CHP, İmamoğlu düzenlemesinde ısrarlı

MİT Başkanı İbrahim Kalın bugün CHP’yi ziyaret edecek.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, “Terörsüz Türkiye Komisyonu” için CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le görüşecek.

CHP, Komisyonun Ekrem İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanması için düzenleme yapması konusunda ısrarlı.

CHP yetkileriyle görüşüyorum, “Komisyonun görevi sadece PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili hukuki düzenlemeleri yapmakla sınırlı olmasın aynı zamanda Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere tutuklu belediye başkanlarının tutuksuz yargılanması için gerekli yasal düzenlemeleri de hazırlasın”  istiyorlar.

CHP’NİN ÖNERİSİ

CHP’nin önerisini üç başlıkta özetlemek mümkün.

1- Selahattin Demirtaş başta olmak üzere cezaevindeki DEM’li siyasetçilerle ilgili düzenleme yapılırken daha acil bir sorun olarak Ekrem İmamoğlu’nun durumuna el atılmaması beklenemez. Selahattin Demirtaş cezaevinden çıksın ama Ekrem İmamoğlu da cezaevinde kalmasın.

2- Ekrem İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanmasını sağlayacak olan hukuki düzenlemeler yapılsın. İmamoğlu başta olmak üzere belediye başkanlarının yargılanmasına yeni bir hukuki çerçeve oluşturulsun.

3- Belediyelere kayyum atanmasına son verecek yasal düzenlemeler yapılsın.

İMAMOĞLU’NA ENDEKSLİ

CHP’de tüm saatler Ekrem İmamoğlu’na göre ayarlanmış durumda. CHP’de tüm yollar Roma’ya değil, Ekrem İmamoğlu’na çıkıyor. CHP, Ekrem İmamoğlu’na endekslenmiş durumda. Bir tek partinin adını Ekrem İmamoğlu partisi olarak değiştirmedikleri kaldı.

Peki CHP’nin bu ısrarı komisyonu kilitler mi? Komisyon çalışmaları sırasında CHP ile DEM Parti Ekrem İmamoğlu konusunda işbirliğine gider mi?

Bunlar komisyonun önündeki önemli handikaplar olarak duruyor.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE’NİN ÖNÜNE GEÇMEMELİ

Ama hiçbir şey Türkiye’nin PKK’yı tasfiye etme çabalarının önüne geçmemeli.

Ekrem İmamoğlu, “Terörsüz Türkiye” hedefinin önüne engel olarak çıkarılmamalı.

PKK bizim için beka sorunu. Binlerce şehit verdiğimiz kanlı bir terör örgütünün silahlarının bıraktırılması projesi. Ekrem İmamoğlu davası ise bir yolsuzluk ve rüşvet davası.

Ekrem İmamoğlu, PKK’nın tasfiyesinin önüne geçmemeli. Ona engel olmamalı.

ÜÇ SUİKASTI MİT ÖNLEDİ

CNN TÜRK’teki programlarda bir bölüm var.

Ahmed Şara, Trump, Putin ve Hamaney’in fotoğrafları ekrana geliyor.  Programın moderatörü konuklara hangi lider daha çok suikasta maruz kalır diye soruyor. Konuklar sırayla görüşlerini açıklıyorlar. Bana sıra geldiğinde Ahmed Şara’nın Şam’da çok ciddi bir suikast girişimine maruz kaldığını anlattım. MİT sayesinde Ahmed Şara’ya yönelik suikastın önlendiğini söyledim.

Ben bir suikast girişiminden haberdardım meğerse İsrail 3 defa suikast girişiminde bulunmuş. Her defasında da suikast girişimleri MİT tarafından önlenmiş.

İSRAİL GAZETESİ YAZDI

İsrail, Yediot gazetesi Ahmed Şara’ya düzenlenen üç suikast girişimini yazdı.

1- İlk girişim, mart ayında sarayından çıktığı sırada Türk güvenlik güçlerinin şüpheli bir hareketliliği fark etmesiyle engellendi. Şara’nın güvenlik ekibi, saldırganı etkisiz hale getirip gözaltına aldı ve sorguya çekti.

2- İkinci girişim, daha sofistike olarak tanımlanıyor ve Ürdün sınırına yakın Dera vilayetinde gerçekleşti. Elit Suriyeli ve Türk korumaları, iki şüpheli kişiyi fark edip son anda konvoyun güzergâhını değiştirdi.

ÜÇÜNCÜ SUİKAST GİRİŞİMİ 

3- Üçüncü girişim ise neredeyse başarılı oluyordu. Bir silahlı saldırganın, Şara’nın Şam’daki başkanlık sarayından çıkarken kullanması beklenen güzergâhta pusuya yattığı bildirildi. Olayla ilgili tüm ayrıntılar henüz ortaya çıkmamış olsa da bu girişim Başkan’ın başkentten aniden kaçtığı yönünde söylentileri tetikledi.

Peki İsrail basını bunu nasıl biliyor? Çünkü suikast girişimini İsrail planladı. Biz nasıl biliyoruz? Çünkü Türk istihbaratı önledi.

SURİYE İLE SAVUNMA İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASI GELİYOR

İsrail, Suriye’nin güvenlik ve istikrarını tehdit ederken, Türkiye, Suriye’de istikrar ve güvenin sağlanması için çaba gösteriyor. İsrail’in Dürziler, Nusayriler ve SDG-PKK-YPG’yi kışkırtarak Suriye’de iç savaş çıkarma çalışmaları Türkiye tarafından önlendi.

Şimdi daha önemli bir adım atılıyor.

O adımın ne olduğuna gelmeden önce iki kritik açıklamayı paylaşmak istiyorum.

İsrail, Suveyda’daki Dürzileri kışkırtmış ardından da Şam’da Savunma Bakanlığı’nı vurmuş, Cumhurbaşkanlığı’na yakın yerleri hedef almıştı. O sırada Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından, “Talep etmeleri durumunda Suriye’nin savunma kapasitesinin güçlendirilmesi ve terörle mücadelesine destek olmak için elimizden gelen desteği sağlayacağımızı daha önce ifade etmiştik” açıklaması geldi. 17 Temmuz tarihli mesajın adresi İsrail’di.

HAKAN FİDAN’IN UYARISI

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise doğrudan İsrail’i hedef alarak, “İsrail, Suriye’yibölmeyi amaçlamaktadır. Suriye’yi bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya doğru giderseniz, bunu milli güvenliğimize doğrudan tehdit olarak algılar ve müdahale ederiz” dedi. Bu uyarının tarihi de 22 Temmuz’du.

MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI’NIN AÇIKLAMASI

23 Temmuz tarihinde ise, Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından, “Suriye yönetimi tarafından, savunma kapasitesinin güçlendirilmesi ve başta DEAŞ olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadele kapsamında Türkiye’den resmi destek talep edilmiştir” açıklaması geldi. Milli Savunma Bakanlığı açıklamasında, “Bu talep doğrultusunda, Suriye’nin savunma kapasitesini artırmaya yönelik eğitim, danışmanlık ve teknik destek sağlanması için çalışmalarımız devam etmektedir” denildi.

Bunun bir adım ötesi var.

Türkiye ile Suriye arasında geniş kapsamlı bir Savunma İşbirliği Anlaşması yapılacak.

Türkiye sadece açıklama yapmıyor, sadece uyarmıyor. Sahada gereken adımları da atıyor.