüm…
Hiçbiri olmadı…
Erdoğan’ın ‘İsrail’e gireriz’ sözü yankı bulmadı… Akit gazetesi bile Erdoğan’ın Rize’de komşularıyla hasret gidermesini daha önemli bulmuş… Sürmanşetine bu haberi koymuş!..
Hürriyet, Milliyet, Sabah gibi iktidar gazeteleri itidalli yaklaşmış… Hiçbiri manşet atmamış. Birinci sayfanın bir köşesine yerleştirmiş…
Kimi; Rize’de İsrail’e mesaj yolladı demiş, kimi İsrail’e karşı güçlü olmalıyızsözünü başlığa taşımış,
İsrail’e gireriz sözünü satır aralarına sıkıştırmışlar. Türkiye Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı İsrail’e girebiliriz diyor gereken ilgiyi görmüyor…
Ciddiye almamışlar diyeceğim ama ayıp olur önemsememişler diyeyim…
Peki neden?
Bunun üç nedeni var…
Birincisi; biz Libya ve Karabağ’a girmedik. Libya Suriye gibi ortadan ikiye bölünmüştü. Savaşan iki güç vardı. Biri Birleşmiş Milletlerin tanıdığı milli mutabakat hükümetinin ordusu, diğeri Libyayı’ı ele geçirmeye çalışan Hafter’in kuvvetleri… Ve paralı askerler…
Türkiye ağırlığını koydu. Çok doğru yaptı. Başbakan Sarrac’a destek verdi.
Nasıl bir destekti bu…
Silah, zırhlı araç, SİHA, İHA gibi teçhizatın ötesinde askeri uzmanlarla danışmanlık desteği, Libya Ordusu’nu eğitme desteğiydi…
TSK başarıyla yaptı. Hatta SAT ve SAS komandoları Hafter’in çekilirken bıraktığı mayın ve bubi tuzaklarını temizledi.
Demem şu Libya’da askerimiz savaşmadı.
Askerimiz Libya’ya savaşan güç olarak girmedi…
Yoksa askerimiz girdi de savaştı da biz mi bilmiyoruz? Bizden mi sakladılar?
Karabağ’a da girmedik. Karabağ’ın geri alınması Azeri Ordusu’nun başarısı… Ankara İHA ve SİHA desteği verdi.
Yoksa askerimiz Karabağ’da Ermeni ordusu ile savaştı da biz mi bilmiyoruz? Bizden mi sakladılar?
Erdoğan’ın söyledikleri doğruysa, hakikaten ordumuz Libya ve Karabağ’a girdiyse uluslararası yankısı büyük olacaktır…
Ama şöylede bi durum var… Türkiye’de pek yazılıp çizilmeyen, yazıp çizenlere kötü gözle bakılan, hatta ilan edilen şöyle bir iddia var… Bugüne kadar yalanlanmadı…
İtalyan La Repubblica gazetesi Erdoğan Hafter’i yendi başlığını atarken şöyle yazmıştı; zırhlı araç , İnsansız hava aracı desteği ve Suriye’den getirdikleri binlerce milisle Erdoğan kazandı…
Karabağ’a da aynısını mı yaptık?
Erdoğan Libya ve Karabağ’a nasıl girdik derken Suriyeli paralı milisleri mi kastediyor?
İsrail için de planı bu mu?
Bu yöntemimi kastetti?
Bilinmiyor ama kendi medyası bile durumu anlamadığı için temkinli davranmışlardır!
İkincisi; Erdoğan’ın konuşmasının nerelere gideceğini, uluslararası toplumda nasıl yankılanacağını, savaş ilanı kabul edilebileceğini hesap eden Dışişleri uyarmış, İletişim Başkanlığı da gazeteleri tek tek arayarak aman büyütmeyin, başlığa çıkarmayın diye talimat kuvvetinde rica etmiş olabilir…
Üçüncüsü; Erdoğan Yunanistan’a seslenerek ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ dedi ya…Sonra makarayı geri sararak ben teröristler kastettim falan diye işi toparlamaya çalıştı ya…
İktidar medyası da İsrail salvosunu benzer çıkış olarak görmüştür. Nasıl olsa yine makarayı geri sarar diye düşünmüştür.
Bu sebeple üzerine balıklama atlamadılar…
Aklınıza gelen başka olasılık var mı?
Çok enteresan İsrail’e girmekten bahsediyor ama yaprak kımıldamıyor!...
Erdoğan yaşlandı mı acaba?